25.04.2016 İstanbul Türkiye –AB Yüksek Düzeyli Ekonomik Diyalog toplantısında konuşan TOBB Başkanı ve EUROCHAMBRES Başkan Yardımcısı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye ve AB arasındaki güçlü ekonomik bağların ve artan ekonomik dengenin siyasi bağları da kuvvetlendireceğini belirterek, “Ekonomik bağlar siyasi zorluklarla başa çıkmanın en iyi aracıdır. Bu nedenle biz işimizi yapalım ve politika yapıcılara olumlu bir rol model teşkil edelim” diye konuştu.
Hisarcıklıoğlu AB’den vize serbestisi, taşıma kotaları ve ABD- AB
arasındaki TTIP anlaşmasına Türkiye’nin de taraf olması noktasında çözüme destek istedi.
Türkiye –AB Yüksek Düzeyli Ekonomik Diyalog Toplantısı İstanbul Hilton
Oteli’nde Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfekci, AB
Bakanı Volkan Bozkır ve Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş ‘ın yanı sıra Avrupa
Komisyonu Üyeleri, Türkiye ve AB’den iş dünyasının ve sivil toplumun
temsilcileri ve uluslararası finans kuruluşlarının temsilcilerinin geniş
katılımıyla gerçekleştirildi.
TOBB Başkanı ve EUROCHAMBRES Başkan Yardımcısı M. Rifat Hİsarcıklıoğlu
burada yaptığı konuşmada, AB katılım müzakerelerinin duraksamasının her iki
taraf için de maliyetli olduğuna işaret etti. Katılım müzakerelerinin
hızlandırılması kararını memnuniyetle karşıladıklarını ifade eden
Hisarcıklıoğlu, “Tüm fasıllarda müzakerelerin açılması ve kapanmasını
istiyoruz. Bizler iş dünyası olarak kapanış kriterlerinin yerine getirilmesi
için elimizden gelen yapmaya hazırız. Türk ekonomisi ve iş dünyası için AB-ABD
Ticaret Bloğunun yani TTIP’nin bir parçası olmak da çok önemli. AB bu süreçte
Türkiye’ye destek olmalıdır” diye konuştu.
##1088##
-İş dünyası tünelin ucundaki
ışığı görmek istiyor
AB ve Türkiye iş dünyasının temsilcilerinin bir araya geldiği pek çok
mekanizma bulunduğunu ancak bütün unsurları aynı anda bir araya getiren başka bir
platform olmadığını bildiren Hisarcıklıoğlu, iş dünyasının çatı örgütü TOBB olarak
Türkiye’nin AB üyeliğini ve bu konudaki çalışmalarını desteklediklerinin altını
çizdi.
Türkiye’deki yatırım iklimini daha da iyileştirmek amacıyla AB ile
diyaloğu artırmaya büyük önem verdiklerini ifade eden Hisarcıklıoğlu
şunlarısöyledi: “İş dünyasında kapasite oluşturma ve sivil toplum diyaloğunu
geliştirmek üzere AB’nin mali desteğiyle pek çok proje yürütüyoruz. Tüm yerel oda ağımızla Türkiye çapında AB
Bilgi Merkezleri Projesi’ni uyguluyoruz. Bu Avrupa Komisyonu’nun Türkiye’deki
en temel iletişim projesidir. Türkiye’nin katılım müzakereleri 10 yıldan fazla
bir süredir devam ediyor. Ancak süreç umduğumuzdan daha yavaş işliyor. Hala
tünelin sonundaki ışığı göremiyoruz. İş dünyası olarak tünelin sonundaki ışığı
görmek istiyoruz.
Katılım müzakerelerinin duraksaması her iki taraf için de maliyetli
oldu. Dolayısıyla katılım müzakerelerinin hızlandırılması kararını memnuniyetle
karşılıyoruz. Tüm fasıllarda müzakerelerin açılması ve kapanmasını istiyoruz. Bizler
iş dünyası olarak kapanış kriterlerinin yerine getirilmesi için elimizden gelen
yapmaya hazırız. Özellikle vize serbestisi gündemimizdeki öncelikli gündem
maddesidir. Vize AB ve Türkiye iş dünyaları arasındaki işbirliği önündeki en
temel engellerden biridir.
