09.04.2016 Kocaeli Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, “Odaklanmamız gereken riskler değil fırsatlardır. Kötümser baktığınızda etrafınızdaki herkes negatif enerji alıyor ve herkes olumsuz bakıyor. Kötümserlik bulaşıcıdır, salgın haline getirmeyelim. Türkiye 2015'te yüzde 4, krizden sonraki 2008-2015 döneminde ortalama yüzde 3,4 büyüdü. Bu yıl yüzde 4'ün üzerinde, yüzde 5'e yakın bir ortalama yakalayacağımızı düşünüyorum" dedi.
TOBB
Başkanı Hisarcıklıoğlu, Ekonomi Gazetecileri Derneğinin (EGD) bu yıl 12'ncisini
düzenlediği Kartepe Ekonomi Zirvesinde, "Dünyada ve Türkiye'de Ekonomik
Görünüm" başlıklı bir sunum yaptı.
Kısa
bir süre önce açıklanan Türkiye'nin 2015 büyüme verilerini değerlendiren
Hisarcıklıoğlu, 2016'nın kolay bir yıl olmayacağını ve gelişen ülkelerdeki
ekonomik sıkıntıların devam ettiğini belirterek, Türkiye'nin en uzun sınır
hattını bulunduğu Suriye'de çatışmaların sürdüğünü söyledi.
Kötümserliğin
bulaşıcı olduğunu ve salgın hastalık haline getirilmemesi gerektiğini
vurgulayan Hisarcıklıoğlu, "Türkiye zor bir coğrafyada ve zor bir dönemden
geçiyor. Böyle dönemlerde ülkenin meselelerini daha orta vadeli bir
perspektiften bakmanın daha sağlıklı olacağını düşünüyorum. Hadiselere 'zoom'
yapmak yerine genel trendlere bakmak daha faydalı. Tek tek ağaçlar yerine
ormanın tümüne bakmalıyız. Bugünlerde tam da böyle bir dönemdeyiz. 2016 kolay
bir yıl olmayacak. Ancak yarın neyi daha iyi yapabileceğimize, risklere değil
fırsatlara odaklanmalıyız. Fırsatlara odaklanırsak başarırız" dedi.
Hisarcıklıoğlu,
dünya ekonomisine dair pek çok rakam olduğunu, kendisinin özel sektörün başkanı
olarak sık sık iş makineleri satış rakamlarını incelediğini kaydederek, bu
rakamların dünyadaki altyapı yatırımlarının durumunu gösterdiğini anlattı.
İş
makinelerinde başı çeken şirketin Caterpillar olduğunu anımsatan
Hisarcıklıoğlu, bu firmanın satışlarında son 3 yıldır gerileme yaşandığını ifade
etti.
Hisarcıklıoğlu,
21'inci asırda ilk defa 2015'te gelişmiş ülkelerin büyüme hızının Çin ve
Hindistan hariç gelişen ekonomilerin üzerine çıktığını dile getirerek, "Fakirin
zengine yaklaşmasını engelleyen durum. Küresel gelir eşitsizliğini azaltmak
için gelişmekte olan ülkelerin daha hızlı büyümesine ihtiyaç var. Hindistan ve
Çin'i çıkardığımızda gelişmiş ülkeler gelişen ülkelerin üzerinde büyümüş" şeklinde
konuştu.
TOBB
Başkanı Hisarcıklıoğlu, Çin ve Hindistan hariç gelişmekte olan ülkelerde
sıkıntı olduğunu aktardı.
-"Küresel kriz gelişmekte olan ülkeleri
fazla etkiledi"
Hisarcıklıoğlu,
küresel krizin gelişen ülkeleri daha çok etkilediğinin görüldüğünü belirterek,
gelişmiş ülkelerin 2005-2007 büyüme hızının yüzde 2,7 iken son 3 yılda bu hızın
yüzde 1,6 ya düştüğünü bildirdi.
Hisarcıklıoğlu,
söz konusu dönemde gelişen ülkelerin büyüme hızının yüzde 7,9'dan yüzde 4,7'e
düştüğünü ifade ederek, küresel krizin gelişmekte olan ülkeleri daha fazla
etkilediğini, belirtilen dönemde büyüme farkının gelişmekte olan ülkelerde daha
yüksek olduğunu söyledi.
