07.11.2013 Stockholm / İsveç TOBB/DEİK Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye – İsveç İş Forumu’nda yaptığı konuşmada, “Türkiye bugün rekabet edebilir, gelişmiş bir işgücüne ve sürdürülebilir kalkınmaya dayanan ekonomisiyle bölgesindeki en önemli aktörlerden birisidir” dedi.
Türkiye–İsveç İş Forumu, TOBB/DEİK
Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Ekonomi Bakanımız Zafer Çağlayan, İsveç Maliye
Bakanı Anders Borg, Business Sweeden CEO’su Bo Dankis, TİM Başkanı Mehmet
Büyükekşi’nin katılımlarıyla Stockholm’da yapıldı.
Burada konuşan TOBB/DEİK
Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, küresel ekonominin yeni bir dönüşüm sürecinden
geçtiğini, Avrupa ve komşu coğrafyalar mali krizler ve halk hareketleri ile
yeniden şekillendiğini, Türkiye’nin ise
bu dalgalı iklimde istikrarlı adımlarla büyümeye ve gelişmeye devam ettiğini
söyledi.
-Türkiye bugün ekonomisiyle bölgesindeki en önemli aktörlerden birisi
Bu başarının altında sağlam temeller yattığını
vurgulayan Hisarcıklıoğlu, “son 10 yılda Başbakanımız Sayın Recep Tayyip
Erdoğan’ın önderliğinde Türkiye, hem siyasi hem de ekonomik alanda çok önemli
gelişmeler kaydetti. Türkiye bugün rekabet edebilir, gelişmiş bir işgücüne ve
sürdürülebilir kalkınmaya dayanan ekonomisiyle bölgesindeki en önemli
aktörlerden birisidir.
Türkiye artık bu bölgenin en büyük sanayi
üreticisi, en büyük sanayi ihracatçısı, en büyük lojistik merkezi ve en sağlam
finansal sisteme sahip ülkesidir” dedi.
Türkiye’nin, tamamına yakını sanayi ürününden
oluşan ihracatı ile bölgenin en önemli sanayi malı tedarikçisi olduğunu
belirten Hisarcıklıoğlu, “Ancak bizim hedeflerimiz daha büyük. Gitmemiz gereken
daha çok yol, atmamız gereken daha çok adım olduğuna inanıyoruz. Bu bağlamda
İsveç’in ekonomik gelişimini yakından takip ediyoruz” ifadelerini kullandı.
-İsveç’in
ihtiyacı olan taze kan Türkiye
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, gelişmiş ekonomilerin
duraklamaya başladığı ve gelişmekte olan ülkelerin ivme kazandığı bu
zamanda, İsveç’in güçlü ekonomik
yapısını koruyabilmesi için taze kana ihtiyacı olduğunu, bu taze kanı da
dinamik ve genç nüfusu, gelişen ekonomisi, karlı yatırım ortamı ile Türkiye’nin
sağlayabileceğini söyledi.
Türkiye’de 265 İsveç sermayeli şirketin 3,3 milyar
dolarlık yatırımı olduğunu anlatan Hisarcıklıoğlu, “Biz Türk özel sektörü
olarak daha çok İsveç firmasını Türkiye’ye davet ediyoruz. Gelin Türkiye’ye
yatırım yapın, Türk şirketler ile ticaret yapın. Hep birlikte kazanalım” dedi.
-Ekonomik ve siyasi işbirlikleri
İkili ilişkilerde her alanda
işbirliğinden yana olduklarını aktaran TOBB Başkanı şöyle devam etti: “Ekonomik
ortaklıkların yanı sıra, siyasi işbirliklerinin de son derece önemli olduğuna
inanıyoruz.
Bildiğiniz üzere, Türkiye
imzaladığı Ankara Anlaşması ile resmi olarak 1963’ten beri AB serüveninin
içinde. Bu serüvenimizde bazı dönüm noktaları oldu.
1996’da Gümrük Birliği’ne
katılışımız, 1999’da Helsinki Zirvesi’nde tam üyelik statümüzün tescil
edilmesi, 2005’te müzakerelere başlamamız bunlardan birkaçı.
Büyük bir istek ile
başladığımız bu yolculukta maalesef eski heyecanımızı kaybetme tehlikesi ile
karşı karşıyayız. Bakın, German Marshall Fund’ın araştırmasına göre, Türklerin
AB üyeliğine olan desteği 2004’te %73 iken, bugün %44’e geriledi.
Bunun birincil sebebi bazı üye
ülkeler tarafından Türkiye’nin önüne haksız engeller konulması, haksızlığa
uğraması ve çifte standarda maruz kalmasıdır.”
-Hisarcıklıoğlu sorunları aktardı
İş dünyası olarak
karşılaştıkları sorunları dile getiren Hisarcıklıoğlu, Türk girişimcilerinin AB pazarına girişte
halen vize sorunları yaşadığını, hem kazanmak hem de kazandırmak amacıyla
hareket eden Türk iş insanlarının vize engeli ile uğraşmak zorunda
bırakılmasına anlam veremediklerini söyledi.
Bir diğer sorunun ise taşıma
kotaları olduğuna dikkat çeken TOBB Başkanı, “Kotalar 1996’dan beri bir parçası
olduğumuz gümrük birliğinin mantığı ile taban tabana zıt. Bu soruna da muhakkak kalıcı bir çözüm
bulunması gerekli” dedi.
Üçüncü ülkelerle yapılan
STA’larda da sorunların ortaya çıktığını ifade eden Hisarcıklıoğlu şunları
kaydetti: “Son dönemde hepimizi büyük ölçüde etkileyecek gelişmelerden biri ABD
ve Avrupa Birliği arasında müzakereleri yürütülen Transatlantik Ticaret ve
Yatırım Ortaklığı (TTIP) anlaşması.
TTIP tamamlanınca küresel
ekonominin ve yatırımların %70’ine hükmeden dünyanın en büyük serbest bölgesi
oluşacak. Böylesine büyük bir anlaşmanın içinde Türkiye’nin muhakkak yer alması
gerektiğine inanıyoruz.
Türkiye’nin TTIP’deki varlığı
hem Avrupa’ya hem de Türkiye’ye büyük kazançlar sağlayacaktır. Türkiye’nin, gelişen ekonomisi ve konumu
itibariyle, Ortadoğu, Orta Asya ve Kuzey Afrika’yı kapsayan yaklaşık 1
milyarlık bir pazara açılan kapı olduğu unutulmamalı.
Ayrıca, Türk iş dünyası olarak
Gümrük Birliği’nin felsefesi gereği Türkiye’nin bu müzakerelerde taraf olması
gerektiğini düşünüyoruz. Ve Avrupa Birliği’nden TTIP müzakerelerine davet
beklediğimizi açıkça ifade etmek istiyorum.
Biz Türk ve İsveç iş insanları
olarak, bugüne kadar sorunlarımızın
çözümü ve ekonomik ilişkilerin geliştirilmesinde siyasi iradenin desteğini hep
yanımızda hissettik. Bu sorunların da kesin biçimde çözülmesi için, yine siz bakanlarımızın
desteğine ihtiyacımız var”.