TOBB olarak bunu gündemimize hep öncelikli bir madde olarak koyduk. Ben
kişisel olarak her fırsatta Avrupalı meslektaşlarımın dikkatini bu konuya
çektim. Vize sorunu nedeniyle karşılıklı olarak pek çok iş fırsatından
faydalanamıyoruz.
Türkiye ve AB arasında vize serbestisi insanlarımız arasında daha fazla
iletişim ve işbirliği sağlayacak. Ticari ilişkilerimizde vize sorunu nedeniyle
yaşanan gecikmeler son bulacak ve ticari ilişkilerimiz güçlendirecek. AB’nin
vize serbestisini Haziran 2016’ya çekme kararından memnuniyet duyuyoruz.”
-Vize ve taşıma kotaları
Türk ulaştırma şirketlerinin sürekli
bir biçimde Avrupa Birliği ile taşıma kotası sorunları yaşadığını söyleyen
Hisarcıklıoğlu, hem WTO’da hem de G-20’de korumacılığın getirdiği sıkıntıların
vurgulandığını dile getirdi. Ancak bunu dile getirenlerin AB içinde Türk TIR’larına
karşı uygulanan taşıma kotalarına karşı çıkmadıklarını anlatan M. Rifat
Hisarcıklıoğlu şöyle konuştu: “Mallar serbestçe taşınsın deniyor ama bu malları
taşıyanların geçişi sınırlandırılıyor. Bu esasında tarife dışı haksız bir
engeldir. Avrupa Komisyonu da geçenlerde AB tırları için sınırlarda beklemenin
ne kadar maliyetli olduğunun altını çizdi. Bu engellerin yol açtığı maddi hasar
ve maliyet çok yüksek. Dolayısıyla sizlerden de hem vize serbestisi hem de
taşıma kotaları konularında desteğinizi rica ediyoruz. Hiç kimse vize
serbestisinin Türkiye’den AB’ye yeni sorunlar getireceğinden korkmamalıdır. Tam
tersine karşılıklı faydalar sağlayacağız. AB kamuoyunda bu konuda karışık
görüşler olduğundan haberdarız. Ve bazı AB üyesi ülkelerdeki iç baskıları da
dikkate alıyoruz. Bu anlamda AB-Türkiye Anlaşması’nın daha yoğun bir ortaklığın
işareti ve ilişkilerimizi AB üyeliğine doğru ilerletmekte bir adım olduğu
konusunda ısrarcıyız. Bu nedenle AB’li dostlarımızın Türk insanının umut ve
beklentilerinin boşa çıkarılmaması gerektiğini anlamalarını istiyoruz.
Almanya Eski Başbakanı Kohl’ün deyişiyle Avrupa misyonumuz ile ekonomik
ve siyasi reformların hızı arasında bir ilişki var. Ben katılım sürecinin
toplumumuz ve ekonomimiz için önemli bir gelişme sağladığına inanıyorum. Nihai AB hedefinin berraklığı bir aday ülkede
reform sürecini çok güçlü bir şekilde kolaylaştırır. AB’li ortaklarımızdan
cesaretlendirilmeye ve güvenceye ihtiyacımız olduğunu anlamalarını isterim.”
-Ekonomide durum
Konuşmasında ekonomideki gelişmelere de değinen Hisarcıklıoğlu,
geçtiğimiz yıl Türkiye ekonomisinin yüzde 4 büyüdüğünü hatırlattı. “Bu
dünyadaki en yüksek büyüme oranlarından biridir” diyen TOBB Başkanı geçtiğimiz
yıl Türkiye’de özel sektör kaynaklı yaklaşık 700 bin kişiye yeni istihdam
sağlandığını açıkladı. Hisarcıklıoğlu, dünyada pek çok ülke ekonomik durgunluk
yaşarken bu güçlü performansın Türk ekonomisinin ve özel sektörün dayanıklılığını
ve dinamizmini gösterdiğini bildirdi.
Geniş iç pazar ve ihracat bağlarıyla Türkiye’nin Avrupalı yatırımcılar için her zaman çekici
bir ülke olduğunu söyleyen Hisarcıklıoğlu “Türkiye istikrarlı büyümeyle
dünyanın yüksek gelirli ülkeleri arasına girmeyi hedefliyor. Bu doğrultuda
yapısal reformlar yaparak ilerlemeye de devam edecek. İş ortamımızın hala
iyileştirmeye ihtiyacı olduğunu biliyorum. Bu kapsamda hükümetimiz ve iş
dünyamız birlikte kapsamlı ve iddialı bir çalışma başlattık. Yakında ilk
sonuçları çıkacak” diye konuştu.