- "Küresel ekonomi toparlanıyor"
Küresel
ekonominin geçen yıl yüzde 3,1 büyüdüğünü ve toparlanmanın görüldüğünü dile
getiren Hisarcıklıoğlu, 2016'da dünya geneli büyümenin binde 3'lük bir
toparlanma ile yüzde 3,4 olarak gerçekleşmesinin beklendiğini anlattı.
Hisarcıklıoğlu,
"2016'da gelişmiş ülkelerin büyüme oranı yüzde 1,9'dan yüzde 2,1'e,
gelişen ülkelerinki ise yüzde 4'ten yüzde 4,3'e çıkacak. AB ekonomisi 1,7
büyüyecek. 2015'te yüzde 1,5 büyümüştü. Bu güzel bir gelişme. Bizim en önemli
pazarımız" diye konuştu.
Küresel
ticaret hacminin 2015'te yüzde 2,8 arttığını belirten Hisarcıklıoğlu, 2016'da
da yüzde 2,8 artmasının beklendiği bilgisini verdi.
- "Son 1 ayda gelişmekte olan ülkelere
para girişi var"
Gelişmiş
ülkelerin ithalatının 2015'te yüzde 0,2 arttığını, bu yıl söz konusu rakamı
yüzde 1,8 yükseleceğini belirten Hisarcıklıoğlu, "Bu bizim için önemli.
İhracatımızı genel olarak bu pazarlara yapıyoruz. Bizim için iyi olan petrol
fiyatların yüzde 18'lik düşme öngörülüyor" dedi.
Hisarcıklıoğlu,
avro bazlı faizlerde sıfıra doğru gidişin görüldüğünü ifade ederek, avro
bölgesinde bankaların kredi hacminin uzun dönem sonra artmaya başladığını ve
bunun güzel bir gelişme olduğunu bildirdi.
Son
dönemde gelişmekte olan ülkelere para girişi olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu,
"Bunun altında Fed'in faiz artışını yavaşlatması, Avrupa Merkez Bankasının
faizi sıfıra yakınlaştırması yatıyor. Gelişmekte olan ülkelere 37 milyar dolar
para girdi. Bunun 1 milyar doları ülkemize dışarıdan geldi." ifadelerini
kullandı.
- "Başbakanımız işi sıkı tutuyor"
TOBB
Başkanı, 2016 yılı için Türkiye ekonomisine bakıldığında risklerin de
fırsatların da görüldüğünü belirterek, "Risklerimizin herkesin bildiği
gibi coğrafyamızdaki karışıklık, terör olayları, Fed kaynaklı belirsizlik,
petrol ihraç eden ülkelerin alım gücünün zayıflaması ve özel sektörün borçluluk
oranının yüksekliği" diye konuştu.
Türkiye'nin
fırsatlarına işaret eden Hisarcıklıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hükümet eylem planına odaklandı. Geçen hafta son 3 ayda gerçekleşen
reformlar açıklandı. Başbakanımız bu işi sıkı tutuyor. AB sürecinin canlanması,
petrol ve doğalgaz fiyatlarının düşmesiyle azalan enerji maliyetleri, kamu
disiplininin sürmesi bizim için büyük fırsat. Özel sektör borcuna karşılık risk
yönetiminde tecrübelendi. Reel sektör olarak söylüyorum; odaklanmamız gereken
riskler değil fırsatlar. Kötümser baktığınızda etrafınızdaki herkes negatif
enerji alıyor ve herkes olumsuz bakıyor. Fırsatlara odaklanmıyoruz.
Türkiye
yüzde 4’lük büyüme yakaladı. Dünya ortalaması yüzde 3,1. Gelişen ülkeler
ortalaması yüzde 4. Bu yıl yüzde 4'ün üzerinde bir büyüme bekliyorum. Krizden
sonra 2008-2015 döneminde büyümede yüzde 3,4 ortalama yakaladık. Bu yıl yüzde
4'ün üzerinde, yüzde 5'e yakın bir ortalama yakalayacağımızı düşünüyorum."
