20.10.2015 Ankara Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi kapsamında gerçekleştirilen Sürdürülebilir Arazi İş Forumu’nda konuşan TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, dünyada 4 milyar hektar arazinin çölleşme tehlikesi ile karşı karşıya bulunduğuna dikkat çekerek, bunun da 1,2 milyar insanın açlık ve susuzluk tehdidi altında bulunmasına yol açtığını vurguladı. Hisarcıklıoğlu bütün dünyayı çölleşme ile mücadeleye destek olmaya çağırdı.
Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi
(UNCCD) 12. Taraflar Konferansı (COP12) kapsamında, Dünya Sürdürülebilir
Kalkınma İş Konseyi (WBCSD) ile Orman ve Su İşleri Bakanlığı işbirliğinde
TOBB'un ev sahipliğinde organize edilen, Sürdürülebilir Arazi İş Forumu Ankara
ATO Congresium'da gerçekleştirildi.
##1019##
Forumda
konuşan TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, küresel bir mücadele alanı olan
ve 195 ülkenin taraf olduğu Çölleşme ile Mücadele Taraflar Konferansına,
Türkiye’nin ilk defa ev sahipliği yaptığını hatırlatırken, Birleşmiş Milletler
kapsamındaki bu organizasyonun ev sahipliğini Türkiye’ye kazandırdığı için
Bakan Veysel Eroğlu’na teşekkür etti. Hisarcıklıoğlu Eroğlu’nun bakanlığı
döneminde
2008-2012
yılları arasında; 2,3 milyon hektar sahada erozyonla mücadele ve ağaçlandırma
çalışması yapıldığını anlattı. Bu kapsamda 2,5 milyar fidan dikimi sağlandığını
belirten Hisarckılıoğlu, Türkiye’nin kurak bölgelerindeki tarım arazilerinin
sulanması ve uzak bölgelerden su taşınması alanında dev projelere imza
atıldığını söyledi.
-4 milyar hektar
arazi tehlikede
Birleşmiş
Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesinin, dünyanın geleceği açısından çok
önemli bir rolü bulunduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, “Zira, dünyada 4 milyar
hektar arazi çölleşme tehlikesi ile karşı karşıya. Dünyada çölleşmeden doğrudan etkilenen insan
sayısı 250 milyon. Çölleşmenin önüne geçilmediği takdirde, yakın gelecekte 1,2
milyar insan bu tehditten doğrudan etkilenecek. Bu da; 1,2 milyar insanın açlık
ve susuzlukla karşılaşması, geçim kaynağının yok olması veya göç etme zorunda
kalması demektir. Yani özetle çölleşme ile mücadele, gelecekteki insani,
ekonomik ve sosyal problemlerin ortaya çıkmasını engellemektir. İşte bu yüzden
Birleşmiş Milletlerin küresel çapta yürüttüğü bu program, hepimiz için hayati
öneme sahip” dedi.
-Çölleşme iktisadi
faaliyetleri de etkiliyor
Çölleşme, iklim değişikliği ve diğer çevre sorunlarının
insanları birey olarak ilgilendirdiği gibi, ekonomiyi ve iktisadi faaliyetleri
de doğrudan etkilediğini belirten Hisarcıklıoğlu, şöyle konuştu: “Özel sektöre
çok büyük maliyetler getiriyor. Tarım, hayvancılık, ormancılık, balıkçılık
gibi sektörler bundan doğrudan etkileniyor. Yine gıda, tekstil, madencilik,
deri-ayakkabı gibi sektörler ilk etkilenenlerin başında geliyor. Sadece bu
sektörler değil, hemen her sektör çölleşme riskinin etkisine maruz kalıyor. Zira,
bütün sektörler hammadde elde etmek veya üretim sahası oluşturmak amacıyla,
araziyi doğrudan veya dolaylı olarak kullanıyor. Bu nedenle,
Birleşmiş Milletler; Çölleşme ile mücadele kapsamında; arazi bozulumunun
önlenmesi ve sürdürülebilir arazi yönetimi alanlarına özel sektörün katılımının
kritik önemde olduğunu kabul ediyor. Dolayısıyla, Türk Özel sektörünün çatı
kuruluşu Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği olarak, bu İş Forumuna ev sahipliği
yapmak bizim için de gurur verici.