AB katılım sürecinin dönüştürücü ve reform odaklı yapısını da bu
nedenle önemli bulduğunu ve desteklediğini ifade eden Hisarcıklıoğlu şunları
kaydetti: “Yine bu çerçevede Gümrük Birliğinin kapsamının; tarım hizmetler ve
kamu alımlarına genişletilmesini de büyük memnuniyetle karşılıyorum. Bu daha
güçlü iktisadi ilişki kurmak için önemli bir adımdır.
Şu ana kadar Gümrük Birliği’nin potansiyelinden tam anlamıyla
faydalanamadık. Elbette Türk iş dünyası için bir takım zorluklar getirecek
ancak biz rekabete inanıyoruz. Yeterince rekabetçi olacağımıza inanıyoruz.”
-Başbakan
Yardımcısı Mehmet Şimşek
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek de yaptığı konuşmada
AB’nin büyük bir başarı olduğunu belirterek, "Ben şuna inanıyorum Türkiye
eğer hukuk devleti ilkesini iyi işletip, demokratik standartlarını ileriye
taşıyıp, kurumların kalitesini arttırıp ondan sonra Avrupa ile yakınsama,
commergancy sürecini başarı ile uyguladığı zaman veya bunun işaretleri ortaya
çıktığı zaman Türkiye'ye çok ciddi bir yatırım akışı oluyor. Türkiye'nin risk
primi düşüyor. Dolayısıyla AB üyeliği süreci bir anlamda Türkiye'nin en
kapsamlı reform programıdır. AB büyük bir başarı hikâyesidir. Bu bizim için de
çok önemli. İnşallah Türkiye kurumların kalitesini arttıracak, istikrarı daha
derinleştirecek ve hukuk devleti ilkesini daha derinleştirecek. Avrupa ile
arayı kapatma sürecini başarıyla tamamlayacak" dedi.
-Reform
vurgusu
Reformların önemini anlatan Şimşek, konuşmasının
devamında şunları dedi: “İlk defa bir başkan yardımcımız reformlardan sorumlu.
Gerçekten ilk 3-4 ayımızda da cesaret verici bir ilerleme söz konusu. Biz, iş
gücü piyasasını esnek hale getireceğiz. Bunun için gereken düzenlemelerin bir
kısmını Meclis'e gönderdik. İnanıyorum ki AB vize liberizasyon sürecine ilişkin
reformlar tamamlanır tamamlanmaz işgücü piyasasını esnek hale getirecek
düzenlemeleri hayata geçireceğiz. Evet kamu maliyesinde geçen sene denk bütçeyi
yakalayarak önemli bir başarı sağladık. Ama bu başarıyı kalıcı hale getirmek
için kamu maliyesinde önemli reformlarımız var. Vergi gelirlerinin dörtte
birini eğitime, beşte birini sağlığa harcıyoruz. Eğitimde kalite adına
reformumuz var. Şeffaflık ve yolsuzlukla mücadele adına çalışmamız var. Bu
hafta ya da önümüzdeki hafta inşallah siyasi etik yasası Mecliste
görüşülecek."
-"Türkiye'yi
de, hatta AB'yi de aşan bir mesele"
Mehmet Şimşek, “Önemli konulardan bir tanesi göçmen
sorunu. Bu konuda AB ile yaptığımız anlaşmaya harfiyen uyuyoruz. Burada
gerçekten de bir başarı var ortada. İllegal, yasal olmayan geçişlerde çok büyük
düşüşler sağlandı. Bu hakikaten bir başarı. Bu konuda da gereken her şeyi
yapıyoruz. Bu göçmen meselesi Türkiye'yi de, hatta AB'yi de aşan bir mesele.
Küresel yaklaşımlar ve küresel çözümler gerektiriyor.
Birçok alanda işbirliğimiz söz konusu. Vergi
kaçakçılığı konusunda ki hepimizi ilgilendiriyor. Pek çok konuda AB ile
işbirliği bizim menfaatimizedir. AB ile bir takım olarak, bir takımın oyuncusu
olarak birlikte çalışıyoruz, başarıya ihtiyaç var. Vize liberalisasyonu ile
Türkiye AB ile daha iyi işler yapılacak. İş fırsatları daha da artacak.