- "Yüzde 4'ün üzerinde büyüyen
sektörlere odaklanılmalı"
Hisarcıklıoğlu,
büyümede sektörel katkılara da yoğunlaşılmasının önemine değinerek, genel
olarak yüzde 4 büyümenin tartışıldığını, sektörel olarak bakıldığında daha
yüksek büyüme rakamını yakalayan sektörlere odaklanılması gerektiğini
vurguladı.
Geçen
yıl 2014'e göre finans sektöründe yüzde 10, tarımda yüzde 7,6, turizmde yüzde
4,6, eğitimde yüzde 5,4'lük büyüme yakalandığı bilgisini veren Hisarcıklıoğlu,
sanayinin Türkiye ortalamasının altında yüzde 3,8 büyüdüğünü aktardı.
Hisarcıklıoğlu,
yüzde 4'lük büyümenin 3,7'sinin iç tüketimden geldiğini kaydederek,
yatırımların katkısının yüzde 0,9, ihracatın katkısının yüzde -0,3 olduğunu,
başarılı bir büyüme için bu 3 kalemin dengede olması gerektiğini vurguladı.
- "İstihdamda özel sektörün katkısı
çok yüksek"
Özel
sektör makine teçhizat yatırımlarının 2015'te tekrardan büyüme trendine
girdiğini belirten Hisarcıklıoğlu, "Bu gerçekten çok önemli. Kişi başına
düşen özel sektör makine teçhizat yatırımları tekrar yukarıya doğru çıkmaya
başladı." dedi.
Hisarcıklıoğlu,
geçen yıl iş gücü piyasasına 892 bin kişinin katıldığından bahsederek,
"2015'te 688 bin kişi işe başlamış. Bunun 611 bini özel sektör. Kamu
kaynaklı istihdam ise 77 bin. Bu çok güzel. Ayrıca kayıt dışılık azalıyor, özel
sektör kayıt altına giriyor. İstihdam hizmetler sektöründe rekor düzeyde 658
bin artmış. En üzüldüğümüz yer sanayi, artış 16 bin. İnşaatta 2 bin, tarımda 13
bin istihdam artışı var." ifadelerini kullandı.
Kamu
bütçesinin çok iyi yönetildiğini dile getiren Hisarcıklıoğlu, bu alanda Avrupa
Birliğinin 28 ülkesinin 22'sinden iyi konumda olduklarını, 2015'te bir önceki
yıla göre bütçe gelirinin yüzde 14, bütçe giderinin ise yüzde 13 arttığını
anlattı.
Hisarcıklıoğlu,
"Burada faiz giderleri ne kadar artarsa bize vergi olarak dönüyor. Bütçe
açığının milli gelire oranı yüzde 1,2. Bu bütçenin iyi yönetildiğini
gösteriyor." değerlendirmesinde bulundu.
- "Cari açıkta iyileşme var"
Hisarcıklıoğlu,
2014-2015 mukayesesi yapıldığında cari açıkta iyileşmenin görüldüğünü
belirterek, toplam cari açığın 44 milyar dolardan 32 milyar dolara düştüğünü
aktardı.
2016'da
35 milyar dolar cari açık beklediklerini ifade eden Hisarcıklıoğlu, kamunun 5
milyar dolar, mali sektörün 108 milyar dolar, reel sektörün 59 milyar dolar
vadesi gelen kredi ödemesi bulunduğunu, bunların toplamının 207 milyar dolar
tuttuğunu bildirdi.
Reel
sektörün aldığı borcu yatırımlarda kullandığını bildiren Hisarcıklıoğlu,
Türkiye'nin geleceğine yatırım yaptığını ve borçların ödenmesinde sıkıntı
yaşanacağını düşünmediğini aktardı.
Hisarcıklıoğlu,
"Ağacın dalına konan kuş dalın kırılmasından korkmaz çünkü dala değil
kanatlarına güvenir" dedi.
-"Harvard, 'Türkiye kendi liginde
2020'ye kadar dünyanın en hızlı büyüyen ikinci ülkesi olacak' diyor"
Reel
sektöre ilişkin değerlendirmelerde bulunan Hisarcıklıoğlu, 2015 yılında sorunlu
kredilerde yüzde 31, karşılıksız çeklerde yüzde 37 artış yaşandığını söyledi.
