HABER VİDEOSU İÇİN TIKLAYINIZ
TOBB ve DEİK Başkanı M. Rifat
Hisarcıklıoğlu konuşmasında Türkiye ve Meksika’yı, yeni küresel güç mimarisinin
en dinamik iki aktörü olarak gördüklerine vurgu yaparken, “Dün liderlerimiz
tarafından imzalanan ortaklık deklarasyonu ile Türkiye ve Meksika, önemli iki
stratejik ortak olarak küresel ve bölgesel alanlarda ortak politikalar
üretecekler” dedi. İkili ilişkilerin istenilen düzeyde olmadığına dikkat çeken
Hisarcıklıoğlu şöyle konuştu: “İkili ilişkilerimiz bizlere yakışmıyor. İki ülke
olarak toplamda 1,2 trilyon dolarlık (Meksika 780, Türkiye 400) mal alıp
satıyoruz. Ama ikili ticaret hacmimiz 1 milyar dolar civarında (206 ihracat,
867 ithalat). Yani okyanusta bir damla. Burada
bir özeleştiride bulunmamız lazım. Bunu 2011’de Meksiko City’de yaptığımız iş
konseyinde de söylemiştim.
Biz Türk iş dünyası olarak bölgesinin en
dinamik ülkesi Meksika’yı tanımıyoruz. Meksikalı iş adamları da bölgesinin en
dinamik ülkesi Türkiye’yi tanımıyor.
Bunu değiştirmemiz lazım. Bu ziyaret eminim birçok ortaklığın
kurulmasına vesile olacaktır. İki ülke olarak küresel eğilimleri iyi okur,
fırsatları daha iyi değerlendirebilirsek, ekonomik ilişkilerimizi çok daha
ileri seviyelere çıkarabiliriz.”
-
Hisarcıklıoğlu işbirliğinin artması için 4 önemli konuya dikkat çekti
İki ülke arasında güçlü bir ekonomik
işbirliği tesis edebilmek için atılması gereken bazı öncü adımlar bulunduğunu
dile getiren Hisarcıklıoğlu, “Bunların başında gerekli fiziki, kurumsal ve
hukuki alt yapının oluşturulması gerekiyor” dedi. TOBB ve DEİK Başkanı
Hisarcıklıoğlu, işbirliğine giden yolda gerekli altyapının sağlanması için dört
konuya dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizerek şöyle konuştu: “İlk olarak
iki ülke arasında Yatırımların Teşviki ve Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi
Anlaşmaları bizler için önem taşımaktadır. Dün Ankara’da imzalanan bu iki
anlaşmanın yürürlüğe girmesi iki ülke özel sektörü için yeni ufuklar açacaktır.
İkinci olarak, bildiğiniz gibi Türkiye AB’nin Gümrük
Birliğine dahil. AB ile Meksika arasında da 2000 yılından bu yana serbest
ticaret anlaşması yürürlükte. Burada bir
haksızlıkla karşı karşıyayız. Gümrük Birliği’nden dolayı Meksika malları
Türkiye’ye serbestçe gelebiliyor. Ama biz Meksika’ya mal satarken gümrük
duvarları ile karşılanıyoruz.
Meksika ile imzalayacağımız bir Serbest
Ticaret Anlaşması bu soruna kökten çözüm getirecektir. Bu konuda gayretlerinizi
bekliyoruz.
Üçüncü konu ise, ilk iki konu kadar
önemli olan vize uygulamasıdır. Vatandaşlarımıza yönelik vize uygulamasına son
verilmelidir.
Hadi direkt uçuşu koyduk diyelim, ama
hala birbirimizden vize istiyoruz. Vize, işadamının başka bir ülkeye rahatça
gidip yatırım yapması için engeldir. Bu sorunu da acilen çözmemiz gerekiyor.
İki ülke siyasi otoriteleri arasında bu
sorunların çözümüne yönelik atılacak adımlar bizleri cesaretlendirecektir.”
-Nieto’nun
ziyaretinin önemi
Meksika Devlet Başkanı Nieto’nun
ziyaretinin çok önemli anlamlar taşıdığını bildiren Hisarcıklıoğlu, “Sayın
Penya Nieto, Meksika’dan Türkiye’ye devlet başkanı düzeyinde ilk ziyareti
yaparak, bizleri oldukça mutlu ettiniz. Bu ziyaretinizle ikili ilişkilerimizde
yeni bir dönem başlatıyorsunuz. Türkiye’ye verdiğiniz önem için size Türk özel
sektörü adına teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.
