26.11.2014 İstanbul Başkan Yardımcılığı görevi TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu tarafından yürütülen İslam Ticaret, Sanayi ve Tarım Odası (ICCIA) 20. Yönetim Kurulu toplantıları, TOBB’un ev sahipliğinde İstanbul’da gerçekleştirildi.
Mısır,
İran, Ürdün, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri, Türkiye, Suudi Arabistan ve
Pakistan’ın katılımı ile 53. Finansal Komite toplantısı ile başlayan programın
sonunda ICCIA yönetim Kurulu üyeleri ile İslam İşbirliği Teşkilatı genel kurul
üyeleri yuvarlak masa toplantısında bir araya geldi.
Toplantının
açılış konuşmasını yapan TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Kudüs'te
İslam dünyasının kutsal mekanlarına yönelik saldırıları şiddetle kınadıklarını
belirterek, “Bu zor zamanlarda birbirimize daha
fazla kenetlenmeliyiz. Bir hadisi şerif şöyle der: Kul, din kardeşine yardımcı
olduğu sürece, Allah da onun yardımcısı olur” dedi.
Filistinlilere destek vermek için
İslam Kalkınma Bankası iş birliğiyle "30. İslam İşbirliği Teşkilatı
Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi" (COMCEC) ile eş zamanlı
Filistin Ürünleri Sergisi düzenleyeceklerini ifade eden Hisarcıklıoğlu,
"Sergi, İstanbul Kongre Merkezi'nde sizlerin ziyaretini bekliyor. 22
Filistinli işletme sahibi ve tüccar, ürün ve hizmetlerini sergileme fırsatı
bulacak. Üye ülkelerden çok sayıda girişimci, tüccar ve sanayici sergide bir
araya gelerek, bölge içi ticaretin artırılmasına önemli katkı sağlayacak. TOBB
olarak Filistin'e her zaman destek vermeye hazırız" şeklinde konuştu.
G20 ülkelerinin gündemindeki en önemli konunun
işbirliklerini nasıl daha fazla artıracakları, istikrar ve zenginliği nasıl
koruyacakları olduğunu anlatan Hisarcıklıoğlu, “Yeni işbirliği alanları
arıyorlar çünkü şunun farkındalar. Son dönemde artan küresel
istikrarsızlık, aslında dünya tarihinde açılacak yeni bir dönemin doğum
sancıları. İçinden geçtiğimiz süreçte, küresel siyaset ve ekonomi yeniden
şekilleniyor. Önümüzdeki dönemde yeni dengeler ve ittifaklar ortaya çıkacak. Bu
süreci iyi okuyan ve hazırlığını iyi yapan ülkeler, bu yeni çağın da kazananı
olacak” dedi.
Hisarcıklıoğlu, batılı ülkelerin
buna çoktan hazırlık yapmaya başladığını, küresel gelişmeleri en hızlı okuyan
ülkenin ABD olduğunu belirterek şunları kaydetti: “Biz başka işlerle uğraşırken
ABD, yanına aldığı ülkelerle kapsamlı işbirliğine gidiyor. Bir taraftan Avrupa
Birliği ile Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı çalışmalarını yürütüyor.
Yani ABD ve AB tek bir ekonomik blok haline geliyor. Diğer taraftan da yükselen
Asya-Pasifik ülkeleri ile, Trans Pasifik Ekonomik ortaklığını geliştiriyor. Yani
ABD ve Asya pasifik ülkeleri de ekonomik blok haline geliyor.
İki
yıl içinde bu yapılar kurulmuş olacak. İşte o zaman ABD, AB ve Pasifik
ülkeleri; yani dünya ekonomisinin 3’te 2’sini oluşturan ülkeler birlikte
hareket edecek. Üretimin kurallarını onlar belirleyecek. Dünya ticaretini onlar
şekillendirecek. Yani kurulacak yeni küresel sistemin tüm ekmeğini onlar
yiyecek. Onların ülkesi zenginleşecek, onların vatandaşları zenginleşecek”.