Ödenmeyen
çeklerde hapis cezasının kalktığını anımsatan Hisarcıklıoğlu, hükümet, Gümrük
ve Ticaret Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığı ile gerekli
görüşmelerin tamamlandığını, 1 Ocak 2017'de çeklerin barkodlu olacağını dile
getirdi.
Hisarcıklıoğlu,
firmaların çekleri zamanında ödemeleri konusunda değerlendirmelerinin
yapılacağını ve çeklerin üzerinde "çek endeksi"nin yer alacağını
kaydederek, buna göre çekin güvenli olup olmadığının anlaşılacağını aktardı.
Hisarcıklıoğlu, "Ona göre çekin güvenli olup olmadığını göreceksiniz.
Bütün çekler barkodlu olacak ve bu dünyada bir ilk. Çek sahteciliği de
bitecek." diye konuştu.
Kapanan
şirketlerin kurulan şirketlere oranının 2015'te en düşük seviyeye gerilediğini
bildiren Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti: "Bu oran yüzde 18'lere düştü.
Yani kurulan her 100 şirket karşılığında 18 şirket kapanmış. Eskiden bu rakam
24'tü hatta 36'lara kadar çıkmıştı. Cumhuriyet tarihinde 1 milyon 164 bin
şirket kurmuşuz. AŞ ve LTD olarak, şahıs değil. Şirketlerin 5 yıl hayatta kalma
oranı yüzde 67,5, 10 yıl hayatta kalma oranı yüzde 42,6, 20 yıl hayatta kalma
oranı yüzde 35,8. Bu oranlar İngiltere, ABD gibi Anglosakson hukukunun olduğu
ülkelere göre çok yüksek. Anglosakson ülkelerdeki şirketlerin kapanma hızı
bizden hızlı. Şirketleri yaşatıyoruz ama büyütmekte sıkıntı çekiyoruz.
Şirketlerimizi nasıl büyüteceğimizi öğrenmeliyiz. Ayakta tutmayı
başardık."
- Kadın girişimciliğinin ve inovasyonun
önemi
Zenginleşmenin
3 anahtarına değinen Hisarcıklıoğlu, kadın girişimciliğinin bu konuda büyük
önem arz ettiğini, OECD ülkeleri arasında 2014'te kadınların çalışma hayatında
yer alma endeksinde sondan üçüncü olduklarını söyledi.
Hisarcıklıoğlu,
ancak buna rağmen güzel gelişmeler yaşandığını, bu konuda atılan tohumların
tuttuğunu kaydederek, 2015'te kadınların kurduğu şirket sayısında müthiş bir
artış görüldüğünü bildirdi.
Kadın
girişimcilere pozitif ayrımcılık yapılması çağrısında bulunan Hisarcıklıoğlu,
"Genç kızlarımızı girişimciliğe heveslendirirsek Türkiye o zaman
kazanır." dedi.
Hisarcıklıoğlu,
zenginleşmenin ikinci anahtarının "inovasyon" olduğunu belirterek,
küresel invasyonda Türkiye'nin daha üst sıraları hedeflemesini ve daha fazla
odaklanılması gerektiğinin altını çizdi.
Dünyanın
ortaklık ekonomisine doğru gittiğini, eski köye yeni adet getirenin
kazandığını, paylaşım ekonomisinin en güzel noktalarından bir tanesinin de bu
durum olduğunu bildiren Hisarcıklıoğlu, "Mesela UBER'in bir tane taksisi
yok ancak en büyük taksi şirketi. Facebook dünyanın en büyük sosyal medya
şirketi ama bir tane içerik üretmiyor. Yemek Sepeti hiç yemek yapmıyor ama en
büyük restoran" ifadelerini kullandı.
- "Kamuda yerli mal alımı 3 kat
arttı"
Zenginleşmenin
diğer bir anahtarının da "markalaşma" olduğu dile getiren
Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin 1 kilogram ihracatının ortalama değerinin 1,6 dolar
olduğunu söyledi.
Hisarcıklıoğlu,
"Bu rakam tasarımlı ürünlerde 2,5 dolara, markalı ürünlerde 4,7 dolara,
patentli ürünlerde ise 6 dolara yükseliyor" dedi.
