12.07.2017 Ankara Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve Uluslararası Yatırımcılar Derneği’nin (YASED) düzenlediği Uluslararası Yatırımcılarla İstişare Toplantısı, TOBB Başkanı M. Rİfat Hisarcıklıoğlu’nun ev sahipliğinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla TOBB İkiz Kuleler'de yapıldı.
Toplantıda bir konuşma yapan TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu,
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, "Sizin sağladığınız tarihi
desteklerle 6 ayda istihdam artışı rekor kırarak 1,2 milyona ulaştı. İşte bu,
ülkemize, ekonomiye güvenin eseridir." diye seslendi.
##1198##
Hisarcıklıoğlu, katılımcı yatırımcıların, Türkiye'ye 150 milyar doların
üzerinde yatırım kazandırdıklarını belirterek, yatırımcıların üretim, istihdam
ve ihracat sağladıklarını vurguladı.
Geçen yıl 2 Ağustos'ta yapılan toplantıyı hatırlatan Hisarcıklıoğlu,
son 1,5 senede Türkiye'nin neler yaşandığını unutmadıklarını, unutmayacaklarını
söyledi.
"Sözde birbiriyle alakası olmayan terör örgütleri aynı anda
saldırdı." ifadesini kullanan Hisarcıklıoğlu, "Yetmedi, dünya
tarihinin görmediği hain FETÖ darbe girişimini yaşadık. Sadece son 1 senede
yaşadıklarımızı, dünyada herhangi başka ülke yaşasa, belini doğrultamazdı. Ama
biz dimdik ayaktayız." diye konuştu.
Hisarcıklıoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hem terör örgütleriyle
mücadelede hem de 15 Temmuz hain darbe teşebbüsünün bertaraf edilmesinde
gösterdiği kararlı duruş ve liderlik için, Türkiye'nin özel sektörü olarak,
derin şükranlarını sunduklarını dile getirerek, TOBB camiasının Türkiye'nin
istiklal ve istikbal mücadelesinde en ön safta yer aldığını ve darbe girişimine
karşı ilk harekete geçen, ilk inisiyatif alan meslek örgütü olduklarını
bildirdi.
Darbe bildirisini gördüklerinde hemen harekete geçtiklerini ifade eden
Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti:
"Saat 00.22’de, hemen çıktık dedik ki 'Milletin iradesi ve
demokrasi dışında hiçbir iradeyi tanımıyoruz. Gün demokrasiye sahip çıkma
günüdür.' Sonrasında 81 il ve 160 ilçede tüm iş dünyamızla beraber darbeye
karşı harekete geçtik. Ertesi gün özel sektör meslek örgütlerinin hepsini bir
araya getirdik ve darbeye karşı ortak tavrımızı gösterdik. Odalarımız ve
borsalarımız, şehirlerdeki demokrasi nöbetlerini de aktif bir şekilde
desteklediler. Sizin himayenizde başlatılan, 15 Temmuz Şehitleri Dayanışma
Kampanyası'na, en fazla katkıyı da yine Türk iş dünyası olarak sağladık. Yurt
dışında ülkemiz aleyhine oluşturulmak istenen algılara karşı da sessiz
kalmadık."
Bu süreç içerisinde kanun dışı, ahlak dışı, insanlık dışı darbe
girişimini ve Türk halkının, demokrasiye ve milli iradeye nasıl sahip
çıktığını, 6 kıtada, 98 ülkedeki muhataplarına ve 25 küresel iş örgütüne
anlattıklarına işaret eden Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti:
"Yine o günlerde, 'Yatırımcıların güvenini yeniden tesis etmeli ve
yükseltmeliyiz' dedik. Siz burada da liderliğinizi gösterdiniz. Bugün bu salonu
dolduran en büyük 300 uluslararası şirketle bir araya geldiniz. Olan biteni
doğrudan sizden dinleyip, öğrenenince, tedirginliklerimiz kayboldu. İş ve
yatırım ortamını iyileştirmek üzere, Başbakanımız ile bakanlarımızla birlikte
çalıştık. Sizin desteklerinizle bu çalışmaların pek çoğu da devrim niteliğinde
olan bu değişiklikler hayata geçti, geçiyor. Böylece yatırımcıların ve
piyasaların güvenini yeniden kazandık. Herkes ileriye bakmaya başladı."