Türkiye ve Meksika’nın, sahip olduğu
tarihsel ve coğrafi yapılarıyla son derece stratejik bir konumda olduğunu
vurgulayan TOBB ve DEİK Başkanı Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin ekonomik yapısı
hakkında da bilgi verdi. Hisarcıklıoğlu şöyle konuştu:
“Türkiye, son 30 yılda özel sektöre
dayalı bir dönüşüm geçirdi. Dünyanın en büyük 16., Avrupa’nın en büyük 6.
Ekonomisi olduk. Kişi başına gelirimizi
satın alma gücü paritesiyle 2 bin dolardan 15 bin dolara çıkardık. 200’den
fazla ülkeye, 20 bin çeşit üzerinde mal satar hale geldik. Birçok ürün grubunda
sektör lideriyiz: Dünyanın 4.büyük çimento, dünyanın 5.büyük seramik, dünyanın
5.büyük mücevherat, dünyanın 7.büyük düz cam,
Avrupa’nın en büyük tekstil, televizyon ve buzdolabı üretimi, Avrupa’nın
en büyük ikinci demir çelik, Avrupa’nın beşinci büyük otomotiv imalatçısıyız. Tamamına
yakını sanayi ürününden oluşan 160 milyar dolarlık ihracat ile, İtalya ile Çin
arasındaki bölgenin en büyük sanayi üreticisi, en büyük sanayi ihracatçısı, en
büyük lojistik merkezi ve en sağlam finansal sisteme sahip ülkesiyiz
Hem de ihracatımızın yarısından
fazlasını da Avrupa ve Amerika gibi dünyanın en rekabetçi pazarlarına
yapıyoruz. Yani kalitemizle fark yaratıyoruz. 100’ü aşkın ülkede inşaat
projeleri tamamlayan müteahhitlerimiz, dünyanın en büyük ikinci gücü
konumundadır. Yılda 36 milyon turist
ağırlayan turizmcilerimiz, dünyanın 6. büyük kapasitesine sahiptir. Ama daha
büyük hedeflerimiz var.
10 yıl sonra, 2023’te dünyanın en büyük
10 ekonomisi arasında yer almayı ulusal bir hedef olarak belirledik. İnsan
kaynağımızı, üretim yapımızı ve ticaretimizi bu vizyon doğrultusunda
geliştiriyoruz. Bu kapsamda 4,4 trilyon
dolarlık büyüklüğüne rağmen, bugüne kadar arzuladığımız seviyede ekonomik
bağlantılar geliştiremediğimiz Latin Amerika ile ilişkilerimizi geliştirmeyi
hedefliyoruz.
Bu kapsamda Türk özel sektörü olarak
Meksika'yı, hem ikili ilişkilerde, hem de Latin Amerika açılımımızda en önemli
stratejik ülke olarak görüyoruz.”
-
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün,
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat
Ergün de konuşmasında, Meksika ile Türkiye arasında Serbest Ticaret
Anlaşmasının imzalanmasını ve vizelerin kaldırılmasını çok önemsediklerini
belirterek, "İki ülke işadamlarının da hükümetlerden böyle bir beklenti
içinde olduklarını biliyoruz. Eğer biz siyasiler olarak gerekli adımları
atarsak, iş dünyamızın iki ülke arasındaki ilişkileri şahlandıracaklarına olan inancımız
tamdır" dedi.
Ergün, Türkiye’nin son 10 yıl içinde
dünyanın hemen her ülkesiyle yapıcı ilişkiler kurduğunu ifade ederek, bu
ilişkilerin kurulmasında iş adamlarının çok önemli sorumluluklar üstlendiğini
kaydetti.
Türkiye’nin dünyanın her ülkesiyle temas
kurmaya özen gösterdiğini anlatan Ergün, “Bütün bu çabalarımızın meyvelerini
dış ticarette görüyoruz. 11 yılda 36 milyar dolardan 160 milyar dolara çıkan
ihracatımız bu pozitif yaklaşımımızın bir sonucu olmuştur” dedi.