Kamu
alımlarında Türkiye'de üretilen ürün yüzde 15 pahalı da olsa onun tercih
edilmesine ilişkin desteğin açıklanmasından sonra yerli ürün alımının arttığını
dile getiren Hisarcıklıoğlu, "Bu destekle birlikte kamunun satın aldığı
yerli malların oranı son 6 ayda yüzde 10’dan yüzde 30'a çıktı" diye
konuştu.
Hisarcıklıoğlu,
böyle durumlarda kamu kurumlarının yerli malı almasının zorunlu olduğu
bilgisini vererek, bunun daha da duyurulması gerektiğini vurguladı.
Yerli
Malı Belgesini kendilerinin verdiğini hatırlatan Hisarcıklıoğlu, 71 ilde 4 bin
736 yerli malı belgesi verdiklerini, bunun 3 bin 135'inin geçen yıl, 1601'inin 2016'nın
ilk çeyreğinde verildiğini aktardı.
- Türkiye CERN'e katkı yapmaya başladı
Hisarcıklıoğlu,
Türkiye'nin Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi'ne (CERN) katkı vermeye
başladığını ifade ederek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu
çok önemli, yıllardır takip etiğimiz işti. CERN'in irtibat ofisini TOBB
merkezinde açtık. Dünyada ne kadar belge varsa var hepsi hikaye. Sen şirket
olarak 'Ben CERN'e bunu yaptım' diyorsan başka bir şeye gerek yok. Türk
firmalarının CERN mal ve hizmet alım ihalelerine girmelerini kolaylaştırıyoruz.
14 Nisan'da ikinci toplantıyı yapacağız. 879 milyon dolarlık 2 dev projenin
tanıtımını yapacağız. Ankara OSTİM'de bir şirket CERN'in kalite ve standardında
ürün yapabiliyor."
Hisarcıklıoğlu,
üniversiteler ile iş dünyasını buluşturmak istediklerini, her ilde bir tane
akademik danışman görevlendirdiklerini belirterek, böylece yerel kalkınmada
ortak akıl, ortak istişare mekanizması kurmaya başladıklarını bildirdi.
Mecidiyeköy'de
yaşanan asansör kazasından ciddi ders aldıklarını, Mesleki Yeterlilik ve
Belgelendirme Merkezlerini kurduklarını anlatan Hisarcıklıoğlu, "Artık
'Ben her işi yaparım' anlayışı bitecek. Mesleki Yeterlilik Belgesi olmayan
hazirandan sonra çalışamayacak. Bundan sonra inşaata adam aldınız hem sıvacı
hem duvarcı olup her şeyi yapmayacak" dedi.
Hisarcıklıoğlu,
asansör bakım ve onarımcısı, duvarcı, sıvacı, betoncu, metal saç işlemecisi
gibi farklı alanlarda uluslararası geçerliliği de olan sertifika vereceklerini
aktardı.
- Gazze'ye üst düzey ziyaret
TOBB
olarak yurt dışı ile ilgili önemli bir adım attıklarını ve Gazze'ye ziyaret
gerçekleştirdiklerini belirten Hisarcıklıoğlu, 2012'den sonraki en yüksek
düzeyli ziyaretin yapıldığını söyledi.
Hisarcıklıoğlu,
ziyaret kapsamında Hamas Siyasi Büro Başkan Yardımcısı İsmail Haniye ile de
görüştüklerini, bu geziyi basına çok yansıtmadıklarını kaydederek, ,
Filistin'de organize sanayi bölgesi yapma projeleri olduğunu, şu anda
temellerin atılma noktasına geldiğini, ortamın normalleşmesi halinde
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu ile temelleri
atmak istediklerini aktardı.
Gazze'nin
yeniden imarı konusunda 5 milyar dolarlık bir potansiyel olduğunu ve Türk özel
sektörünün burada daha aktif olması gerektiğini bildiren Hisarcıklıoğlu, ancak
Gazze'ye kesinlikle maddi bakmadıklarını, buraya yaklaşımlarının duygusal
olduğunu, Gazze'nin kendilerinde farklı bir yeri bulunduğunu ifade etti.