Batılı
ülkelerin daha da zenginleşmek için bir araya gelirken İslam ülkelerinin ne
yaptığını soran Hisarcıklıoğlu, “Halbuki bir araya gelmeye ihtiyacı olan asıl
biziz. Bir taraftan kardeşiz diyoruz, ama kardeşlik hukukunun hiçbir gereğini
yapmıyoruz. En basitini söyleyeyim. İslam ülkeleri arasında kişi başı geliri 95
bin dolar olan da var, 150 dolar olan da var. Kardeşlik hukuku bu mudur? En
zengin Müslüman ülke ile fakiri arasında tam 630 kat fark var. Sormamız lazım, Avrupa
ülkelerinin zenginlikleri arasında bu kadar uçurum var mı? Hayır bunu görmezsiniz.
Çünkü bir araya geliyorlar. Daha az gelişmiş ülkelerin refah seviyesini
arttırmak için ortak hareket ediyorlar” dedi.
İslam ülkelerinin batılı ülkelerin
hepsinden daha avantajlı olduğunu kaydeden Hisarcıklıoğlu, “İslam ülkeleri
olarak dünya nüfusunun yaklaşık dörtte birine sahibiz. 1,5 milyarlık bir insan
gücümüz var. Üstelik nüfusumuzun yüzde 36'sını 0-14 yaş arası çocuklar
oluşturuyor. Yani batılı ülkeler yaşlanırken bizde müthiş dinamik bir nesil
geliyor. Enerji kaynakları da yer altı kaynakları bakımından en zengin
topraklar da bizde. Coğrafi olarak da muazzam bir avantajımız var. Dünya
ticaret ve enerji koridorlarını biz tutuyoruz.
Ancak dünyanın en fakir 48 ülkesinin
21'i İslam ülkesi. Bu avantajlara rağmen dünya ticaretinden sadece yüzde 9 pay
alıyoruz. İslam ülkeleri arasında 'Tercihli Ticaret Sistemi'ni kuramadık.
Birbirimize sürekli engeller çıkartıyoruz. Avrupalıların başardığını biz neden
başaramıyoruz? AB ülkeleri ticaretinin yüzde 70'ini birbirleriyle ve
komşularıyla yapıyor. Oysa İslam ülkeleri toplam ticaretlerinin sadece yüzde
18'ini birbiriyle yapıyor" ifadelerini kullandı.
Hisarcıklıoğlu, korumacı
politikaların uzun vadede faydalı olamayacağını dile getirerek, Türkiye'nin şu
an güçlü bir özel sektöre, ekonomiye ve sanayiye sahip olmasında dışa
açılmasının payının önemli olduğunu vurguladı.
İslam ülkelerinin zenginleşmesi için
ülkeler arasında ticaretin artırılması gerektiğini anlatan Hisarcıklıoğlu, bu
kapsamda Tercihli Ticaret Sistemi'nin ciddi şekilde ele alınıp, daha fazla
vakit kaybetmeden hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi.
Hisarcıklıoğlu, vize konusunun
karşılıklı ticaretin önünde önemli bir engel haline geldiğini, Türkiye'nin, bu
anlamda olumlu yaklaşım sergileyen tüm İslam ülkelerine vizeleri kaldırmaya
hazır olduğunu da belirtti.
- Bilim-Sanayi ve Teknoloji Bakanı Işık
Bilim-Sanayi ve Teknoloji Bakanı
Fikri Işık da, Yuvarlak Masa Toplantısı'nın, kuruluşların etkinliğinin
artmasına ve ülkeler arası işbirliğinin gelişmesine katkı sağlaması
temennisinde bulundu.
Sınırların ortadan kalktığı, ülkeler
arası ekonomik siyasi ve kültürel ilişkilerin arttığı, sorunların bölgesel ve
küresel bir nitelik kazandığı bir dönemin yaşandığına işaret eden Işık, İslam
coğrafyasını "gönül coğrafyası" olarak gördüklerini ve meselelere bu
hassasiyetle yaklaştıklarını söyledi.
