29.04.2016 İstanbul Uluslararası Arabuluculuk Sempozyumu’nda konuşan TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu bütün işverenlere; anlaşmazlıklarda öncelikle arabuluculuk sistemine başvurmaları çağrısında bulunarak, bu şekilde çok daha kısa sürede sonuç alabileceklerini vurguladı.
Uluslararası Arabuluculuk Sempozyumu,
TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, , Yargıtay Birinci Başkanı İsmail Rüştü
Cirit, Adalet Bakanı Yardımcısı Bülent Uçar, Türkiye Barolar Birliği Başkanı
Prof. Dr. Metin Feyzioğlu ve çok sayıda davetlinin katılımıyla İstanbul’da
başladı.
Sempozyumun açılışında konuşan TOBB
Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, arabuluculuk sistemi ile mahkemelerin iş
yüklerinin azalacağını söyledi.
Hisarcıklıoğlu, “Böylelikle on binlerce
dosya önce arabulucuların marifetiyle çözümlenmeye çalışılacak. Eğer
çözülemezse mahkeme yoluna gidilecek. Mesela İngiltere'deki ticari
uyuşmazlıkların yüzde 98'i, alternatif çözüm yöntemleriyle çözümlenmekte. Dosyaların
sadece yüzde 2'si mahkemelere geliyor. En az 1 sene sürecek bir mahkeme hükmü,
arabuluculuk sistemiyle 1 ayda elde edilebiliyor. Dolayısıyla bu sistemi
geliştirip, yaygınlaştırmamız lazım. Böylece TOBB olarak bizde bütün
işverenlere, bundan sonra arabuluculuk sistemine başvurun, çok daha kısa sürede
sonuç aldığınızı göreceksiniz diyeceğiz. Bunun içinde Odalarımızda Tahkim ve
Arabuluculuk Merkezleri açmaya başladık” diye konuştu.
##1090##
-Hukuk
güveni, güven yatırımı getirir
Hukuk sisteminin, sadece devletin değil
ekonominin de direğiolduğunu söyleyen TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, “Çünkü hukuk
demek, güven demek. Güven olursa, reel sektör önünü görür, daha kolay risk alıp
yatırım yapar, üretim yapar” dedi. Özel sektörde, işçisi ve işvereni toplam
olarak 15 milyondan fazla insanın çalıştığını anlatan Hisarcıklıoğlu aileleriyle
birlikte 60 milyon kişinin buradan iş ve aş sağladığını hatırlattı. Hisarcıklıoğlu
şöyle konuştu: “Demek ki insanlarımız, çocuklarımız iş bulabilsin, daha iyi
şartlarda yaşayabilsin istiyorsak, özel sektörümüzü güçlendirmemiz lazım.Daha
sağlıklı iş ve yatırım ortamı sunmamız lazım.Adil ve etkin bir hukuk sistemi
olması, bu noktada büyük önem taşıyor. AB normları da işte bu yüzden hem önemli
hem de gerekli. İyi işleyen bir hukuk sistemi olursa, toplumda güven duygusu da
artar. Kişilere ve kurumlarda güven varsa, ekonomi daha iyi ve adil işler. Güvenin
olmadığı bir ülkedeyse, ne yaparsanız yapın, büyüme de istikrar da kalıcı
olmuyor. Dolayısıyla su ve ekmek nasıl bir ihtiyaçsa, hukuk da aynen öyle bir
ihtiyaç. Yani hukuk ekmektir.”
-Yargı
sistemini güçlendirecek her düzenlemeyi destekliyoruz
Orta gelirli bir ülke olan Türkiye’nin yüksek
gelirli bir ülke seviyesine çıkmasının, ancak hukuk devleti yapısını
güçlendirmekle mümkün olacağını kaydeden Hisarcıklıoğlu, Türk özel sektörü
olarak, yargı sistemini güçlendirecek, fiziki kapasitesini iyileştirecek, yargı
mensuplarının özlük haklarını artıracak, her düzenlemeyi desteklediklerini
belirtti.