- "Gece ışıklarını tüm Anadolu'ya
yaydık, sıra parlatmakta''
Hisarcıklıoğlu,
artık Türkiye'nin iç göçle başlayan verimlilik artışının ve büyüme sürecinin
sonuna geldiğini belirterek, şu anda Almanya ile aynı şehirleşme oranını
yakaladıklarını, artık iç göç ve şehirleşme ile büyümenin dışında bir şeylerin
yapılması gerektiğini dile getirdi.
Dışa
açılma ve ihracatla birlikte büyümenin Anadolu'ya yayıldığını söyleyen
Hisarcıklıoğlu, Türkiye ve Avrupa ülkelerinin gece uzaydan çekilen
fotoğraflarını gösterdi.
Hisarcıklıoğlu,
gece uzaydan çekilen bu fotoğrafların bir nevi dünya üzerindeki ekonomik
aktiviteyi gösterdiğini belirterek, şu ifadeleri kullandı: "Işıma ne kadar
yoğunsa, zaman içinde ne kadar yoğunlaşıyorsa, orada refah düzeyinde bir artış
olduğu varsayılıyor. Peki, Türkiye'nin gece ışıma haritası ne gösteriyor?
1992-2013 döneminin değerlendirmesini yapayım. Birincisi, gece ışıması
Türkiye'de refahın arttığını gösteriyor. İkincisi, refah ülke çapında artık
daha dengeli yayılıyor. Üçüncüsü ise, ülkede artık bir dizi iktisadi koridor
ortaya çıkmaya başlıyor. Bazı bölgelerin giderek birbirine bağlandığı, ülke içi
bağlantının güçlendiği görülüyor. 'Neden?' diye bakıyorsunuz. Otoyolların bir
ülke için önemini görüyorsunuz.
Peki,
Türkiye'yi Avrupa'nın gece ışıma haritası ile birlikte alırsak ne görüyoruz?
Birincisi, Avrupa'nın zengin kuzeyi ile güneyi birbirinden ayırt edilebiliyor.
İkincisi, Orta Avrupa ve Balkan ülkeleri Batı Avrupa'dan ayrılıyor. Refah farkı
görülüyor. Üçüncüsü, Türkiye, Orta Avrupa ve Balkanların bir uzantısı olarak
duruyor. Bunlar hep önümüzdeki dönemde neler yapmamız gerektiğini gösteriyor.
Işıkları bütün Anadolu'ya yaydık. Şimdi sıra yaydığımız bu ışıkları
parlatmakta.''
Hisarcıklıoğlu,
Anadolu'nun yeni yıldızlarının ortaya çıktığını ve artık ışıkları hiç sönmeyen
şehirlerin bulunduğunu belirterek, İzmir, Bursa, Adana, Mersin, Konya, Kayseri
ve Gaziantep'i örnek gösterdi, ISO-500 listesindeki şirketlerin dağılımının
Anadolu lehine değiştiğini, 1997-2014 yılları arasında ISO-1000 listesinde
İstanbul şirketlerinin sayısının 105 eksildiğini söyledi.
- "Yüksek teknoloji ihracatına
odaklanmalıyız"
Kişi
başına düşen milli gelirde 2001'den sonra 2008'e kadar güzel bir ivme
yakalandığını, ancak ondan sonra dalgalı bir seyir izlediklerini dile getiren
Hisarcıklıoğlu, dünyanın en büyük 18’inci ekonomisi olmaya devam ettiklerini,
bunu korumanın güzel olduğunu ancak daha da ileriye gidilmesi gerektiğini
vurguladı.
Hisarcıklıoğlu,
rekabetçilikte, inovasyonda, iş yapma kolaylığında iyileşme bulunduğunu, ancak
bu alanlardaki dünya sıralamalarında daha yukarılara çıkmaları gerektiğini ifade
ederek, ihracatta ileri teknolojik ürünlerin payının sadece yüzde 5 olduğunu,
OECD ortalaması olan yüzde 19'un altında kaldığını anlattı.
Yüksek
teknoloji ihracatında 2000-2014 döneminde Hindistan'ın 2 milyar dolardan 17
milyar dolara, Çin'in 42 milyar dolardan 580 milyar dolara, Polonya'nın 1
milyar dolardan 12 milyar dolara çıktığından bahseden Hisarcıklıoğlu,
Türkiye'nin ise sadece 2 milyar dolardan 3 milyar dolara çıkabildiğinin, bu işe
odaklanarak daha yüksek artış sağlanabileceğinin altını çizdi.
