11.02.2015 İstanbul T20 (Think 20) Türkiye Açılış Toplantısı’nda konuşan TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, iş dünyası olarak daha hızlı büyümek ve daha fazla insana istihdam sağlamak için kredi faizlerinin daha düşük olmasını istediklerini ifade etti.
##919##
Türkiye’nin G20 dönem başkanlığı kapsamındaki, T20 Türkiye Açılış
Toplantısı, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Başbakan Yardımcısı Ali
Babacan ve İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı İbrahim Çağlar'ın
katılımlarıyla İstanbul Ticaret Odası Toplantı Salonu'nda gerçekleştirildi.
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, toplantının açılışında yaptığı konuşmada küresel
yönetişim mekanizmasının nasıl olması gerektiği konusunda yeni bir bakış
açısına ihtiyaç olduğunu, bu nedenle bu yıl G20 sürecini çok önemsediğini ifade
etti.
G20'nin 8 ülke dünyayı yönetmeye yetmeyince ortaya çıkan bir mekanizma
olduğunu aktaran Hisarcıklıoğlu, G20'yi yeni dünyaya uyum sağlama çabası olarak
gördüğünü ve bu doğru adımı desteklediğini dile getirdi.
İlginç bir zamandan geçildiğini ve pek çok küresel sorunla yüzleşmek
zorunda olunduğuna işaret eden Hisarcıklıoğlu, "Son 6 yıldır küresel
büyümede istikrarı yakalayamıyoruz. Geçmiş yıllarda ticaret küresel büyümenin
motoruydu. 90'lı ve 2000'li yıllarda küresel ticaretin yüzde 7-8 ortalamayla
arttığı dönemleri yaşadık. Ama son yıllarda bu oran yüzde 4,2'ye kadar düştü.
Bir başka deyişle pasta istediğimiz hızda büyümüyor. Bu da korumacı
politikaları körüklüyor. Sadece geçtiğimiz yıl, 2014'te 4 bin 436 korumacı
önlem tespit edilmiş ve bunların 2 bin 999'u G20 ülkeleri tarafından yapılmış.
Genç işsizliği oldukça yüksek seviyelerde. Bazı ülkelerde gençlerin yüzde 40'ı
işsiz durumda" diye konuştu.
Hisarcıklıoğlu, bugün küresel finansal piyasaların girift bir hal
aldığını ve alınan kararlardaki en ufak bir hatanın büyük bir karmaşaya kapı
aralayabildiğini söyledi.
Bu karmaşanın maliyetinin ise milyarlarca hatta trilyonlarca dolarlık
fırsatların yitirilişi ve milyonlarca istihdam olanağının kayboluşu olduğuna
dikkati çeken Hisarcıklıoğlu, "İnsanlar, bir gecede, orta gelire sahipken
yoksulluğa sürükleniyor. İşletmeler kepenk indiriyor, hükümetler düşebiliyor.
Geçtiğimiz 30-40 yıllık dönemde uygulanan kapsayıcı olmayan politikalar
nedeniyle eşitsizlikler artıyor. Eşitsizlik konusu giderek ekonomik bir problem
olmaktan çıkıp, toplumsal bir problem haline gelmeye başladı. Hatta son dönemde
artan güvenlik açığının da artan eşitsizlik ve kapsayıcı olmayan politikalarla
yakından bağlantılı olduğu kanaatindeyim" değerlendirmesinde bulundu.
Tüm bu sorunlara rağmen, bugün küresel ekonomide geçmişe göre daha iyi
durumda olunduğunun söylendiğini aktaran Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti:
"Dürüst olmak gerekirse ben hala yolun başındayız diye
düşünüyorum. Örneğin aşırı borçlanma gibi yapısal bir problemle karşı
karşıyayız. McKinsey bunu son raporunda açıkladı. Küresel borç 2007 yılında 142
trilyon dolar seviyesinde idi. Bugün ise 199 trilyon dolar seviyesine çıktı.
Başka bir deyişle, dünya neredeyse gelirinin üç katı kadar borcu olan bir dünya
haline geldi. Ülkelerin yüzde 80'inin 2007'ye göre daha fazla borcu var. Bu
sürdürülebilir bir durum değil."