Mahkemelerin, hâkimlerin, her gün artan,
büyük bir iş yükü ile karşı karşıya bulunduğunu anlatan Hisarcıklıoğlu şöyle
konuştu: “Yargıdaki en önemli sorun iş yükü. Çünkü davaların görülme sürelerini
uzatıyor. Öte yandan dava incelemelerinde kalite düşüyor.
Vatandaşın adalete erişimini
zorlaştırıyor. Adaletin zamanında ve doğru tecelli etmesine de büyük bir engel
oluşturuyor. İnsanların adalet sistemine olan güvenini de olumsuz etkiliyor. Avrupa
ülkelerinde bir hâkim yılda ortalama 200 dosyaya bakıyor. Ülkemizdeki bir hakim
yılda ortalama 800 dosyaya bakmak durumunda. Mahkemelere her sene 6 milyondan
fazla dosya geliyor. Bunların ancak üçte ikisi o sene karara bağlanıyor. 2
milyon dosya ertesi seneye kalıyor. İş davalarının mahkemeye gelişiyle karar
verilmesi arasında geçen süre son 5 senede, 200 günden 450 güne çıktı. Bazı
mahkemeler duruşma tarihlerini 6 ay sonrasına bırakıyor. Adalet Bakanlığı
istatistiklerine göre Ticaret Mahkemelerinde bir dava ortalama 231 gün, İş
Mahkemelerinde 417 gün, Fikri ve Sinai Haklarda ise 377 gün sürüyor. Bu kadar
uzun süren yargılamadan da herkes zarar görüyor. Daha hızlı karar alınması için
alternatif çözüm yollarına ağırlık verilmesine ihtiyaç var. Belli bir tutarın
altındaki ticari davalarda tahkimi ve bireysel davalarda arabuluculuk sistemini
zorunlu hale getirmeliyiz. Bir diğer önemli sıkıntı, mevzuatta değil ama
uygulamada yaşanıyor. İş Mahkemelerindeki davaların neredeyse yüzde 99’u
işveren aleyhine sonuçlanıyor. Bu durumda insanın aklına şu soru gelmiyor
değil. Bu ülkede işverenlerin, müteşebbislerin hepsi mi haksız, hepsi mi
hatalı? Bu mümkün mü?İşin doğrusu hak edene hak ettiğini vermektir.”
-Arabuluculuk
zorunlu olsun
Kanun veya mevzuattan daha çok, bakış
açısından kaynaklı bir sıkıntı bulunduğunu bildiren Hisarcıklıoğlu, iş
davalarında uyuşmazlık olması durumunda, hemen mahkemeye gidilmemesi
gerektiğini vurguladı. Hisarcıklıoğlu şunları söyledi:
“Arabuluculuk sisteminin kullanımı
zorunlu kılınarak, burada çözüm aransın. Yargıya gitmeden uyuşmazlıkların
çözümünü sağlayan yeni mekanizmalara ihtiyaç var. İşte bu noktada
“Arabuluculuk’’ son derece büyük önem arz ediyor. Şu anda dünyada bu sisteme
geçen en son ülkeler arasındayız. Esasında fikri patenti biz Müslüman Türklere
ait olan “Arabuluculuk’’ kurumunun temeli, Anadolu coğrafyasında Ahilik Kültürü
ile atılmıştı.
O dönem iki kişi anlaşamadığında Ahi
Baba’ya giderlerdi ve Ahi Baba onları anlaştırırdı.
Sonra biz bunu terk ederken gelişmiş
ekonomiler sahiplendi. Arabuluculuk bundan yaklaşık üç yıl önce hukuk
sistemimize girdi. Hükümetimizin 6 aylık eylem planı çerçevesinde bu işi
sahiplenmesi ile yeniden önem kazandı.
Başbakanımızın açıkladığı eylem planı
çerçevesindeki zorunlu arabuluculuk düzenlemesi de bu işin ivme kazanmasını
sağladı. Biz arabuluculuğu, adalete hızlı erişimin adı olarak kabul ediyoruz. İşçi-işveren
arasındaki anlaşmazlıkların çözümünde,
iş adamlarının arasındaki alacak verecek davalarında “Arabuluculuk’’ mekanizmasının kullanılması
ile süreçler kısalacak. Mahkemelerimizin iş yükleri azalacak.