İnanıyorum ki AB Türkiye'ye adil yaklaşıp, Türkiye'nin tam üyeliğini sağlamak
ile değişik medeniyetler arasında, İslam ile diğer medeniyetler arasında
barışçıl yaşama modelini başarıya ulaştıracak" dedi.
-TÜSİAD Başkanı Symes
TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran Symes ise Türkiye'nin AB üyeliği hedefinin önemli olduğundan söz etti. Hedefin demokrasi, kalkınma ve rekabet gücünü artıracağını sözlerine ekledi.
"İş dünyası Suriyelilerin gizli yeteneklerini
ortaya çıkarmalı"
Eurochambers
Üst Yöneticisi Arnaldo Abruzzini ise Suriyeli mültecilerin gittikleri ülkelere
gizli becerilerini de götürdüklerini belirterek, "Mülteci krizi
ilişkilerimizi ileriye taşımak için fırsat olabilir. Mülteciler gizli
becerilerini de beraberinde getiriyor, bu yeteneklerini iş dünyası olarak
ortaya çıkarmalıyız." ifadelerini kullandı.
-Jyrki Katainen
Avrupa Komisyonu İş, Büyüme, Yatırım ve
Rekabetçilik konularından sorumlu Başkan Yardımcısı Jyrki Katainen ise,
"Türkiye bütün kriterleri yerine getirirse AB de vize serbestisini sunmak
yönünde kararlı. Bu kriterler sadece Türkiye'nin değil, bütün ülkelerin yerine
getirmesi gereken kriterler" dedi.
Katainen, Ekonomiden Sorumlu Başbakan
Yardımcısı Mehmet Şimşek'in katılımıyla gerçekleştirilen Türkiye-AB Yüksek
Düzeyli Ekonomik Diyaloğu'nun ilk toplantısında yaptığı konuşmada, bu
etkinliğin bir dizi yüksek seviyeli diyaloğun ilk adımı niteliğinde bulunduğunu
belirterek, "Söz konusu diyalog karşılıklı ilişkilerin tekrar
canlandırılması yönünde atılan önemli bir adım.
Çok önemli çünkü birbirimize bağımlıyız.
Türkiye'nin ekonomik sağlığı AB'yi etkiliyor, AB'nin ekonomisi de Türkiye'yi
yakından etkiliyor.
Bu nedenle ekonomik işbirliğimizi ve
ticari ilişkilerimizi derinleştirmemiz ve güçlendirmemiz lazım" diye
konuştu.
Avrupa Birliği'nin (AB) sadece bir
serbest ticaret örgütü olmadığını, aynı zamanda değerler üzerine kurulan bir
birlik olduğunu vurgulayan Katainen, şunları kaydetti: "Üye devletler
yaptırım yasalarının yerini hukukun üstünlüğünün almasını istediler ve bu
nedenle böyle bir girişimde bulundular.
Hala değerlere sahip birlik olmak çok
önemli. Hukukun üstünlüğü özgürlükleri
korumanın yegâne aracı. İfade özgürlüğü insanları korumanın, özgürlüğünü
korumanın yegâne aracı, şeffaflık da en önemli araçlardan biri. Biz Türkiye'yi daha fazla yanımızda görmek
istiyoruz, işbirliği gerçekleştirmek istiyoruz. Çünkü bu hem ekonomik açıdan
bizim için anlamlı hem de bölgenin stabilizasyonu için bir o kadar önemli. Türkiye'de
güçlü, şeffaf, demokratik kurumlarının olmasını, hukukun üstünlüğünün ve temel
insan haklarının saygı görmesini, ekonomisinin gelişmesini, modernizasyon
sürecinden geçmesini istiyoruz.
Üyelik görüşmeleri bizler için çok
önemli. AB tabii ki Türkiye'ye adil bir muamele yapmak istiyor. Eğer Türkiye
AB'nin bir üyesi olarak bütün kriterleri yerine getirirse Türkiye bir başvuru
ülkesi, aday ülke gerekli ilerlemeleri kaydediyor."
