28.03.2015 Kartepe Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin teknolojik dönüşüm, kadınların işgücüne katılımı ve girişimciliğe odaklanan yeni bir ekonomi modeline ihtiyacı olduğunu söyledi.
Hisarcıklıoğlu,
Ekonomi Gazetecileri Derneği'nin (EGD) bu yıl 11'incisini düzenlediği Kartepe
Ekonomi Zirvesi'nde, "Dünyada ve Türkiye'de Ekonomik Görünüm"
başlıklı bir sunum yaptı.
##950##
Dünya
ekonomisi için 2014'te yüzde 3,3, 2015'te yüzde 3,5, 2016'da yüzde 3,7 büyüme
beklendiğini aktaran Hisarcıklıoğlu, dünya ticaretinde hala istenen bir büyüme
beklentisi olmadığını ifade etti.
Petrol
fiyatlarındaki düşüşün Türkiye'yi hem olumlu hem de olumsuz etkilediğine
değinen Hisarcıklıoğlu, "Olumlu tarafı, petroldeki her 10 dolarlık düşüş
cari açığa 4,4 milyar dolarlık iyileşme sağlıyor. Olumsuz tarafı ise petrol
ürünleri ihraç eden ülkelerin bizim ihracatımız içindeki payı yüzde 65.
Türkiye'deki turistlerin yüzde 30'u petrol ihracatçısı ülkelerden geliyor. Ayrıca,
müteahhitlik sektörünün yurt dışında yaptığı işlerin yüzde 85'i de petrol ihraç
eden ülkelerde. Bu pazarlardaki gelirde düşme var" dedi.
Türkiye'nin
2015'teki G20 dönem başkanlığında, B20 kapsamında ilk defa 5 kıtada 12 toplantı
gerçekleştireceklerini anlatan Hisarcıklıoğlu, "Bugüne kadar Türkiye'den
B20 sürecine katılım sayısı bir elin parmaklarını geçmiyordu. Maalesef Türk
şirketleri olarak global düşünce içinde değiliz. Sadece Ankara'yı etkileyerek
işlerimizin halledilebileceğini düşünüyoruz. Ama ekonomideki kurallara
uluslararası toplantılarda ve merkezlerde karar veriliyor" diye konuştu.
B20'de
küresel ölçekteki korumacılık tedbirlerine odaklanacaklarını anlatan
Hisarcıklıoğlu, ekonomik kriz korkusuyla ülkelerin korumacılık tedbirlerini
artırmasının dünyadaki büyümenin yavaşlamasının ana nedeni olduğunu vurguladı.
Hisarcıklıoğlu,
altyapı yatırımlarındaki açığın dünyanın geleceğini tehdit ettiğini belirterek,
"Burada hem projeye hem de finansmana ihtiyaç var. Kurumsal özel sektör
yatırımcılarının bu alana çekilmesi için dünya ölçeğinde projeler
gerçekleştiriyoruz" ifadelerini kullandı.
Rifat
Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin G20 dönem başkanlığında İstanbul merkezli olarak
kurulacak Küresel KOBİ Forumu'nun bütün dünya KOBİ'lerinin sesi olacağını dile
getirdi.
-"Türkiye ekonomisi büyümeye
devam ediyor"
Türkiye'de
2015'in ilk üç ayında gerek dövizdeki dalgalanma, gerek ihracat pazarlarındaki
sıkıntılar ve gerek çevre coğrafyadaki karışıklıkların bir an için moral
bozduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, "Ama enseyi karartmaya gerek
yok" dedi.
Hisarcıklıoğlu,
Türkiye ekonomisi için 2015 yılındaki riskleri, ABD Merkez Bankası'nın (Fed)
alacağı faiz kararı, çevre coğrafyalardaki karışıklıklar ve genel seçime kadar
yaşanacak süreç olarak sıraladı.
Avrupa'da
beklenen parasal genişleme, petrol fiyatlarındaki gerileme ve açıklanan yapısal
dönüşüm programlarının ise Türkiye için fırsat oluşturduğunu dile getiren
Hisarcıklıoğlu, iş dünyası temsilcileri arasında yaptıkları bir ankette,
yapısal dönüşüm programlarını destekleme oranının yüzde 55,6 çıktığı bilgisini
paylaştı.