Ergün, son yıllarda Avrupa’da yaşanan
ekonomik krize rağmen ihracatın artmaya devam etmesinin nedeninin Türkiye’nin
yeni pazarlara açılması olduğunu dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Meksika ve Türkiye son yıllarda
gösterdikleri ekonomik performans ile tüm dünyanın dikkatini çekti ve övgüsüne
mazhar oldu. Ancak bu iki ülkenin ekonomik ilişkileri dünyanın en büyük 20
ekonomisi içinde bulunan iki ülkeye yakışan bir seviyede değil. İki ülkenin de
dış ticaret hacmi hızla yükselirken mevcut durumun çok yeterli olmadığı çok net
bir şekilde görülüyor. İkili ilişkilerde büyük mesafe aldık, iki ülke arsında
2002’de 128 milyon dolar dış ticaret hacmi bugün 1 milyar 200 milyon dolar
seviyesine yaklaştı. İki ülke arasındaki ticaret 2009’dan sonra daha da
gelişti. Ancak biz, mevcut rakamları yeterli bulmuyor, iki ülke arasındaki
ticaret hacmini kısa vade 5 milyar dolar, orta vadede ise 10 milyar dolar
seviyesine taşımamız gerektiğini düşünüyoruz.”
-
"Ekonomik faaliyetin önündeki engeller dünya ekonomisini olumsuz
etkiliyor"
Ergün, 2009 krizi sonrasında dünya
ülkeleri arasındaki ikili ve çok taraflı işbirliği çalışmalarının ne kadar
büyük bir değer taşıdığının net bir şekilde görüldüğünü belirterek, küresel
ticaretin, yatırımların, her türlü ekonomik faaliyetin önündeki engellerin dünya ekonomisinin seyrini de olumsuz
etkilediğini kaydetti.
Bu
açıdan Meksika ile Türkiye arasında Serbest Ticaret Anlaşması (STA)
imzalanmasını çok önemsediklerine işaret eden Ergün “ Aynı şekilde vizelerin
kaldırılmasını da önemsiyoruz. İki ülke işadamlarının da hükümetlerden böyle
bir beklenti içinde olduklarını biliyoruz. Meksika ile AB arasında böyle bir
anlaşma varken, AB ile Gümrük Birliği
anlaşması olan Türkiye’nin de aynı şartlara sahip olması gerektiğine
inanıyoruz. Yine çifte vergilendirmeyi önleme ve karşılıklı yatırımların teşvik
edilmesi gibi konularda dün atılmış adımlar da son derece önemli. Eğer biz
siyasiler olarak bu ve benzeri adımları atarsak, iş dünyamızın iki ülke arasındaki
ilişkileri şahlandıracaklarına olan inancımız tamdır” ifadesini kullandı.
Ergün, yatırım ilişkilerinin henüz
istenen seviyeye ulaşmadığına işaret ederek, “ Meksika’da toplam 7 Türk
firmasının 30 milyon dolar değerinde doğrudan yatırımı bulunuyor. Ülkemizde ise
yaklaşık 19 milyon dolar sermayeli 10 Meksikalı şirket faaliyet gösteriyor”
dedi.
Dün imzalanan Yatırımların Karşılıklı
Teşviki ve Korunması Anlaşması, Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi
Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması ile Yatırım Ajansları Arasında İşbirliği
Mutabakat Zaptı’nın imzalanmış olmasının bu rakamların daha yukarılara
çekilmesi bakımından önemli bir zemin teşkil ettiğini anlatan Ergün,
“Bildiğiniz gibi 2000 yılından itibaren Meksika ile STA müzakerelerine başlamak
için girişimlerde bulunmaktayız. Bu girişimlerin sonucunda, yeni Meksika
Hükümeti’nin 1 Aralık 2012 tarihinde göreve başlamasıyla olumlu sinyaller
alınmıştır. Son dönemde yapılan teknik çalışmalar sonucunda Serbest Ticaret
Anlaşması müzakerelerinin başlatılması konusunda ortak bir anlayışla müzakere
sürecinin detaylarını ortaya koyan Müzakere Çerçeve Belgesi üzerinde mutabık
kalınmıştır” şeklinde konuştu.
-
"Ticari ilişkilerin yanı sıra
ekonomik işbirliği konusunda da bir çok fırsat bulunuyor"
Ergün, AB ile Meksika arasındaki STA’nın
2000 yılında yürürlüğe girdiği dikkate alındığında, aradaki 13 yıllık farkın
kapatılması için mutabık kalındığı üzere başlatılacak STA müzakerelerinin en
kısa sürede sonuçlandırılmasını beklediklerine işaret ederek, ticari ilişkilerin yanı sıra özellikle ekonomik işbirliği
konusunda da iki ülke arasında bir çok fırsat bulunduğunu kaydetti.
