23.01.2014 Antalya TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Antalya TSO Geleneksel Vergi Ödül Töreni’nde yaptığı konuşmada, “2001 krizinde bunu hep beraber gösterdik. Türkiye'nin geleceğine odaklanacağız. Geleceğe odaklanırsak, umut olursa Türk özel sektörü ve girişimcileri olarak başaramayacağımız hiçbir işin olmayacağına inanıyorum” dedi.
HABER VİDEOSU İÇİN TIKLAYINIZ
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası tarafından
düzenlenen Geleneksel Ödül Töreni, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, AB Bakanı ve Başmüzakereci Mevlüt
Çavuşoğlu ve TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Antalya TSO Yönetim
Kurulu Başkanı Çetin Osman Budak’ın katılımıyla gerçekleştirildi.
Törende konuşan TOBB Başkanı
Hisarcıklıoğlu, yılda 3 kez geldiği Antalya'nın kendisine moral verdiğini
söyledi. Antalya'da yaşanan birlik ve beraberliğin Türk özel sektörü açısından
önemli olduğuna dikkati çeken Hisarcıklıoğlu, Antalya ekonomisinin gelişmesi
açısından farklı fikirde, siyasi gruptan olan milletvekilleri ve başkan
adaylarının hepsi aynı platformda buluşmasının önem taşıdığını vurguladı.
"Birlikte rahmet, ayrılıkta azap
vardır" bir söz bulunduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, Antalya'daki
siyaset ve meslek örgütlerinin kent için ortak projeler ürettiğini kaydetti.
Yöresel ürünler fuarını Türkiye'nin gündemine getiren ilin Antalya olduğunu
belirten Hisarcıklıoğlu, bu sayede yeni hazırlanan perakende yasasının ana
konularından birinin yöresel ürünler olduğunu anlattı.
Antalyalıları yeni bir bakan çıkardıkları
için kutlayan Hisarcıklıoğlu, "Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci
Mevlüt Çavuşoğlu'nu kutluyorum. Avrupa'da bir Türk parlamenterin ne kadar aktif
olabileceğini bizzat ispat etti. Bu kapsamda en önemli dönüşüm projesini özel
sektörün de desteğiyle gerçekleştireceğimize inanıyorum" dedi.
İşçi, memur, esnaf ve ziraat odaları
temsilcileriyle Brüksel'e gittiklerini kaydeden Hisarcıklıoğlu, şöyle devam
etti: "Özellikle sivil toplum ve meslek kuruluşları olarak Türkiye'nin
dönüşüm projesinin arkasında olduğumuzu göstermek için Brüksel'e gittik.
Çavuşoğlu'nun yeni görevinde başarı elde
edeceğine inanıyorum. Dönüşüm projesiyle önemli bir işe imza atacağına
inanıyorum. Doğru yapılan işi millet olarak takdir edeceksinizki onun hizmeti
tekrar size dönebilsin. Bu işten siz karlı çıkarsınız. Bu tür törenlerde ön
taraftakiler para pul istemez, sadece alkış ister."
Türkiye'nin tarımsal üretimde 7'nci büyük
ülke olduğuna dikkat çeken TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti:
“Türkiye, yokken strateji ortaya koyarak bu noktaya geldi. Türkiye, son dönemde
sebze ve meyve üretiminde dünyada marka haline geldi. Sebze ve meyvenin
başkenti Antalya da hızla büyüdü. Türkiye'de son 5 yılda girişimci sayısı yüzde
35 artarken, Antalya'da yüzde 45 arttı.
İstihdam Türkiye'de son 5 yılda yüzde 38
artarken, Antalya'da yüzde 48 arttı. Son 5 yılda Türkiye'de kadın istihdamı
yüzde 54, Antalya'da yüzde 72 yükseldi. Kurumlar vergisinde Antalya'da yüzde
100, gelirler vergisinde ise yüzde 60 artış var. Avrupa'da 5 milyon kişi işini
kaybederken Türk özel sektörü olarak son 5 yılda 5 milyon kişiye istihdam
sağladık.
Müthiş bir dünya krizine rağmen bunu
başardık. Bunun içindeki en büyük katkılardan birisi de Antalya'nın. Antalya,
Türkiye'ye 10 milyar dolar döviz getiren tek şehir. Antalya hapşırsa Türkiye
hasta olur. Antalya, 9 milyar liralık tarımsal üretim yapıyor ve 500 milyon
dolarlık tarımsal ürün ihracatı gerçekleştiriyor. Antalya olmasa Ankara,
İstanbul sebze ve meyve yiyemez."