"2015
genel olarak düşe kalka yol alacağımız bir yıl olacak" diyen
Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti: "Ama biz iyimser yaklaşıyoruz. Türkiye
ekonomisi 2014'te büyümede yüzde 3'ü yakalar inşallah. 2015 için, ilk
çeyrekteki öncü rakamlarda büyüme için zayıf sinyaller var. Net ihracat bu
dönemde büyümeye katkı vermiyor. Büyümenin iç talebe dayalı olarak olacağını
görüyoruz. Zaman zaman aksama olsa da Türkiye ekonomisi büyümeye devam ediyor.
İşsizlik
hala Türkiye için önemli bir sorun ama Türk özel sektörü 2014'te 2013'e göre 1
milyon 100 bin ilave istihdam sağladı. Bu müthiş bir rakam. Ekonominin
lokomotifi inşaat sektöründe de 2014'te yapı ruhsatı sayısında, konut satışında
ve yabancılara konut satışında artış var. Sanayi sektörü de 2014'te yüzde 3,6
büyüdü."
Hisarcıklığlu,
yurt içinde katma değer vergisi (KDV) tahsilatında geçen kasım, aralık ve ocak
aylarındaki yüzde 19'luk artışın da Türkiye'de büyümenin iç talebe bağlı
olacağını gösterdiğini söyledi.
- "Karekodlu çekler yakında
piyasaya girecek"
Rifat
Hisarcıklıoğlu, geçen yıl iç piyasada protesto edilen senet ve karşılıksız çek
tutarlarında enflasyon kadar artış olduğunu belirterek, "Her ne kadar
piyasada ters bir algı olsa da karşılıksız çıkan çeklerin oranında 2014'te
2013'e göre bir düzelme var. 2013'te 100 liralık çekin 3,7 liralık kısmı
karşılıksız çıkarken, 2014'te bu rakam 3,3 olmuş. Burada sıkıntılı olan bir şey
şu; karşılıksız çeklerde 2014'ün son 4 ayına bakıldığında, önceki yılın aynı
dönemine göre artış trendi var. Bu 2015 için bir veri olabilir"
değerlendirmesinde bulundu.
Kredi Kayıt
Bürosu ile birlikte çalışarak geliştirdikleri karekodlu çeklerin yakında
piyasaya gireceğini anlatan Hisarcıklıoğlu, "Çek üzerindeki karekod cep
telefonundan okutulduğu zaman müşterinin çek endeks puanı çıkacak. İstenirse
detaylı rapor da görülebilecek. Buna göre karar verilebilecek. Bu, ticaretin
sağlıklı yapılabilmesi için iç piyasa açısından devrim niteliğinde bir
karar" dedi.
Hisarcıklıoğlu,
2013'te bir önceki yıla göre reel sektörün satışlarının 473 milyar lira,
faaliyet karının ise 31 milyar lira arttığını, ancak kredi faiz giderlerinin de
31 milyar lira yükseldiğini belirterek, "Yani artırılan ilave kar,
faizlere ödenmiş. Döviz kuru zararından dolayı da 2013'te 2012'ye göre 29
milyar lira eksik kar elde etmişiz. Bu, Türk şirketlerinin niye sermaye
biriktiremediğinin en önemli göstergesi. Kredi faizi ve döviz kuru
şirketlerimizi direkt etkiliyor" yorumunu yaptı.
Her yıl
artan bir eğilimde ihracatın riskli bir şekilde yapıldığına işaret eden
Hisarcıklıoğlu, "Açık hesap veriyoruz. Geçen yıl ihracatımızın yüzde
65'ini mal mukabili yapmışız. Bu aslında büyük risk. Çünkü, riskli pazarlara
ihracat yapıyoruz. Ayrıca global kriz henüz bitmedi. Çevremizdeki sıkıntılar
otomatikman Türkiye ekonomisini ve Türk şirketlerini etkiler. Bu noktada
Eximbank'ın ihracat sigortası var. İhracatçılarımıza bunu yapmalarını tavsiye
ediyorum" dedi.
- "Yeni bir ekonomi modeline
ihtiyaç var"
Hisarcıklıoğlu,
Türkiye'nin teknolojik dönüşüm, kadınların işgücüne katılımı ve girişimciliğe
odaklanan yeni bir ekonomi modeline ihtiyacı olduğunu vurguladı.
"Ne
kadar yüksek cari açık, o kadar fazla büyüme" varsayımının yanlış olduğunu
dile getiren Hisarcıklıoğlu, eskiden büyümenin motoru görülen cari açığın,
artık ilaç olamadığını söyledi.