- 6 ayda 1,2 milyonluk istihdam
Hisarcıklıoğlu, yılın ilk çeyreğinde dünyadaki en iyi büyüme
performanslarından birine ulaşıldığına işaret ederek, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın
başkanlığında şubatta TOBB Türkiye Ekonomi Şurası'nı yaptıklarını hatırlattı.
Burada Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın istihdama yönelik tarihi desteklerin
çıkmasını sağladığına işaret eden Hisarcıklıoğlu, "Biz de sizden aldığımız
destekle, Türkiye genelinde istihdam seferberliğini başlattık. Ülke çapında bu
işi tanıttık, yaygınlaştırdık ve takip ettik. 'Bu iş olur' dedik ve çok şükür
bu iş oldu. 'Ekonomist' diye geçinenler bu iş olmaz derken bu iş oldu. Sizin sağladığınız
tarihi desteklerle 6 ayda istihdam artışı rekor kırarak 1,2 milyona ulaştı.
İşte bu, ülkemize, ekonomiye güvenin eseridir." diye konuştu.
Hisarcıklıoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başkanlığında hükümetin reel
sektöre duyduğu güveninin, attığı adımların, sektör temsilcilerine daha büyük
bir güç verdiğini vurgulayarak, Türkiye'nin geleceğine yatırım yapanların her
zaman kazanacağını bildiklerini ve Türkiye'nin potansiyeline ve parlak
geleceğine inandıklarını kaydetti.
Toplantıya, Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, Ekonomi Bakanı Nihat
Zeybekci, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Gençlik ve Spor Bakanı
Akif Çağatay Kılıç, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya da
katıldı.
-Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan
TOBB’da düzenlenen Uluslararası Yatırımcılarla İstişare Toplantısı’na
katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan ise konuşmasında, "Türkiye'yi lütfen
çevresindeki ülkelerle kıyaslamayın, onlarla karıştırmayın, onlara benzetmeyin.
Türkiye, bu noktada çok farklı ve güçlü bir ülke. Sahip olduğumuz binlerce
yıllık devlet geleneği, yaşadığımız coğrafyadaki bin yıllık varlığımız ve
geleceğe ilişkin iddialı hedeflerimizle biz, farklı bir ülkeyiz" ifadesini
kullandı.
Konuşmasına "Sizlerle, ilk defa 15 Temmuz 2016 tarihinde
yaşadığımız o karanlık darbe girişiminden yaklaşık iki hafta sonra 2 Ağustos
tarihinde bir araya gelmiştik. Bu toplantıda öncelikle darbenin ayrıntılarını
paylaşmıştım, ardından da bu olumsuzluğa rağmen ekonomideki gelişmeleri özellikle
ifade ederek, geleceğimizin aydınlık olduğunu ifade etmiştim." diye
başlayan Erdoğan, Gezi olaylarına ve FETÖ'nün 17-25 Aralık saldırısına rağmen
2013'ün yüzde 8,5'luk bir büyümeyle kapatıldığını anımsattı.
2014'te önce mahalli idareler ardından da cumhurbaşkanlığı seçiminin
yapıldığını, buna rağmen yüzde 5,2'lik bir büyüme oranının elde edildiğine
işaret eden Erdoğan, 2015'teki iki genel seçime ve terör olaylarındaki
tırmanışa karşın yüzde 6,1'lik bir büyümeyle adeta bu tezgahları kuranlara
meydan okunduğunu bildirdi.
Geçen yıl ise yakın tarihin en ağrı travması olan 15 Temmuz'a, terörle
mücadelede sınırların içinde ve dışında verilen yoğun mücadeleye rağmen yüzde
2,9'luk bir büyümenin elde edildiğini kaydeden Erdoğan, "Türkiye'nin
demokrasisi yanında ekonomisiyle yerle yeksan olmasını bekleyenleri bu anlamda
da hayal kırıklığına uğrattık. 2017 yılı içinde oldukça iyi bir ekonomik
performans sergilediğimizi söyleyebiliriz. Birinci çeyrekteki yüzde 5'lik
büyüme oranımız hepimize ümit vermiştir. Bu yılı da beklentilerin çok üzerinde
bir büyüme oranıyla tamamlayacağımıza inanıyorum." diye konuştu.
Erdoğan, ihracatın yılın ilk 6 ayında yüzde 8,2 artışla yükseliş
trendini sürdürdüğünü belirterek, istihdamda hem ekonomideki iyileşmeye paralel
hem de TOBB ile başlatılan seferberlik sayesinde yeniden tek haneli rakamlara
doğru gidildiğine işaret etti.