Küresel krize rağmen Türkiye'nin
büyümesinde turizmin büyük katkısı bulunduğunu ifade eden TOBB Başkanı,
"2013 yılında cari açık enerjiden kaynaklanarak 60 milyar dolar
gerçekleşti. Eğer turizmciler olmasaydı cari açık 90 milyar dolar olurdu. Bu
rakamı Türkiye finanse etmek için uğraşacaktı. Onun için Antalya çok önemli.
Antalya, bu kadar pozitif işi yaparken yüksek hızlı tren ve Gazipaşa
Havalimanı'nın pist uzunluğunun sağlanmasını hak ediyor" dedi.
Geçen yılki ödül töreninde karşılıksız
çeklerle ilgili verdikleri sözü tuttuklarını anımsatan Hisarcıklıoğlu,
"Karşılıksız çeklerde patlama vardı. Bu konuda (sıkıntımız var. Çalışma
yapıyoruz) demiştik. Bu çalışmamız yürürlüğe girdi. (Kullandığınız çek sahte
mi, gerçek mi? Ne kadar karşılıksız çeki var, ne kadar kredi kullanıyor, bu
kredileri ödüyor mu, ödemiyor mu?) hepsini görme şansınız var ancak ticaret ve
sanayi odalarının kredi kayıt bürosuna giderek sisteme üye olunmalı. Artık
görmeden, hedef almadan atış yapmayacağız. Görerek, bilinçli şekilde malın
satışını gerçekleştirmiş olacağız" şeklinde konuştu.
Ekonomideki konjektürel, son günlerdeki
gelişmelere çok odaklanıp kalmamak gerektiğini anlatan TOBB Başkanı
Hisarcıklıoğlu, "Büyük resme bakmak lazım. Özel sektör olarak bunları
aşacak gücümüz var. 2001 krizinde bunu hep beraber gösterdik. Türkiye'nin
geleceğine odaklanacağız. Geleceğe odaklanırsak, umut olursa Türk özel sektörü
ve girişimcileri olarak başaramayacağımız hiçbir işin olmayacağına
inanıyorum" dedi.
-Budak: “Kalkınmanın temeli özgürlük,
demokrasi ve hukuk”
TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve
Antalya TSO Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Osman Budak ise Türkiye'nin zor
günlerden geçtiğini, siyasette, sokakta, yasama, yargı ve yürütme kurumlarında
gerginlik yaşandığını söyledi. Budak, bu gerginliğin ekonomiyi olumsuz yönde
etkilediğini belirtti.
Kalkınmanın temelinin özgürlük, demokrasi
ve hukuk olduğuna dikkati çeken Budak şunları söyledi: "Ülkemiz zor
günlerden geçiyor, böyle bir zamanda konuşmak da takdir edersiniz ki kolay
değil. Artık gönlümüz güzel şeyler söylemek, güzel şeyler duymak ve görmek
istiyor. Ama birkaç aydan bu yana siyasette, sokakta, yasama, yargı, yürütme
kurumlarında ve ekonomide artan bir gerginlik yaşıyoruz Bu gerginlik toplumu da
ekonomiyi de olumsuz etkiliyor. Dünya'da da riskler artarken biran önce.
Gerçekten biran önce bu durumdan, bu kaotik ortamdan çıkmak zorundayız.
Geçtiğimiz günlerde TOBB, TESK, TÜRK-İŞ
gibi 6 büyük kurumla birlikte ortak bir açıklama yapmıştır. Aynı şeyleri tekrar
etmeyelim. Kamu vicdanının rahatlatılması için herkesin bu açıkla-mayı dikkate
alması gerektiğini düşünüyoruz.
Kalkınmanın temeli özgürlük, demokrasi ve
hukuktur. Dünya tarihine bakarsanız ABD, ingiltere, Fransa, Japonya, 1700 ve
1800'lerde hukuk reformlarını yaptıktan sonra her biri dünyanın en büyük
ekonomik güçlen olmuşlardır. Bütün örnekler şunu gösteriyor Evrensel hukuk
kuralları oturmadan gelişmiş ekonomi olunamıyor.”
