11.05.2015 Ankara Türk Standartları Enstitüsü (TSE) Genel Kurulu’nda konuşan TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, ticaret yapmak için standart gerektiğini belirtirken, “Nasıl namaz için abdest farz ise, güçlü sanayi için kalite ve standardın güçlü olması da farz oldu. Şimdi yeni bir küresel kural daha beliriyor. Güçlü ülke, standardı olan, standartları da belirleyen ülkedir. Standardı belirleyen, ticaretin kuralını da yazar. İşte TSE bu noktada çok önemli bir vazife üstlenmek durumunda. Dünyada standartları belirleyen kurumlar arasında TSE’yi de görmek istiyoruz” diye konuştu.
Hisarcıklıoğlu
konuşmasında, dünya ekonomisinin çalkantılı bir dönemden geçtiğine işaret
ederek, küresel ticaret hacminin eskisi kadar canlı olmadığını söyledi. Buna
karşılık özellikle gelişmiş ülkelerdeki korumacılık önlemlerinde artış olduğunu
anlatan TOBB Başkanı, “Öte yandan artık öyle bir dünyada yaşıyoruz ki, sınırlar
yok, dünya düz ama kurallar ortak. Eskiden üretim azdı. Ne üretsen satılırdı.
Şimdi öyle değil. Üstelik tüketici de araştırıyor, görüyor. Bu kadar çok üretim
arasında, tüketici, belli standarda sahip olanı arıyor. Sadece vatandaşlar
değil, sanayiciler de belli standartta ara malı arıyor. Demek ki ticaret
yapacaksan, standardın olacak. Kural bu” dedi.
##960##
-TSE önemli marka değeri haline gelmeli
Güçlü bir
ekonomi, güçlü bir sanayi için, güçlü bir TSE olmasını beklediklerinden söz
eden Hisarcıklıoğlu şöyle konuştu:
“Bugün herkesin
zihninde yer eden TSE ambleminin, hem yurt içinde, hem de yurt dışında, çok
daha bilinen ve önemli bir marka değeri haline geleceğine inanıyoruz.
Zira küresel
ticarette, uluslararası geçerliliğe sahip belgeler, sanayi ürünleri için adeta
bir yeşil pasaport işlevi görüyor. Gümrük kapılarında harcanan zaman ve maddi
kayıpların önüne geçilmiş olunuyor. Yine yurtiçinde bir ürünü alırken, benim
devletim bu ürünle ilgili gerekli incelemeyi yapmıştır ve bana doğru bilgileri
sunmuştur diye güvenerek alıyoruz.
Yani hem iç
piyasa daha canlı oluyor, hem de toplumda güvenilir bir devlet algısı oluşması
sağlanıyor. Dolayısıyla ülkemizin sanayicileri olarak TSE’nin kurumsal
kapasitesinin artırılmasını ve özel sektör odaklı olarak çalışmasını her zaman
destekledik ve destekliyoruz. Bu konuda, bugün burada da aramızda bulunan Sanayi
Bakanımızın, bizler için önemli bir şans olduğuna inanıyoruz.
Sayın bakanımız,
her ortamda bizleri yanlız bırakmıyor, dertlerimizi dinliyor, bizimle birlikte
çözüm arıyor. Bizim yıllardır vurguladığımız ama bir türlü hayata geçmeyen
yerli üretime destek konusunda devrim niteliğinde bir adım attı. Kamu
alımlarında milli sanayimize yüzde 15 fiyat avantajı tanıyan kanuni bir
düzenlemeyi hayata geçirdi. OSB’lerde hep sıkıntı yaşadığımız taban alanı
kısıtlamasını kaldırdı.
Sanayimizin
ileri teknolojiye geçiş sürecine yeni bir ivme kazandırmak üzere, yüksek teknolojili
üretime dönük yatırımlara, ülke genelinde 5. bölge teşviklerin verilmesini
sağladı. Son olarak da, doğalgaz olmadığı için üretimde sıkıntı yaşayan birçok
ildeki OSB’leri doğalgazla buluşturacak yeni bir kamu yatırımı girişimi
başlatılmasına öncülük etti.
Sanayimizi
geliştirmeye ve güçlendirmeye odaklı vizyona sahip bir sanayi Bakanımız
olmasından büyük memnuniyet duyuyor ve gerçekleştirdiği çalışmalardan dolayı
sayın Bakanımızı bir defa daha tebrik ediyorum. İnşallah sayın Bakanımızın
liderliğinde TSE önümüzdeki dönemde daha fazla özel sektör odaklı yönetilecek
ve çalışacak. İllerdeki Odalarımızla daha fazla işbirlikleri geliştirecek.
Sanayicilerimizin
önemli bir sıkıntısı, TSE hizmet ücretleri konusunda. Bu konuda TSE’nin 2015 için
laboratuvar ve belgelendirme hizmetlerinde ücret artışına gitmeyeceği beyanı
önemli bir adım oldu. Bu adımın kapsamının da genişletilmesini arzu ediyoruz.”