OECD
ülkeleri ortalamasında yüksek teknoloji ihracatı yüzde 18 iken Türkiye'de bu
oranın yüzde 4 olduğuna dikkati çeken Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti: "Yeni
hikayede en önemli bileşen yüksek teknoloji olmalı. Gereksiz günlük
tartışmaları bırakıp hepimizin esas konuya odaklanması lazım. Gelirimizi
artırmak, işin hamallığından kurtulmak istiyorsak en azından bu ortalamayı
yakalamalıyız. Biz bunu rakiplerimiz kadar yapamıyoruz. Gelişmekte olan ülkeler
bizden daha önde."
Hisarcıklıoğlu,
şirketler açısından yeni bir çıta koymak gerektiğini ifade ederek, en hızlı
büyüyen 100 şirket içinde yazılım ve bilişim teknolojileri şirketlerinin
sayısının ABD'de 60 iken Türkiye'de 21 olduğuna dikkati çekti.
Kamu
ihalelerinin Türkiye'nin büyüme politikasındaki yeni trend olduğunu dile
getiren Hisarcıklıoğlu, "Meclis'ten geçen yasayla artık kamu ihalelerinde
yüzde 51'i yerli olan bir mal ithale göre yüzde 15 daha pahalı olsa da kurum
onu almak mecburiyetinde, tercihinde değil. Bu devrim niteliğinde bir adım.
Kamu alımı sanayinin dönüşümünde en önemli itici güç" dedi.
Türkiye'nin
orta gelir tuzağının içine düştüğünü belirten Hisarcıklıoğlu, "Artık yeni
reform yapma zamanı geldi. Bu coğrafyada farklılaşmak zorundayız. Zor bir
coğrafyada iş yapıyoruz. İnşallah Yemen'deki son gelişmeler mezhep savaşlarına
neden olmaz. Mezhep savaşları bütün İslam coğrafyasını tetikleyecek bir unsur.
Bu nedenle risk görüyorum. 'Yemen bizden uzak, bize göre ne var' diye bakmamak
lazım. Allah korusun, bir mezhep savaşının ön sinyali olabilir. Bu hepimizi
etkiler" diye konuştu.
Rifat
Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin eğitim reformuna, hukuk reformuna ve idari reforma
ihtiyacı olduğunu dile getirdi.
- "Kötü niyetli bazı işletmeler
iflas erteleme alıyor"
Reel
sektörün ayağında prangalar olduğunu dile getiren Hisarcıklıoğlu, işlem
maliyetlerini artıran uygulamalardan kurtulmak istediklerini söyledi.
İflas
ertelemenin, son dönemin en büyük tehlikesi olduğunu aktaran Hisarcıklıoğlu,
"Kötü niyetli bazı işletmeler alacaklılarını istismar etmek için iflas
erteleme alıyor. Paranı alamıyorsun; bekle ki ne zaman iflas ertelemeyi
kaldırtabilirsen... Böyle mantıksız bir şey olmaz" dedi.
Art niyetli
kişiler tarafından hazırlanan, firmaların isimlerinin yer aldığı "asılsız
kara listelerin" internette dolaştığını aktaran Hisarcıklıoğlu,
"Batacaklar iddiasıyla kara liste yayınlanınca bazı bankalarımız baykuş
gibi onların üzerine atlamaya başladı. Bu listeyi gören bankalar kredileri
kapatmaya girişti. Listede adı olan firmalar, 'Bizim böyle bir sıkıntımız yok'
diye ilan vermeye başladı. Bunu Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK)
Başkanına aktardım" diye konuştu.
Türkiye'de
bölgeler arasındaki gelişmişlik farkı arasındaki uçurumun büyük bir sorun
olduğuna işaret eden Hisarcıklıoğlu, şöyle konuştu: "En zengin bölge ile
en fakir bölge arasında tam 4 kat fark var. Marmara bölgesi tıkandı. Türkiye'yi
coğrafi olarak yeni bir boyutta düşünmemiz gerek. Zenginliği 81 ile yaymak için
mekansal strateji planı hazırlıyoruz. Bölgeler arası farklılığı gidermek ancak
mekansal stratejiden geçiyor. Türkiye sadece Marmara bölgesiyle zenginleşemez.
2023 hedefine ulaşmak istiyorsak yeni Marmara bölgelerine ihtiyacımız var"
ifadelerini kullandı.