Işık, İslam dünyasının topyekün
kalkınması ve az gelişmişlik gibi sorunların çözülmesi için çaba sarf
ettiklerini vurgulayarak, şunları kaydetti: "Suriye ve Irak'taki
çatışmaların bitmesini, İslam dünyasının terörle anılmamasını ve bu coğrafyada
yer alan ülkelerin biran önce huzur ve istikrara kavuşmasını arzu ediyoruz.
İslam toplumlarının ortak sorunlarını ancak samimi bir gayretle, elbirliğiyle,
kardeşliğimizden, ortak tarihimizden ve kültürümüzden aldığımız ilhamla
çözebiliriz. Türkiye, görev aldığı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi geçici
üyeliği, İİT Genel Sekreterliği ve Avrupa Komisyonu Parlamenterler Meclisi
Başkanlığı gibi uluslararası kurumlarda, yürüttüğü ikili temaslarda bu anlayış
ve sorumlulukla adımlarını attı. Bölgemizin ve tüm insanlığın refah ve huzuru
için bu anlayışla çalıştık. Devralacağımız G-20 Dönem Başkanlığı'nda da tüm
insanlığın refahını artırmak amacıyla üzerimize düşeni yapacağız."
Işık, dünyadaki kıyasıya rekabet
karşısında alt yapıdan üst yapıya, insan kaynağından verimliliğe kadar birçok
konuya önem verilmesi gerektiğine dikkati çekerek, bu nedenle Türkiye'de 50
yıllık geçmişi bulunan ve Avrupa'da örnek gösterilen Organize Sanayi Bölgeleri
modelini çok değerli bulduklarını söyledi.
Yenilenebilir doğal kaynaklardan
enerji üretimini ve bu alandaki yatırımları desteklediklerini de vurgulayan
Işık, "Ülkemizin jeostratejik ve jeopolitik avantajlarından yararlanarak,
Türkiye'yi bir Ar-Ge ve üretim üssü haline getirmeyi amaçlıyoruz. Bu adımları
atarken üretimin mümkün olduğunca yerli kaynaklardan beslenmesini, ürünlerimiz
içindeki yerlilik oranlarının artmasını önemsiyoruz. Tüm bu çalışmaları yürütürken,
ülkemizdeki sanayi ve ticaret odalarıyla çok yakın iş birliği yapıyoruz"
şeklinde konuştu.
Bakan Işık, Türkiye'nin bölgesel
etkinliğine paralel, bakanlık olarak uluslararası etkinliklere ve iş
birliklerine hız verdiklerini anlatarak, şunları ifade etti: "İslam
ülkelerinde İslami şartlara uygunluk, güvenlik ve kalite oluşturmak amacıyla
daha önce uygulamaya koyduğumuz helal gıda belgelendirmesiyle, helal hizmet
belgelendirme uygulamasını başlattık. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın danışmanlık
desteğiyle sürdürdüğümüz çalışmayla, gıda mamülleri hazırlayıp satışa sunan
veya servis eden hizmet yerlerinin helal şartlara uygunluğunu
belgelendiriyoruz. Ayrıca, helal kozmetik alanında hazırlanan standart taslak,
İİT'nin ilgili birimlerinin görüşüne sunuldu. Bu uygulamaların İslam ülkeleri
arasında norm ve standart birliği oluşturmasına katkı sağlayacağına inanıyoruz.
Standartların, dünya için ne kadar önemli olduğunu bu vesileyle vurgulamak
istiyorum."
Girişimciliğin artırılması ve
KOBİ'lerin güçlenmesi için özellikle İslam coğrafyasında yer alan ülkelerle
ortaklaşa yapılan faaliyetlerin artarak devam ettiğini aktaran Işık,
"KOBİ'ler alanındaki bilgi ve tecrübelerimizin ICCIA ile iş birliği içerisinde
diğer İslam ülkelerine aktarılmasına yönelik bilgi ve tecrübe programları
organize ediyoruz" diye konuştu.