Ekonomide kısa ve uzun vadeli sorunların
arttığını anlatan Budak, "Kur artışı ve kuraklık tehlikesi nedeniyle
tarımsal girdiler başta olmak üzere birçok sektörde girdi maliyetleri aşırı
ölçüde arttı. Kur artışı, enflasyon ve durgunluk getiriyor. Kredi kartlarıyla
ilgili sınırlamalar, durgunluğa gitmekte olan ekonomi için zamansız olmuştur.
Tarım sektöründeki geleneksel yapı, arazi parçalanmışlığı, üretici
birliklerinin zayıflığı yapısal değişimi geciktiriyor" dedi.
Budak, Türkiye'nin yeni bir büyüme
modeline ihtiyaç duyduğunu ve bunun için de kamu-özel sektör işbirliği
modelinin kurulması gerektiğini söyledi.
- AB Bakanı ve Başmüzakereci Çavuşoğlu
Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve
Başmüzakereci Mevlüt Çavuşoğlu da, dünyadaki krizlere rağmen Türkiye
ekonomisinin büyüdüğünü görmekten büyük mutluluk duyduğunu söyledi.
Antalya'nın ihracatının son 10 yılda
arttığına işaret eden Çavuşoğlu, "Bunda da tarımın ve diğer bütün
sektörlerin büyük katkısı var. Aslında Türkiye genelinde Antalya'nın yeri,
birçok ilden daha farklıdır çünkü Mardin gibi bazı sınır illerindeki ihracata
baktığınız zaman, başka illerde üretilip de oradan ihraç edildiği için rakamlar
farklılık arz edebiliyor. Önümüzdeki yıllarda, illerden giden ihracat
rakamlarını, o ilde üretilen ürünler olarak göstereceğiz ama Antalya'da
gerçekten ihraç edilen ürünlerin çok büyük bir kısmının Antalya'da üretildiğini
görüyoruz. Antalya, Türkiye'nin yüz akı. Dün, Avrupa'nın başkenti
Brüksel'deydik ama bugün de turizmin can damarı olan ve Avrupa'nın turizm
başkenti Antalyamızdayız. Antalya gerçekten, Türkiye'nin Avrupa'ya açılan
penceresidir, aydınlık yüzüdür" şeklinde konuştu.
Çavuşoğlu, son 11 yılda Antalya'ya yatırımlar
için gelen miktarın 14 milyar lira olduğunu belirterek, "Antalya'ya
yapılan her bir lira yatırım, Türkiye ve Antalya ekonomisine 10 lira olarak
geri dönüyor. Türkiye'nin ekonomisinin büyümesine, istihdamın özellikle
güçlenmesine ve işsizliğe kadar birçok konuda Türkiye ekonomisine ve ülkemize
katkısı vardır. O yüzden Antalyamız daha fazlasını hak ediyor" dedi.
AB Bakanlığı olarak Antalya ile olan iş
birliğinden son derece memnun olduklarını dile getiren Çavuşoğlu, valilikteki
koordinasyon merkezi ve ATSO'daki bilgi merkezi sayesinde, AB mali iş
birliğinden Antalya'nın çok iyi şekilde faydalandığını söyledi. Sadece AB
fonlarından yaklaşık 600 projeye 17 milyon avro aktarıldığını açıklayan
Çavuşoğlu, "Bakanlığımıza bağlı Ulusal Ajans sayesinde, yine yaklaşık 13,3
milyon avroyu Antalya'ya aktardık" şeklinde konuştu.
-Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eker
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet
Mehdi Eker de, Antalya EXPO 2016'nın düzenleneceği alandaki ağaçlandırma
çalışmalarının bugün başladığını belirtti.
EXPO'da ilk adımın küçük ama büyük
adımların habercisi olduğunu vurgulayan Eker, Antalya EXPO'nun çocuk ve çiçek
temasıyla yapılacağını anımsattı. Tarım sektörünün önemine işaret eden Eker,
tarımı sadece kırsal alanda yaşayan insanların ihtiyaçlarını giderdikleri bir
sosyal alan olarak görmediklerine değindi.
Tarımı stratejik bir sektör olarak ele
aldıklarını belirten Eker, şöyle konuştu: "Fütüristler, 21. yüzyılda
dünyada üç temel mücadele konusu olacağını söylüyor; gıda, enerji ve su. Eğer
suyun yüzde 75'inin esas gayesi gıda üretmek olan tarım için kullanıldığını
dikkate alırsak, o zaman bu mücadele konuları ikiye düşüyor. Yani gıda ve
enerji. Biz bu anlayışla, stratejik yaklaşımla tarım sektörünü ele aldık."