-TSE’nin düzenlediği belge ve raporların kabulu
TSE'nin
düzenlediği belge ve raporların uluslararası arenada kabul edilirliğinin
artırılması konusunun da özellikle odaklanılması gereken bir alan olduğunu
belirten Hisarcıklıoğlu, bu konuda da TSE'nin çok daha aktif olması gerektiğini
bildirdi.
Bu yıl TSE, Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve TOBB olarak, inşaatlara güvenli iskele
kurulması konusunda, illerde ortak bilgilendirme çalışmaları başlattıklarını
ifade eden Hisarcıklıoğlu, “Bu tür işbirliklerimizi de önümüzdeki yeni dönemde
güçlendirmeyi hedefliyoruz. Biz TSE’nin, yaptığı çalışmalarla Türk Sanayicisine
yol gösteren, yönlendiren bir kuruluş olmasını arzu ediyoruz. İnanıyorum ki
atılacak yeni adımlarla, bundan sonra sadece Türk sanayicisine değil,
Türkiye’nin bölgesinde üstlendiği role paralel olarak, birikim ve tecrübelerini
bölge ülkelerinde etkinliğini daha da artıracak bir yapıya kavuşacak, alanında
lider kuruluşlardan biri olacaktır” dedi.
- Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık
Bilim, Sanayi
ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık ise konuşmasında, "Bu seçim sürecinde
projelerin, toplumsal refah ve kalkınmayı artırıcı politika ve söylemlerin
yarışmasını arzu ederdik ama maalesef ülkedeki muhalefet sorunundan dolayı bunu
göremiyoruz" ifadesini kullandı.
Işık, dünya
"tek belge, tek standart" anlayışına doğru giderken, standardizasyon,
belgelendirme, test ve muayene işlemleriyle TSE'nin önemi ve etkisinin giderek
arttığını söyledi.
Standardizasyon
ve belgelendirmenin bugün küresel düzeydeki rekabeti, kaliteyi, pazar gücünü ve
etkinliği belirleyen temel unsurlardan biri olduğuna işaret eden Işık,
"Ülke olarak dünyanın her yerinde kaliteli ve güvenilir ürünlerimizin
sayısının artırmak istiyoruz. Bunun yolu da küresel standartlara uygun mal ve
hizmet üretmekten geçiyor" diye konuştu.
Küresel
düzeydeki büyük ekonomilerin standardizasyon ve belgelendirmede de büyük
oyuncular olduğunu anlatan Işık, standartların ülke ekonomilerinin gelişmesinde
önemli bir paya sahip olduğuna işaret etti.
Bakan Işık,
TSE'nin Türkiye'de etkinliğini ve gücünü geliştirmek, dünyanın her yerinde
olmasını sağlamak ve uluslararası rekabet gücünü artırmak istediklerini
vurguladı.
Son 4 yılda
TSE'nin altyapı yatırımlarına 70 milyon lira harcadıklarını anlatan Işık,
sanayicilerin ürettiği ürünlerin test ve laboratuvar ihtiyaçlarına yönelik
toplam 400 milyon lira tutarında 10 laboratuvar yatırımı çalışmalarının ise
devam ettiğini söyledi. Fikri Işık, şöyle devam etti:
"2018
yılında hizmete girmesi planlanan Ankara Temelli Test ve Eğitim Merkezi,
sanayimizin ihtiyaç duyduğu laboratuvar hizmetlerini karşılayarak yerli,
yenilikçi ve yeşil üretim çabamıza güç katacaktır. Aynı şekilde, Bursa'da inşa
edeceğimiz Otomotiv Test Merkezi de stratejik yatırımlarımız arasında yer
almaktadır.
Bursa'da
kuracağımız dünyanın en iddialı merkez ile test işlemleri dolayısıyla
yurtdışına giden yüksek orandaki dövizin ülkemizde kalmasını sağlayacağız. Bu
merkez, küresel düzeyde iddialı olduğumuz otomotiv sektörünün gelişimine ve
yerli otomobil üretimine de ciddi katkı sunacak. Şu anda kamulaştırma
işlemlerimizi tamamladık, inşallah bu yıl içerisinde projelerimizi hızlı bir
şekilde tamamlayıp, inşa aşamasına geçmek istiyoruz. Hazar Gazı'nın Avrupa'ya
taşınmasını öngören TANAP projesinde Çin'de üretilecek olan boruların fabrika
imalat kontrolleri TSE tarafından yapılacak."
TSE'nin
uluslararası faaliyetleri hakkında da bilgi veren Işık, TSE'nin uluslararası
uygunluk değerlendirme pazarında rekabet gücünü artırmak ve 200 milyar doları
bulan bu pazardan daha fazla pay almasını sağlamak için Uluslararası Uygunluk
Değerlendirme Servisi (ICAS) şirketini kurduklarını hatırlattı.