Işık, Türk Patent Enstitüsü'nün,
Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü nezdinde uluslararası patent araştırma otoritesi
olmasını sağlayarak, başta İslam ülkeleri olmak üzere bölgedeki ülkelere patent
başvurularına, araştırma ve incelenme raporlarının hazırlanması konusunda
hizmet vermesini hedeflediklerini belirterek, İslam ülkeleriyle olan
işbirliğinin daha da geliştirilmesini istediklerini dile getirdi.
Bu amaçla son 12 yılda İİT üyesi
ülkelerdeki büyükelçilik sayısını 33'den 49'a çıkardıklarına dikkati çeken
Işık, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı ile İslam ülkelerinin her zaman
yanında olmaya ve ilişkilerini geliştirmeye çalıştıklarını ifade etti.
- "Sanayi ve ticaret en büyük iş birliği vasıtamızdır"
Bilim-Sanayi ve Teknoloji Bakanı
Fikri Işık, İslam dünyasının asayiş sorunları, istikrarsızlık ve az
gelişmişlikle anılmasının kabul edilemez bir durum olduğunu belirterek,
"Tarihte bu bölgede kültürel ilişkilerimiz hep tacirler aracılığıyla
gerçekleşti. Bugün de sanayi ve ticaret en büyük iş birliği vasıtamızdır"
şeklinde konuştu.
Bugün İslam ülkelerinin dünya
nüfusunun yüzde 23'ünden fazlasını oluştururken, dünyadaki gayri safi hasılanın
sadece yüzde 9'unun İslam ülkelerine ait olduğunu vurgulayan Işık, bu oranı hep
birlikte artırabileceklerini, refah ve kalkınmayı sağlayabileceklerini
kaydetti.
TOBB tarafından yürütülen bu proje
ile Filistin genelinde sanayi bölgelerinin kurulması, işletilmesi ve kurumsal
kapasitelerinin geliştirilmesine yönelik iş birliği çalışmalarını
başlatacakları bilgisini veren Işık, şu değerlendirmelerde bulundu:
"İş birliği kapsamında bilgi,
deneyim ve tecrübe paylaşımı, eğitim programları ve çalıştayların yanında
Filistin'deki yasal çerçeve, kurumsal kapasitenin uluslararası düzeylere
çekilmesini de öngörüyoruz. Biz 50 yılı aşkın bir süredir edindiğimiz deneyim
ve birikimi Filistinli dostlarımızla paylaşmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Bu
vesileyle Filistin ve İsrail arasında kalıcı ve adil bir çözüme ulaşılması,
özellikle İsrail devletinin işgalci ve kutsal mekanlara dahi saygısız
tavırlarına son vermesini istiyor ve bekliyoruz."
Işık, Türkiye olarak Filistin
davasının her zaman yanında olduklarını vurgulayarak, "Bugün de güçlü bir
şekilde yanında olmaya devam ediyoruz. İnanıyorum ki Türkiye Cumhuriyeti
ilelebet Filistinli kardeşlerinin yanında olmaya devam edecektir" şeklinde
sözlerini tamamladı.
- Filistin Başbakan Yardımcısı ve Ulusal Ekonomi Bakanı Mustafa
Filistin Başbakan Yardımcısı ve
Ulusal Ekonomi Bakanı Muhammed Mustafa da Filistin'in sanayisini
geliştirmesiyle hem bölgesel hem de dünya pazarlarında söz sahibi olabileceğine
inandıklarını aktardı. "Filistin'deki kardeşleriniz, İsrail'in
saldırganlığına rağmen bağımsızlığını elde edene kadar çabalamaya devam
edecektir" diyen Mustafa, Müslümanların kutsal bölgesini korumaya çalışan
Filistinlilere inançlarının tam olduğunu ifade etti.