Ortalama
yüzde 3 büyümeyle 2020'de Türkiye'de kişi başına gelirin 13 bin dolara
geleceğini, yeni bir hikaye yazılabilirse bu rakamın yüzde 7 büyümeyle 17 bin
dolara ulaşacağını belirten Hisarcıklıoğlu, "Buna odaklanmalıyız.
Kavgaların içinde boğulursak kendimize yazık ederiz. Türk özel sektörünün,
girişimcisinin bunu başarabileceğine inanıyorum" dedi.
-"Yüksek teknolojili üretimin
üssünün Marmara Bölgesi'nin dışında olması gerek"
Girişimciliğin bir risk işi olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, işsizlikle
mücadele için de girişimciliğin önemli bir mecra olduğuna dikkati çekti.
Dünyada
girişimcilik eğitimi alan her 10 kişiden ancak birinin başarılı olabildiğine
işaret eden Hisarcıklıoğlu, "İşgücüne katılım çok önemli. İşsizlik oranı
yükselmiş gibi görünüyor. Biz her yıl yüksek büyümeyi sürdüremezsek bu oran
yukarı doğru çıkar. Eğer sürdürebilirsek işsizliği aşağı doğru
indirebiliriz" diye konuştu.
Avrupa
ekonomisinin canlanması halinde Türkiye'nin bölgeye yüksek ihracatı nedeniyle
olumlu etkileneceğini söyleyen Hisarcıklıoğlu, paritedeki volatiliteye ilişkin
şunları kaydetti: "Parite konusunda özel sektör olarak bizde bir eksiklik
var. Kur riskimizi sigortalayacak sistemleri kullanmıyoruz. Bu tür
enstrümanları gelişmiş ülkelerin hepsi bizden daha iyi yapıyor. Bizim de
bunları yapıyor olmamız lazım ki bu tip kur fırtınalarında sağlıklı
kalabilelim."
- Çözüm Süreci
Başbakan
Yardımcısı Yalçın Akdoğan ile Çözüm Süreci'ne ilişkin görüştüklerini anlatan
Hisarcıklıoğlu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde istihdam oluşturmak
amacıyla sadece devlet eliyle fabrikalar yapılmasının, orta ve uzun vadeli
ciddi sıkıntıları olabileceğini dile getirdi.
Hisarcıklıoğlu,
şöyle devam etti: "Özellikle bir tehlike var, ona dikkati çektik. Doğu
Anadolu, Güneydoğu Anadolu veya başka bir bölge için 'Kamu yatırım yapsın, kamu
fabrika yapsın, bu fabrikada da mal üretilsin' dediğimiz zaman bu hepimizin
cebinden gider. Burada ne verimli çalışma olur ne gerçek fiyat teşekkülü olur.
Bunu yakalayabilmemiz mümkün değil ve 78 milyon olarak bunun bedelini hep
beraber öderiz. Devletin artık bugünkü dünyada görevi yatırımcıyı çekecek
altyapıları yapmaktır.
Her zaman
söylerim; huzur olmadan ticaret olmaz, ticaret olmadan zenginlik olmaz. O huzur
ortamı olduğu için geçen yıl Türkiye'nin geleceğine en umutlu bakan il yüzde
90'la Batman çıktı; Organize Sanayi Bölgesi'nde bile yeri kalmamıştı. İkinci,
yüzde 82 ile Diyarbakır'dı. Üçüncü Gaziantep, dördüncü Kocaeli ve beşinci
Bingöl. Yani bir huzur sürecinin bize getireceği katkı çok önemli."
- "Eksiklikleri kırmadan
dökmeden söylemek durumundayım"
İş
adamlarının geleceğe olumlu bakmak durumunda olduğunu vurgulayan
Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin zenginleşmesi için herhangi bir kavganın tarafı
olamayacaklarını dile getirdi.
Hisarcıklıoğlu,
1,5 milyon şirketin temsilcisi ve 15 milyon kişiye istihdam sağlayan iş
dünyasının başkanı olarak Türkiye adına güzel günleri arzuladığını belirterek,
şunları kaydetti: "Bizler her sabah dükkanımızı kar etmek için açarız,
zarar etmek için değil. Onun için ben iyimser olmak mecburiyetindeyim. Ben iş
dünyasının başkanıyım, iyiye bakmak durumundayım, geleceğe bakmak durumundayım.