İki ülke arsında müteahhitlik, turizm ve
taşımacılık ilişkilerinin geliştirilebileceği önemli sektörler olduğuna işaret
eden Ergün, sözlerini şöyle sürdürdü:
“ Ülkelerimiz bu sektörlerde oldukça
güçlü durumdadır. Örneğin, Türk müteahhitlik ve müşavirlik sektörünün dünya
çapında başarılı projelere imza attığını bilmeyen yoktur. Türk müteahhitlik
firmaları, 2013 Kasım ayı sonu itibari ile yurtdışında 102 ülkede 264 milyar
dolar değerinde 7 bin 303 proje üstlendi.Teknik müşavirlik şirketleri, yurtdışı
müteahhitlik alanındaki firmalarımızın uluslararası pazarlara girmesini
kolaylaştırıyor. Müteahhitlerimiz bugün havalimanı, metro, endüstriyel
tesisler, doğalgaz-petrol rafinerileri, otoyol ve enerji santralleri gibi büyük
ölçekli ve katma değeri daha yüksek projeleri üstlenerek, yüksek değerli birçok
proje hayata geçirmektedir. Sektörün gelişimi sadece nicelik olarak değil,
nitelik açısından da önemlidir. Nitekim, yurtdışında üstlenilen bir projenin
2002 yılında ortalama proje bedeli yaklaşık 19 milyon dolar iken 2011 yılında
39 milyon dolar, 2012 yılında 55 milyon, 2013 yılının ilk 11 ayında ise 100
milyon doları aşmıştır.”
Ergün, bu tabloya rağmen Meksika’da
bugüne kadar 2,6 milyon dolar tutarında ve sadece 1 adet proje üstlenildiğini
belirterek, bu sektörde gerek ikili
gerek üçüncü ülkelerde işbirliği potansiyelinin yüksek olduğunu ve bu
potansiyeli realize etmek için var güçle her türlü fedakârlığı yapmaya hazır
olduklarını dile getirdi.
-
"Dünyadaki olumsuzluklara rağmen, Türkiye’de olumlu bir manzara
mevcut"
Ergün, Türkiye ekonomisinin, son
yıllarda çok başarılı bir tablo çizdiğini vurgulayarak, “Özellikle kamu
maliyesi ve bankacılık sisteminde gerçekleştirdiğimiz köklü reformlar, ülkemizi
dünyanın en güvenilir limanlarından birine dönüştürdü. Gelişmiş pek çok ülkede
Amerika Birleşik Devletleri’nde, Avrupa
ülkelerinde, Japonya’da ciddi bir büyüme sorunu var. Bu ülkelerde merkez
bankalarının trilyonları aşan karşılıksız paralar basıyor ama yine de büyüme
gerçekleşmiyor. Geçtiğimiz günlerde yayınlanan bir ankete göre, OECD
ülkelerinin ortalama yönetime güven endeksi şu anda tarihin en düşük seviyede.
Dünyadaki bütün bu olumsuzluklara rağmen, Türkiye’de daha farklı ve çok daha
olumlu bir manzara mevcuttur” ifadesini kullandı.
-
Meksika Devlet Başkanı Nieto
Meksika Cumhurbaşkanı Enrique Pena Nieto ise konuşmasında, "Latin
Amerika ile birlikte ihracatımızı çeşitlendirmek, başka pazarlara ve ufuklara
açılmak istiyoruz. Asya Pasifik bölgesine entegre olmaya çalışıyoruz. Ancak
gözümüzü dünyanın bu bölgesine de çevirdik" dedi.
Türkiye ile Meksika'nın başarılı bir şekilde bu küresel dönemde
yerlerini aldığını söyleyen Pena Nieto, ikili ilişkileri geliştirmek ve
kardeşlik bağlarını güçlendirmek adına Meksika Hükümetinin kararlı bir şekilde
Cumhurbaşkanı düzeyinde ilk ziyaretini gerçekleştiriyor olmasının bunun bir
göstergesi olduğunu vurguladı.
Bundan 85 yıl önce diplomatik ilişkileri başlattıklarını anımsatan Pena
Nieto, daha da eskiye gidildiğinde ilk yakınlaşmaların Osmanlı dönemde
başladığını kaydetti.
Pena Nieto, Türkiye ile Meksika'nın 2 büyüyen ülke olduğunu ve
kendilerini daha rekabetçi, başarılı ve daha yüksek üretim kapasitesiyle
dünyaya hazırladıklarını söyledi.
Gerçekleştirdikleri ziyaretin çok başarılı geçtiğine dikkati çeken Pena
Nieto, "Türk yetkililer tarafından çok büyük bir destek ve büyük bir ilgi
gördük. İki ülke arasında ticari bağlarımızı güçlendirmek arzusundayız.
Özellikle kapasitelerimiz düşünüldüğü zaman Türkiye ile ticaret hacmimiz şu
anda çok mütevazı rakamlara sahip.