Özellikle
"Helal Belgelendirme" ile uygunluk değerlendirme alanında İslam
dünyasındaki etkinliği artırma faaliyetlerine de devam ettiklerini anlatan
Işık, "Amacımız yaklaşık 20 milyar dolar olan İslam ülkeleri uygunluk
değerlendirme pazarından daha fazla pay almak" dedi.
-"Çarklar
tıkır tıkır dönüyor"
Türkiye'nin
2014 yılında hem AB ülkeleri, hem de OECD ve G7 ülkeleri ortalamasından daha
iyi bir büyüme performansı sergilediğine dikkati çeken Bakan Işık, imalat
sanayinin 2014 yılında yüzde 3,5 ile ülke büyümesinden daha iyi bir performans
sergileyerek büyümenin lokomotifi olma görevini sürdürdüğünü söyledi.
Bakan Işık,
"Birkaç gün önce açıklanan mart ayı sanayi üretim endeksi de ülkemizin
çarkların tıkır tıkır döndüğünü, sanayinin her türlü olumsuz propagandaya
rağmen gayet güzel üretim yapmaya devam ettiğini gösteriyor" diye konuştu.
Türkiye'de
oluşturulmaya çalışılan karamsar tabloya rağmen özel sektör ve sanayicilerin
istikrar ortamına güvenerek hız kesmeden üretim ve yatırıma devam ettiklerini
gördüklerini belirten Işık, otomotiv sektörünün yüzde 50'nin üzerinde büyümeyi
yakaladığını, dayanıklı tüketim mallarının sadece mart ayındaki üretim
artışının yüzde 16'yı geçtiğini kaydetti.
-"Yüksek
teknoloji ürünlerini temel unsur haline getireceğiz"
Fikri Işık,
Türkiye'nin hedefinin, yüksek gelir düzeyine ulaşmak olduğunu vurgulayarak,
"Bu hedef için üretimimizi, yatırımımızı istikrar ortamını sürdürerek hız
kesmeden devam ettireceğiz. Bu sıçramayı Türkiye'nin 2023 hedeflerine varmak
için de yüksek teknolojili ürünleri, artık üretimimizin temel bir unsuru haline
getireceğiz" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin
sanayi politikasının temelinde, güçlü olunan alanlarda katma değeri yüksek
ürünler üretmek olduğunu belirten Işık, AR-GE ve inovasyonu, üretim kültürünün
en önemli unsuru haline getirmek gerektiğini kaydetti.
Işık,
Türkiye'nin teknoloji düzeyini yükseltmek için yeni teknolojilerin Türkiye'de
hızlı gelişmesi ve teknolojiyi tüketen değil, üreten ülke olması için bütün
imkanları seferber ettiklerini anlattı.
Bunun için de
üç noktayı "olmazsa olmaz" gördüklerini belirten Işık, bunlardan
birincisinin destek mekanizmaları olduğunu söyledi.
Türkiye'nin,
yüksek teknolojili ürüne geçmek için devlet desteklerini fazlasıyla
kullandığını ifade eden Işık, ikinci olarak teşvik sistemini artık teknoloji
odaklı yeniden düzenlediklerini kaydetti.
Işık, üçüncü
olarak da kamu alımlarını Türkiye'nin teknoloji düzeyini AR-GE ve inovasyon
yeteneğini yükseltmek için bir kaldıraç olarak kullandıklarını belirtti. Işık,
"Artık kamu alımlarında teknolojik yerli ürün yüzde 15 pahalı dahi olsa
kamu yönetimi bunu almak zorunda" dedi.
"Bütün
derdimiz Türkiye'nin yüksek teknoloji üreten ülke olması" ifadesini
kullanan Bakan Işık, 25 öncelikli dönüşüm programı ile İstihdam, Sanayi Yatırımı
ve Üretimi Destekleme Paketi'ni de bu anlamda önemsediklerini, bunların ülkenin
üretim altyapısını geliştirmek üzere reform niteliğinde önemli adımlar olduğunu
belirtti.
-"Seçim
sürecinde projelerin yarışmasını arzu ederdik"
Önemli bir
seçime doğru giderken üretim ekonomisine, ekonomide nitelik ve katma değer
artışına yönelik faaliyetlerin devam edeceğini bildiren Işık, kurumsal ve
yapısal politikalara ağırlık vermeyi sürdüreceklerini söyledi. Bakan Işık,
sözlerini şöyle tamamladı:
"Seçimlerden
sonraki uzun dönem bize yapısal programları uygulama, sanayide nitelik
dönüşümüne ilişkin adımları atma fırsatı verecektir. Bu seçim sürecinde
projelerin, toplumsal refah ve kalkınmayı artırıcı politika ve söylemlerin
yarışmasını arzu ederdik ama maalesef ülkedeki muhalefet sorunundan dolayı bunu
göremiyoruz. Muhalefetin değil 2023'ü, ekonomimizin büyümesini ve refah
artışını öngören projelerini, yarını bile hesap edecek, buna yönelik bir
program geliştirecek öngörüsünün olmadığını görmekteyiz."