- "Kredi faizlerinin daha
düşük olmasını istiyoruz"
Orta vadede küresel olarak borçlanma oranını düşürecek bir strateji
izlemenin şart olduğunu vurgulayan Hisarcıklıoğlu, "Ama biz iş adamları
olarak kısa vadede daha ciddi bir sorunla daha yüzleşeceğiz. Küresel ekonomi
yeni bir para politikasına geçiş yapıyor. ABD merkez bankasının muslukları
kıstığı, Avrupa başta olmak üzere bazı merkez bankalarının parasal genişlemeye
gittiği günleri yaşıyoruz. Bu bizler için son derece sıra dışı bir durum"
diye konuştu.
Hisarcıklıoğlu, tüm şirketlerin 2015-2016 tahminlerini yeni duruma göre
revize etmesi gerektiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Yeni para politikalarının etkileri bunlarla sınırlı da değil.
Harvard Profesörü Jeffrey Frankel'e göre petrol ve emtia fiyatlarındaki son
dönemdeki hızlı düşüşün sebebi de para politikasındaki değişiklik. Bu doğal
olarak benim gibi iş insanlarının karar alma süreçlerini de oldukça
karmaşıklaştırıyor. Bir yanda ABD, uzun bir süreden beri sıfır düzeyinde
tuttuğu faizleri nasıl yükselteceğini tartışıyor.
Diğer tarafta biz Türkiye'de, ihtiyaç duyduğumuz yüksek büyüme oranları
için faizleri nasıl düşüreceğimizi tartışıyoruz. İş dünyası olarak daha hızlı
büyümek, daha fazla insanımıza istihdam sağlamak için kredi faizlerinin daha
düşük olmasını istiyoruz. Diğer taraftan da son dönemde küresel piyasalarda
artan dalgalanmalardan en düşük düzeyde etkilenmekle uğraşıyoruz."
-Küresel koordinasyon
mekanizmalarına ihtiyaç var
M. Rıfat Hisarcıklıoğlu, tüm bunların küresel ekonomideki
belirsizliklerin hala ne kadar fazla olduğunu gözler önüne serdiğine işaret
etti.
Bu sorunların çözümü için de küresel koordinasyon mekanizmalarına
ihtiyaç olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, "G20 de bunların en başında
geliyor. Bir yandan G20'yi nasıl daha iyi kullanacağımızın yollarını ararken,
diğer taraftan da diğer uluslararası koordinasyon mekanizmalarının nasıl etkinleştirileceğini
bulmamız gerekiyor" dedi.
Türkiye'nin 2015 dönem başkanlığında hükümet, iş dünyası ve düşünce
kuruluşları el ele vererek bu sürece katkı sağlamak istediklerini dile getiren
Hisarcıklıoğlu, dönem başkanlığının 20 yılda bir gelecek bir fırsat olduğunu ve
fırsatın kazasının olmadığını bildiklerini kaydetti.
Mevcut mekanizmaların birçoğunun tıkanmış olduğuna değinen
Hisarcıklıoğlu, "Ama ben bir iş adamı olarak tıkanıklığın en umutsuz
olduğu anın, çözüme en yakın olduğu zaman olduğunu da çok iyi biliyorum. Biz
bunu 2001 krizi sonrasında Türkiye'de yaşadık. Kriz sonrasında ardı ardına
hayata geçirdiğimiz reformlarla, Sayın Başbakan Yardımcımız Ali Babacan'ın
başında olduğu ekonomi yönetimiyle yüksek kamu borcu ve yüksek enflasyon gibi
makro sorunlarımızı çözebildik" ifadelerini kullandı.
-TEPAV dünyanın önde gelen
kuruluşlarından oldu
Bugün T20'nin dönem başkanı olan Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma
Vakfı'nın (TEPAV) böyle bir dönemde ortaya çıktığını anlatan Hisarcıklıoğlu,
"2001 krizi sonrasında ekonomimizin oldukça zor dönemlerden geçtiği bir
dönemdi. İş dünyasının lideri olarak yeni politikalar geliştirmemiz
gerekiyordu. ABD başta olmak üzere gelişmekte olan ülkelerdeki örnekleri
inceledik. Malezya, Kore gibi başarılı örneklere baktık. Ekonomi politikaları
tasarımında uzmanlaşmış bir think tank'in (düşünce kuruluşu) ne kadar önemli
olduğunu gördük. İşte o zaman Güven Sak hocayla kurmaya karar verdiğimiz TEPAV,
bugün dünyanın önde gelen think tanklerinden biri oldu" diye konuştu.
Hisarcıklıoğlu, T20 toplantısındaki yeni bir uluslararası yönetişim
mekanizmasına ilişkin tartışmaların gelecek dönemde yeni açılımlar sağlamasını
umduğunu da sözlerine ekledi.