Katainen, iki taraf arasındaki iş
birliğinin geliştirilmesi için atılan adımları önemli bulduğunu ifade ederek,
"Göçmen meselesi önemli ve zorlu bir mesele. Herhangi bir ülke bunu tek
başına çözemeyecek. Tek gecede çözülemeyeceğini, kusursuz çözüm
getirilemeyeceğini biliyoruz. İnsan hareketinin devam ettiğini görüyoruz. Hem
buna çözümler getirmemiz lazım hem de insancıl uygulamaları gözetmemiz
lazım" dedi. AB olarak kendi ekonomilerini modernize etmeleri gerektiğini
anlatan Katainen, Gümrük Birliği'nin kendi ekonomilerini modernize etmek için
kullanabilecekleri araçlardan biri olduğunu kaydetti.
Katainen, güncellenmiş ve yenilenmiş bir
Gümrük Birliği'nin hem AB için hem de Türkiye için daha uyumlu pazarların
oluşmasını sağlayacağını aktararak, bunun rekabeti ve iş faaliyetlerini
artıracağını söyledi.
-Beyrer:
"Türkiye'nin AB üyeliğini destekliyoruz"
BusinessEurope Üst Yöneticisi (CEO)
Markus Beyrer de, Türkiye ile AB arasında artırılmış bir diyalog sürecinin
bulunduğunu belirterek, "Belki yanlış sebeplerden dolayı başlamış, ama
herkes hem fikirdir ki önemli bir fırsat var karşımızda. Türkiye ile AB
arasında güçlü ilişkileri var. Türk dostlarımızın masa etrafında bizimle
birlikte oturması hayatımızın bir parçasıdır ve öyle olmuştur" diye
konuştu.
Türkiye ve AB arasındaki ilişkiyi
derinleştirmenin destekçisi olduklarını ifade eden Beyrer, daha önce Ankara'da,
İstanbul'da bulunduğunu, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün büyük hayranı
olduğunu, 20. yüzyılda en başarılı siyasetçilerden olduğunu kaydetti.
Beyrer, hayati bir dönemden geçildiğini,
ilişkilerin yeniden canlandırılmasıyla karşılıklı fayda görüleceğini
vurgulayarak, şunları aktardı: "Mültecilere barınak sağlamak, onları
karşılamak çok iyi bir şey. Türkiye'nin işbirliğini takdirle karşılıyoruz.
Yasal şekilde gelecek olanlar için iş
dünyasının iş gücü piyasasına katılması için isteği var ama burada bazı şeyleri
karıştırmamak gerekiyor. Bir tarafta mülteci krizi, diğer tarafta kalifiye iş
gücünü çekmek var bunları ayrı bir kulvardan ele alacağız. Mülteci krizinin
ötesini de düşünmemiz lazım. Türkiye'nin
AB üyeliğini destekliyoruz, fasılların açılması, müzakerelerin
derinleştirilmesi son derece önemli. 17. faslın açılması son derece önemli.
Hem Türkiye hem de AB için bu faslın
açılması önemli. 1963'te başlamış süreç ben o zaman doğmamıştım bile artık
hızlandırmanın zamanı geldi belki de.
Gümrük Birliği'nin güncellenmesi bize
mükemmel bir çerçeve sunuyor. Bu fırsatı kullanarak Gümrük Birliği'nin
işlevselliğinin de iyileştirilmesi gerekiyor.
AB serbest ticaret anlaşması yaptığında
Türkiye bunun avantajlarının meyvesini toplayamıyor. Bu dengesiz bir durum.
Dünyada tek başına değiliz. TTIP'i
müzakere ederken ABD ile inanılmaz hacimler söz konusu. Türkiye'nin menfaatine
bir durum, bunu çözmeliyiz.
Nihai çözüm hem Türkiye'nin çıkarlarına
hizmet etmeli hem de yasal çerçeveye uygun olmalı."
-Avrupa
Komisyonu Genişleme ve Komşuluk Politikalarından Sorumlu Üyesi Hahn
Avrupa Komisyonu Genişleme ve Komşuluk
Politikalarından Sorumlu Üyesi Johannes Hahn, Türk şirketlerinin Avrupa'da
istihdama katkıda bulunduklarını belirterek, "Avrupa'da faaliyet gösteren
Türk şirketleri yaklaşık 600 bin kişiye iş vermektedir, bu çok önemli bir
rakam" dedi.
Hahn, Türkiye-Avrupa Birliği (AB) Yüksek
Düzeyli Ekonomik Diyaloğu'nun ilk toplantısında, Türkiye ve AB arasındaki
ekonomik ilişkileri değerlendirdi.