Böylelikle on binlerce dosya önce
arabulucuların marifetiyle çözümlenmeye çalışılacak.
Eğer çözülemezse mahkeme yoluna
gidilecek. Mesela İngiltere'deki ticari uyuşmazlıkların yüzde 98'i, alternatif
çözüm yöntemleriyle çözümlenmekte.Dosyaların sadece yüzde 2'si mahkemelere
geliyor.
En az 1 sene sürecek bir mahkeme hükmü,
arabuluculuk sistemiyle 1 ayda elde edilebiliyor.
Dolayısıyla bu sistemi geliştirip,
yaygınlaştırmamız lazım.”
-Herkes
adaletten emin olmalı
Arabuluculuk sistemini oturtmak için,
İtalya gibi zorunlu olması da dahil, tedbirleri de mutlaka düşünmek gerektiğini
bildiren TOBB Başkanı, “Ayrıca bu konuya daha fazla yetkin isimleri çekmek
adına, sadece hukukçuların değil, her branştan yetişmiş insanların da,
Arabulucu olmasını sağlayacak bir sistem kurmalıyız” dedi. Hisarcıklıoğlu, Adalet
Bakanlığınca hazırlanan, işçi-işveren arasındaki anlaşmazlıklarda iş
mahkemeleri yerine zorunlu arabuluculuğu getiren kanun tasarısını çok önemli
bulduğunu ve desteklediğini belirtti.
Şu an mecliste olan bilirkişilik kanun
tasarısı için de Bakanlığa teşekkür eden Hisarcıklıoğlu şöyle konuştu: “İcra
İflas kanun tasarısı çalışmalarında, reel sektörümüzün de iştirak etmesini ve
katkı vermesini arzu ediyoruz. Özellikle sahada yaşanan sıkıntıların bilgisini
ilk elden alıp ve bunları daha işin başında halledelim ki, sonradan bir de yeni
revizyonlar yapmakla uğraşmayalım. Yine Adalet Bakanımız Sayın Bekir
Bozdağ geçenlerde gayet yerinde
vurguladı.
Yargıdan memnuniyeti olumsuz etkileyen
nedenlerin başında bilirkişilik müessesi ve bu müessesenin sağlıklı işlememesi
geliyor. Ayrıca bir sonraki adımda da ticari uyuşmazlıklarda zorunlu tahkimin
getirilmesini iş dünyası olarak bekliyoruz.
Birlikte çalışarak hukuk sistemimiz saha
sağlıklı hale getirme konusunda ne kadar başarılı olursak, ülkemiz ve
ekonomimiz de o kadar güçlenecek. Öyle bir hukuk sistemimiz olmalı ki, herkes
adaletinden emin olmalı. Adaletin terazisinden şüpheye düşmemeli. Eğer adaletin
terazisi doğru tartar, adalet zamanında tecelli eder ve adaletin kılıcı doğru
keserse, o zaman insanların devlete ve sisteme inancı kuvvetlenmiş olur. İşte o
zaman, daha güçlü bir ülke, daha zengin bir millet olacağız.”
- Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü
Cirit
Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit ise konuşmasında, Yargıtay'ın
önemli bir iş yükü olduğunu belirterek, "Her yıl bir milyon dosyanın
Yargıtay'a geldiği bir sistemde adaletin sağlıklı işlemesinin çok zor olduğunu
ve bu iş yükünün de hakim ve savcı sayısını artırarak ya da yeni adliyeler veya
Yargıtay’a daireler kurularak halledilemeyeceğini çok iyi anlamamız
gerekmektedir." dedi.
Cirit, CVK Bosphorus Otel'deki Uluslararası Arabuluculuk
Sempozyumu'nda, demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü, kuvvetler ayrılığı
gibi evrensel ilkelerin çağdaş standartlara uygun şekilde uygulanması ve ağır
iş yükü başta olmak üzere yargının sorunlarının çözülmesi için herkese önemli
görevler düştüğünü söyledi.