Eksiklikleri kırmadan dökmeden söylemek durumundayım. Benim işim siyaset değil,
siyaset yapamam. Benim görevim üyelerimin menfaatini iletmek. Siyaset halktan
yetkiyi almış olan kişilerin işidir. İş adamı kavga etmez, kavga ederek bir
sonuca varamazsınız. Siyasetçi kavga eder mi? Eder ama benim işim kavga değil,
kavganın unsuru da olamam. Ülkede huzursuzluk unsuru da olamam."
- "Ali Koç'un sözleri iç
siyasetin malzemesi yapıldı"
Gazetecilerin,
Koç Holding Yönetim Kurulu üyesi Ali Koç'un medyaya "Çocuklarımızın
geleceğinden endişe duymamak mümkün değil" başlığıyla yansıyan
değerlendirmesine ilişkin bir sorusu üzerine, Hisarcıklıoğlu, şu yanıtı verdi: "İlgili
haberin başlığına ve içeriğine baktık, değerlendirme yaptık. B20 İstihdam Görev
Gücü Koordinatör Başkanı da olan Ali Koç, orada 'Dünyadaki işsizlik artıyor,
çocuklarımın geleceğinden endişeliyim' diyor. Dediği bu. Ama biz bunu aldık,
getirdik, iç siyasetin malzemesi yaptık. Bazılarımız haksız yere dövdü,
bazılarımız 'Helal olsun' dedik. Bence doğru yerde doğru bir şey söyledi; B20
işgücü toplantısında dünyadaki işsizliğin artmasından duyduğu kaygıyı ifade
etti. Ama bunu günlük politikanın içinde malzeme yaparsak doğru olmaz."
- "Dolar bir anda yükseldi,
bunu fırsat bilip alım yapanlar para kazandı"
Rifat
Hisarcıklıoğlu, 2001 krizi sırasında KOBİ'lere düşük faizli kredi versin ve
ihracat artsın diye TOBB'un Eximbank'a 100 milyon dolar aktaracağını
duyurmasının bir haberde "TOBB 100 milyon dolar alacak" diye
yansıtıldığını anımsatarak, "Dolar kuru bir anda hızla yükseldi. Kanalı
aradık 'Dolar almayacağız, TL olarak vereceğiz' dedik. Ama bu haberi vermedi.
Bunu fırsat bilip işlem yapanlar kazandı. Sonradan, 'off the record' öğrendim.
O gün itibarıyla işlem yapan 30 kişi/kurum bu işten para kazanmış"
ifadelerini kullandı.
Yeni
koridorlar ve kümelenme üzerine TOBB'un Türkiye'nin mekansal stratejisini
hazırladığını aktaran Hisarcıklıoğlu, bunun tartışılmasını istediklerini
söyledi.
Hisarcıklıoğlu,
"Yüksek teknolojili üretimin üssünün Marmara Bölgesi'nin dışında olması
gerek. Bizim yeni bir Marmara'ya ihtiyacımız var çünkü artık Marmara Bölgesi
tıkandı, doldu. Yeni Marmara için diyoruz ki İç Anadolu'yu da içine alan
kuzey-güney eksenini iki limanda buluşturan şehirlerde olması lazım" diye
konuştu.
- "Toplumda her kesimde yeni
bir anayasa talebi var"
Yeni anayasa
için kendilerini "Anayasa Gönüllüleri" diye adlandıran 6 bin kişinin
içinde kendisinin de olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, şöyle konuştu: "Çalışmalarımız
devam ediyor. 'Türkiye'nin yeni bir hikayeye ihtiyacı var' derken anayasa
değişikliği diye topluma sorduğunuz zaman büyük bir oranda 'evet' çıkıyor,
yüzde 80'ler civarında. Herkesin mevcut Anayasa'dan bir şikayeti var. Zaten
Meclis'te grubu bulunan 4 siyasi parti de 4 sene önce toplumun tamamına vadetti
değişikliği, ama beceremediler, uzlaşamadılar. Toplumda her kesimden yeni bir
anayasa talebi var. 'Yeni hikaye' dediğim, yeni bir başkanlık sistemi, yeni bir
anayasa değil. Ekonomide yeni bir hikayeye ihtiyacımız var, yanlış
anlaşılmasın."
KOBİ'lerin
Türkiye ekonomisi açısından hayati değeri olduğunu vurgulayan Hisarcıklıoğlu,
"KOBİ'ler önemli ama dönüşümü yapmaları lazım. Mevcut sistem sürdürülemez.
KOBİ'lerin kurumsallaşması stratejisi bir an önce hazırlanmalı" dedi.