Türkiye'nin kürsel tedarik zincirinde
önemli bir ülke olduğunu vurgulayan Hahn, Türkiye'de, 20 binin üzerinde AB
sermayeli şirketin faaliyet gösterdiğini söyledi.
Hahn, Türk özel sektörünün Avrupa'daki
başarılarına değinerek, "Avrupa'da faaliyet gösteren Türk şirketleri
yaklaşık 600 bin kişiye iş vermektedir, bu çok önemli bir rakam" diye konuştu.
Türkiye'nin AB pazarının önemli bir iç
ögesi olduğunu ifade eden Hahn, "AB her zaman Türkiye'nin ana ticari
ortağı olmuştur. İkili ticaret hacmimiz 2015 yılında 140 milyar avroya yakın
olmuştur.
Türkiye'nin en önemli ihracat pazarı
AB'dir ve Türkiye 2015 yılı itibarıyla 5. ticaret ortağıdır AB'nin.
Ticaretimizi, Gümrük Birliği aracılığıyla ilerletmek mümkün oldu"
ifadelerini kullandı.
Hahn, AB ve Türkiye arasındaki Gümrük
Birliği'nin güncellenmesi ve kapsamının genişletilmesi için gerekli çalışmaları
ve etki değerlendirmeleri yaptıklarını kaydetti.
Avrupalı şirketlerin, Türkiye'deki
yabancı şirketlerin yüzde 44'ünü temsil ettiğini anlatan Hahn, "AB, 2008
krizinden sonra bile ortalamada doğrudan yabancı yatırımın 3'te 2'sini
sağlamıştır Türkiye'ye her yıl.
Genelde yüksek katma değerli sektörler
ve finansal hizmetler alanında faaliyet yapılıyor." bilgilerini verdi.
-"Yeni
AB yakınlaşma süreci çok önemli"
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma
Vakfı (TEPAV) İcra Direktörü Güven Sak ise Türkiye ve AB ekonomilerindeki
gelişimi anlatan bir sunum yaptı, Türkiye ve AB arasındaki Gümrük Birliği
Anlaşması'nın 2002 yılından itibaren pratikte uygulanabilir hale geldiğini
söyledi.
Türkiye'nin bölgesindeki gelişmelere
karşın başarılı bir performans sergilediğini dile getiren Sak, ülkedeki yapısal
reformların sürdüğünü kaydetti.
Sak, Türkiye'nin doğrudan yabancı
yatırıma, dolayısıyla ticaret ortamının iyileştirilmesine gereksinim duyduğunu
anlatarak, "Yeni AB yakınlaşma sürecinin çok önemli olduğunu düşünüyorum.
Türkiye ekonomisinin sağlığı için de tam
yerinde olduğunu düşünüyorum. Çünkü AB yakınlaşması her zaman biz Türkler için
bir yönetim reformu niteliğindedir. Bizim de şu an için buna ihtiyacımız var,
Türkiye ekonomisi için" görüşünü de paylaştı.
-Avrasya
Tüneli Projesi'nin inşaatında inceleme
Toplantıların ardından TOBB Başkanı ve
EUROCHAMBRES Başkan Yardımcısı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Ekonomiden Sorumlu
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ile Avrupa Birliği (AB) Komisyonu üyeleri,
Avrasya Tüneli Projesi'nin (İstanbul Boğazı Karayolu Tüp Geçişi) inşaatında
incelemelerde bulundu.
Toplantıdan sonra Boğaz turu yapan
Şimşek ile komisyon üyeleri, devamında Avrasya Tüneli'nin Avrupa yakası çıkış
noktası olan Yenikapı'daki inşaat alanına geldi.
Burada, Başbakan Yardımcısı Şimşek,
Avrupa Komisyonu İş, Büyüme, Yatırım ve Rekabetçilik Konularından Sorumlu
Başkan Yardımcısı Jyrki Katainen, AB Komisyonu'nun Genişleme ve Komşuluk
Politikalarından Sorumlu Üyesi Johannes Hahn, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu
ve beraberindeki heyete, proje hakkında sunum yapıldı.
Sunum sonrası heyet, tünel inşaatında
incelemelerde bulundu ve işçilerle hatıra fotoğrafı çektirdi.
Şimşek, Katainen ve Hahn'ın şantiye anı
defterini incelediği ziyaret, yabancı heyete günün anısına hediye verilmesiyle
sona erdi.