Dünyanın 14. ve Latin Amerika'nın ise en büyük 2. ekonomisiyiz. Serbest
ticaret antlaşmaları ile 45 ülkede 1 miyar 200 milyon tüketiciye
ulaşabiliyoruz. Aynı zamanda coğrafi konumumuz nedeniyle Kuzey ve Latin Amerika
ile Karayipler'e bağlayan anlaşmalar bunlar. Türkiye de coğrafyası itibariyle
Asya ve Avrupa'ya açılan bir kapı ve erişim noktası konumunda bulunuyor"
diye konuştu.
Sadece ekonomi alanında değil, kültürel, eğitim, teknolojik ve elbette
turizm alanlarında ilişkileri artırmak istediklerini ve bu konularda eksik
kaldıklarını belirten Pena Nieto, şunları kaydetti: "Biz Meksika'nın
Türkiye'yi daha iyi tanımasını istiyoruz. Meksika ile Türkiye arasındaki
ekonomik ilişkiler on senede mütevazı düzeyde arttı.
Türkiye ile ticaret hacmimiz toplam ticaret hacmimizin yüzde 1'ini
teşkil etmiyor. Türkiye'nin yaptığı gibi çok farklı sanayilerde kendimizi
güçlendiriyoruz. Stratejik ittifaklarla bunlar bütünleşiyor. Bugün burada
Türkiye'nin dünyada en büyük 5. otomotiv ihracatçısı olduğunu öğrendim. Meksika
ise dünyada 4. sırada. Dünyanın 1. plazma televizyon üreticisiyiz.
Havacılık alanında da önemli bir yere sahibiz. Türkiye'nin Avrupa
Birliği'ne ihracat yapmasıyla Meksika'nın ABD'ye ihracat yapması aynı. AB
ihracatının yüzde 75'ini bize yapıyor. Meksika'nın ABD ile çok dinamik bir
ticareti var.
Şu anda Latin Amerika ile birlikte ihracatımızı çeşitlendirmek, başka
pazarlara ve ufuklara açılmak istiyoruz. Asya Pasifik bölgesine entegre olmaya
çalışıyoruz. Ancak gözümüzü dünyanın bu bölgesine de çevirdik. Türkiye'yi
tanıma fırsatı olan insanlardan dinleyeceğiniz. Türkiye ile çok fazla ortak
noktalarımız var."
-"Türkiye ile önemli anlaşmalar imzaladık"
Meksika ve Türkiye'nin ekonomilerini güçlendirecek çok önemli fırsatlar
sunduklarına dikkati çeken Pena Nieto, "Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül
ile çok önemli temaslar kurduk, önemli anlaşmalar imzaladık. 21. yüzyıl için
stratejik ortaklık anlaşması imzaladık ve bu çok önemli. Bir serbest ticaret
anlaşması için faaliyetlere geçmemiz gerekiyor. Bunun yanı sıra karşılıklı
yatırımların korunması ve teşvik anlaşması imzaladık.
Çift vergiyi önlemek için ve havacılık alanında anlaşmalar imzaladık.
THY ile ülkemizdeki bazı şirketler arasında bu bağlantıyı daha hızlı ve
doğrudan yapma çalışmalarını gerçekleştiriyoruz. Bilim ve teknoloji ile
turizmde iş birliği mutabakat zaptı imzaladık. Güvenlik ve organize suçlarla
mücadele konusunda anlaşma imzaladık" değerlendirmesinde bulundu.
Enrique Pena Nieto, Meksika'nın yabanı yatırımcılar için güvenli bir
yatırım destinasyonuna dönüştüğünü belirterek, bu yılın 3. çeyreğinde 28 milyar
dolarlık doğrudan yatırım çekerek tarihi bir rakam elde ettiklerini ifade etti.
Bu rakamın geçen sene kaydedilen yatırımların 2 katı olduğu bilgisini
veren Pena Nieto, Meksika'da iş, eğitim ve telekomünikasyon alanında rekabeti
artırmak için bazı reformlar gerçekleştirdiklerini sözlerine ekledi.
Toplantı sonrasında Meksika Cumhurbaşkanı Enrique Pena Nieto tarafından
Meksika Fahri Konsolosu Varol Dereli'ye "Resmi Devlet Nişanı"
verildi.
Toplantının sonunda Kayserili ÇİNKOM
firması ile Meksika Zinc Nacionel arasında İzmir Aliağa'da 100 milyon dolar tutarında
kurulacak olan tesisin anlaşması imzalandı.