Hisarcıklıoğlu,
ISO-500 listesinde yüksek teknoloji üreten firma sayısının sadece 12 olduğuna
dikkati çekti.
- "E-ticareti kullanmalıyız"
Sanayide
geleceğin 3 temel teknoloji etrafında şekilleneceğine değinen Hisarcıklıoğlu,
bunların "biyoteknoloji", "nanoteknoloji" ve
"bilgi-iletişim teknolojisi" olduğunu bildirdi.
Hisarcıklıoğlu,
Türkiye'deki KOBİ'lerin bulut teknoloji kullanma oranının çok düşük olduğunun
altını çizerek, "E-ticarette bütün dünya ayağının ucuna geliyor.
Türkiye'de e-ticaret kanallarını kullanan şirketlerin oranı OECD ortalamasının
çok gerisinde. Bunu bütün dünya kullanıyor biz neden kullanmıyoruz. E-ticaret
ile bütün dünyaya mal satabiliyorsunuz. Neden kullanmıyoruz" diye konuştu.
- "Türkiye en çok büyüyen ikinci ülke
olabilir"
Hisarcıklıoğlu,
Türkiye'nin 2014-2020 döneminde ne kadar büyüyeceğine dair iki farklı sıralama
olduğunu kaydederek, şunları söyledi:
"Bu
iki çalışma da dünyanın itibar ettiği çalışmalar. Harvard, 'Türkiye kendi
liginde 2020'ye kadar dünyanın en hızlı büyüyen ikinci ülkesi olacak' diyor.
IMF ise '13'üncü ülke olacak' diyor. Biz içimize kapanıp kavga edersek IMF'nin
tahmini tutar. İçimize kapanmayıp üretime odaklanırsak Harvard’ın tahmini
tutacak. Harvard potansiyele bakıyor. Türkiye'nin 'dünyanın en hızlı büyüyen
ikinci ülkesi olma' potansiyeli vardır. Ne olur kavga etmeyelim. Harvard senin
benim hatırıma potansiyelimizin olduğunu söylemiyor.
Olumlu
bakalım geleceğimize odaklanalım. Türkiye, mevcut potansiyelini kullanabilirse
hızlı bir büyüme performansı gösterecek. Türkiye bundan daha iyi olmaya aday.
Buna da katkı sağlayabilirsek ne mutlu bize."
- "İflas ertelemede açıklar
düzeltilmeli"
Hisarcıklıoğlu,
iflas ertelemeye ilişkin bir soru üzerine, bu konunun kamuoyunda çok
tartışıldığını, ilgili yasanın 2004'te çıktığını, 2015'te iflas erteleme
isteyen firma sayısının 492 olduğunu söyledi.
Bu
rakamı Ticaret Sicil Gazetesinden öğrendiklerini dile getiren Hisarcıklıoğlu,
"İflas erteleme bir ihtiyaç. Buradaki eksik ve noksanların düzeltilmesi
konusunda Adalet Bakanlığı ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile çalışıyoruz"
değerlendirmesinde bulundu.
Hisarcıklıoğlu,
Türkiye'nin yeni başarı hikayelerinden birisinin reformlar olduğunu
vurgulayarak, hükumetin sözünü verdiği reformların sıkı takipçisi olunması
gerektiğini aktardı.
Doğu
ve Güneydoğu'da şu anda bir istikrarsızlık olduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu,
Güneydoğu'daki odalar ile batıdaki odaları bir araya getirerek "Kardeş
Odalar" projesini başlattıklarını dile getirdi.
Hisarcıklıoğlu,
"Bu odalar birbirlerinin potansiyelini keşfedip pazar oluyorlar. Bingöl
ile Afyon odaları kardeş. Birbirlerinin tecrübesini tamamlayan pazarlar."
diye konuştu.
Terörün
bütün dünyada yaşanabildiğine değinen Hisarcıklıoğlu, vicdani noktada nerede
olursa olsun yaşanan hiçbir terör olayına taviz verilmemesi, Brüksel'de
patlayan bombaya kendileri ne kadar üzülüyorsa oradakilerin de Ankara'dakine o
kadar üzülmesi gerektiğini sözlerine ekledi.