Mustafa, bağımsızlığı kazanmak için
aynı zamanda Filistin'de güçlü bir ekonomiye de ihtiyaç duyulduğunun altını
çizdi. Filistin'in yeniden yapılandırılması ve Filistin halkına uygun iş
fırsatları sağlanması gerektiğini dile getiren Mustafa, sanayi sektörünün bunun
için en önemli sektörlerden biri olduğunu anlattı.
Mustafa, "Bundan dolayı bu
alanda TOBB'un destekleri de takdire şayandır. İnşallah Türkiye Bilim Sanayi ve
Teknoloji Bakanlığı ile de iş birliği yaparak daha fazla başarılar sağlayacağız
ve Filistin ekonomisini kalkındıracağız" diye konuştu.
- "İTT üyesi ülkeler arasında 'vize' sorunu var"
ICCIA Başkanı Şeyh Salih Abdullah
Kamel ise İİT'nin hazırladığı 10 yıllık eylem planının kabul edildiğini
hatırlattı. Bu planın özünün İslam ülkeleri arasında ticaretin gelişmesi ile
sermaye ve hizmetlerin serbest dolaşımının önünü açmak olduğunu söyleyen Kamel,
sözlerini şöyle sürdürdü:
"İİT üyesi ülkeler arasında
vize sorunumuz var. Örgüte üye ülkelerden sadece Suriye ve Sudan bu serbest
dolaşım anlaşmasını imzaladı. Avrupa ülkelerinde bunlar çoktan imzalandı, iş
adamlarına ise kolaylık sağlanıyor. Onların yaptığını biz gerçekleştiremedik.
Herhangi bir mekanizmayı ortaya koyamıyoruz. Bu yüzden arzu edilen iş dünyası
seviyesine, siyasi seviyeye ulaşamadık.
Gerek genel kurulda gerek yönetim
kurulu toplantısında gündeme gelen projeleri takvime bağlayalım ve bunu
izleyelim dedik. Bizim mekanizmalarımız açık olmalı. Cidde'de bir fuar
düzenledik. İş dünyası projelerini görüşsün diye… İlk kez böyle bir toplantı
yapmıştık. Katılım çok sınırlıydı ve katılan ülkelerin hepsi de İslam Ticaret
Odası üyesiydi."
Kamel, gıda ürünlerinin Körfez
ülkelerine ihraç edilmesi, böylelikle ihracatın teşvik edilmesi ve
geliştirilmesini amaçladıklarının da altını çizdi.
- "Türk Konseyi'nin en önemli gündemi ekonomik iş birliği"
Türk Konseyi Genel Sekreteri Ramil
Hasanov ise Türk Konseyi'nin çok genç ve dinamik bir organizasyon olduğunu
ifade etti. Konseyin kuruluşundan bu yana 4 zirve gerçekleştirdiğine işaret
eden Hasanov, ekonomik iş birliğinin, Türk Konseyi'nin gündeminde en tepede yer
aldığını belirtti.
Hasanov, bu çerçevede somut
sonuçlara ulaşmak için çeşitli alanlarda bakanlıklar ve uzman gruplar düzeyinde
toplantılar düzenlediklerini de sözlerine ekledi.
-"Cenin Organize Sanayi Mutabakat Zaptı'' imzalandı
Toplantının ardından, TOBB ile
Azerbaycan, Kırgızistan, Uganda, Pakistan ve Suudi Arabistan'ın ilgili
kuruluşlarıyla çeşitli anlaşmalar imzalandı.
Türkiye ile Filistin arasındaki
''Cenin Organize Sanayi Mutabakat Zaptı'' da, Bilim-Sanayi ve Teknoloji Bakanı
Fikri Işık ile Filistin Başbakan Yardımcısı ve Ulusal Ekonomi Bakanı Muhammed
Mustafa tarafından imzalandı.
Buna göre, Türkiye'nin 281. Organize
Sanayi Bölgesi Filistin'de kurulmuş olacak.