Ayrıca,
2017 yılında yapılacak bir sonraki iş Forumuna kadar da, Birleşmiş Milletler
Çatısı altındaki Sürdürülebilir Arazi Yönetimi İş Forumu’nun başkanlığını
bugünden itibaren Birliğimiz yürütecek.
Bu
dönemde ortaklarımızla birlikte çok faydalı çalışmalar yapacağımızı buradan ifade
etmek istiyorum.
Bu
İş Forumu, iş dünyamızın sürece dahil edilmesi ve konuya
ilişkin bilinçlenmesi açısından büyük önem arz ediyor. Bu çerçevede bugün
burada, yurtiçinden ve dışından gelen iş dünyasının çok değerli
temsilcileri, çölleşmenin ekonomik
hayat ve iş dünyası üzerindeki etkileri ile özel sektörün bu mücadeledeki
rolünü ele alacaklar.
Özelikle,
Sürdürülebilir Arazi yönetimi başlığı altında, arazi bozulumunun dengelenmesi
konusunda uygulama olanakları, iş dünyasının bu konuda olabilecek katkıları ve
çözümler tartışılacak.
Yine
bununla ilgili uluslararası ve ulusal alanda kurulacak mekanizmalar, destekler
ve Kamu-özel sektör işbirliği ve teşvik sistemleri de, önemli konu başlıkları
olacak.
Bu
İş Forumu’nun temel çıktısı olacak “Ankara Deklarasyonu”; İş Dünyasının “Arazi
Bozulumunun Dengelenmesi” konusundaki görüşleri ve önceliklerini içerecek
şekilde, Üst Düzey Toplantılara İş Dünyasının Deklarasyonu olarak sunulacaktır.
Buradan elde edilecek çıktıların, hem Türkiye’de yapılacak olan G20 zirvesine,
hem de Paris’te yapılacak olan İklim Değişikliği Taraflar Konferansına katkı
yapması da en büyük temennimizdir.”
- "Kullanılabilir
arazilerin yüzde 25'i bozuldu"
Dünya Sürdürülebilir Kalkınma İş Konseyi (WBCSD) Dünya Başkanı Peter
Bakker da ekonomik gelişmenin sürdürülebilirlikle birlikte götürülmesi
gerektiğini söyledi. İş dünyasının sürdürülebilir kalkınma hedeflerini
yakalamak için dünyadaki kaynakların tüketimi konusunda önemli bir görevi
olduğunu kaydeden Bakker, bu kapsamda iş dünyasının sürdürülebilir arazi
yönetimi için çalışmaya başladığını anlattı.
Orman ve Su İşleri Bakanlığı Müsteşarı Lütfi Akca ise BM verilerine
göre dünya üzerindeki kullanılabilir arazilerin yüzde 25'inin bozulmuş durumda
olduğunu bildirdi. Her yıl 10 milyon hektardan fazla arazinin, insan
faaliyetleri nedeniyle bozulduğunu belirten Akca, Türkiye'nin bulunduğu coğrafi
konum itibarıyla çölleşme, arazi tahribat ve kuraklıktan en fazla etkilenecek
ülkeler arasında yer aldığını vurguladı.
Türkiye'nin orman alanını 2023 yılına kadar yüzde 27,8'den, yüzde 30'a
çıkarmayı hedeflediklerini kaydeden Akca, "Dünyada orman varlığı azalırken
Türkiye orman varlığını arttıran nadir ülkelerden biri olarak çölleşmeyle
mücadele de önemli adımlar atmıştır. Bunun neticesinde erozyonla kaybettiğimiz
toprak miktarı yılda 500 milyon tondan, 168 milyon tona düşürülmüştür"
ifadelerini kullandı.