Adalet sisteminin daha iyi işlemesi ve adli kalitenin artırılması için
alınması gereken mesafenin farkında olduklarını anlatan Cirit, yıllardan beri
süregelen sorunların çözümünde arzulanan ölçüde ilerleme sağlanamamasının nedenlerini
araştırıp, daha başarılı yöntemler bulmaları gerektiğinin altını çizdi.
Cirit, toplumsal değişim ve yenilenmenin doğru bir şekilde takip
edilmemesinin, insanların hukuki güvenliklerini sağlamakla görevli olan hukuk
sisteminin işlevini zayıflatıp, toplumun gerilemesine, refah ve mutluluğunun
azalmasına neden olacağını dile getirdi.
- Türkiye Barolar Birliği
Başkanı Metin Feyzioğlu
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu da, "Türkiye'nin
her yerinde arabuluculuğu tanıtmaya gücümüz var. Vatandaşımıza arabuluculuğun
doğru, barışçıl bir çözüm olduğunu anlatmaya gücümüz ve inandırıcılık yetimiz
var. Bunu arabuluculuk müessesinin arkasına koymaya da kararlılığımız var.
Ancak arabuluculuğun özelleştiriliyor olduğu veya yargının arabuluculuk eliyle
özelleştiriliyor olduğu iddialarını karşılayabilmek için sistemin bu şekilde
kalması ve hukukçuların arabuluculuk yapması fevkalede önemli" ifadesini
kullandı.
Günlük her türlü siyasi kaygının dışında ve ötesinde toplumun, anlamsız
kutuplaşmalar ve çekişmeler yerine çözümler istediğini ifade eden Feyzioğlu,
arabuluculuğa bakışlarının da toplumsal barışa katkı sunacak şekilde olduğunu
bildirdi.
Feyzioğlu, arabuluculuğa, mahkemelerin ve Yargıtay'ın iş yükünü
azaltılacak mucize formül olarak yaklaşılmasının çözüm yerine daha fazla sorun
üreteceğini öne sürerek, yargının başa çıkılması imkansız hale gelmiş iş yükü
sebebiyle adalette toplam bir kalite sorunu yaşadıklarını ifade etti.
- Adalet Bakan Yardımcısı Bilal
Uçar,
Adalet Bakan Yardımcısı Bilal Uçar ise konuşmasında, arabulucu
sistemiyle iş uyuşmazlıklarında anlaşma sağlama oranının yüzde 95 olduğunu
belirterek, "2013 Aralık'tan 16 Nisan'a kadar arabulucular tarafından
çözülen uyuşmazlık sayısı 2 bin 904 olup, bunun yüzde 71'ini iş uyuşmazlıkları
oluşturmaktadır” ifadesini kullandı.
Uçar, Uluslararası Arabuluculuk Sempozyumu'nda yaptığı konuşmada, daha
iyi bir adalet sisteminin kurulması için çalıştıklarını söyledi.
Adaletin en doğru ve hızlı şekilde sağlanması gerektiğini anlatan Uçar,
adaletin düzgün şekilde işlemesi için tüm kurumların üzerine düşeni yapması
gerektiğini vurguladı.
-Yorgancılar arabuluculuğun
geleceğine ilişkin oturumu yönetti
TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ender Yorgancılar sempozyumun son
bölümünde düzenlenen “Türkiye'de Arabuluculuğun ve Adaletin Geleceğine Bakış”
başlıklı oturumun başkanlığını yaptı. TOBB-ETÜ Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr.
Çiğdem Kırca, Yargıtay Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Mustafa Saldırım, Adalet
Bakanlığı Arabuluculuk Daire Başkanı Hakan Öztatar ve Türkiye Barolar Birliği’nden
Av. Kürşat Karacabey’in katıldığı oturumda arabuluculuğun geleceğine yönelik
projeksiyonlar tartışıldı.