- "Senede bir kez bir araya
gelmek"
Borsa İstanbul'un neredeyse her gün yeni rekorlar kırdığını, Merkez
Bankasında döviz rezervinin 110 milyar dolara ulaşarak yeniden tırmanışa
geçtiğini vurgulayan Erdoğan, turizmde kayıpların telafi edilmeye başlandığı
bir döneme girildiğini söyledi.
Erdoğan, dünyanın 17'inci, Avrupa'nın 6'ıncı büyük ekonomisi hedefi
doğrultusunda çalışmaların kararlılıkla sürdüğüne işaret etti.
Yatırımcıları, girişimcileri, özellikle de uluslararası sermayeyi
kalkınmanın temel unsurlarından biri olarak görüldüğüne ve çok önem verildiğine
değinen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Hatta şöyle bir düşüncem var: Yani uluslararası sermayeyi
kurumsallaştırmak suretiyle, senede bir kez bir araya gelmek, inanıyorum ki
Türkiye ile uluslararası sermayenin daha da bütünleşmesini ve güçleşmesini
sağlayacaktır. Bu konuda aynen bugün burada olduğu gibi TOBB, YASED ve ilgili
bakanlarımızın da katılmasıyla bu çalışmaları gözden geçirmemiz bizlere çok
şeyler kazandıracaktır."
Erdoğan, Türkiye'nin 1980'lerden beri "özel sektöre dayalı
büyüme" modeliyle hareket eden bir ülke olduğunu belirterek, bilhassa
2003-2016 yılları arasında çektiği 173 milyar dolarlık uluslararası yatırımla
ülkenin özel sektöre dayalı büyüme modelini başarıyla uyguladığını kaydetti.
Aynı dönemde ülkede faaliyet gösteren uluslararası firma sayısının 5
binden 51 binin üzerine çıkmış olmasından memnuniyet duyduklarını ifade eden
Erdoğan, şunları söyledi:
"Hayata geçirdiğimiz reformlarla, yatırımcılar arasındaki
yerli-yabancı ayrımını ortadan kaldırarak herkes için cazip bir yatırım iklimi
oluşturduk. Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansını kurarak,
uluslararası yatırımcıların önünü açtık. Ülkemizin yatırımcılara sunduğu
fırsatları, iş dünyasına tanıtmak için kurduğumuz bu ajansımız, daima sizlerin
hizmetinde ve emrindedir.
Bürokratik süreçler başta olmak üzere yatırımcılarımızın işini
kolaylaştıracak her türlü faaliyeti yürütmekle görevli bu ajans, gerektiğinde
şahsımla, Başbakanımız ile doğrudan irtibat kurmanızı da temin edecektir. İş
adamlarımızdan ricamız, yatırımları için ihtiyaç duydukları ilişkileri kurmak,
bilgileri alma, işlemleri yürütme konusunda hiçbir aracıya itibar etmeden
doğrudan ajansımıza gitmeleridir."
- "Türkiye'yi lütfen
çevresindeki ülkelerle kıyaslamayın"
Erdoğan, TOBB ve YASED'in yatırımcılarla yakından ilgilendiğini
belirterek, kendisinin yurt dışı seyahatlerinde de Türkiye'de yatırımı olan
firmaların temsilcileriyle bir araya gelmeye gayret gösterdiğini bildirdi.
Geçen yılın, yaşanılan onca sıkıntıya rağmen tüm bu çabalar sayesinde
12,3 milyar dolarlık uluslararası yatırımla kapatıldığını dile getiren
Erdoğan," Bu yılın ilk 4 ayında 3,6 milyarlık bir performansla geçen yılın
üzerine çıktık. Yatırım portföyümüzde Amerika ve Avrupa ile birlikte Körfez ve
Uzak Doğu Asya ülkelerinin payının da giderek yükseldiğini görüyoruz."
ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye'nin uluslararası yatırımlardan
aldığı payın hala yüzde 1'in altında olması kesinlikle ülkemizin potansiyeline
yakışan bir durum değildir. Yatırım ve ihracat seviyemizi, ülkemizin
potansiyeline uygun hale getirmek için önümüzdeki dönemde hep birlikte daha çok
çalışacağız." dedi.
Ülkenin 2023 hedeflerinin en önemli ve iddialı boyutunu oluşturan
Türkiye'nin bu noktada dünyanın en büyük 10 ekonomisinden birisi haline gelme
amacına ulaşmakta kararlı olunduğunun altını çizen Erdoğan, uluslararası
yatırımcılara şöyle seslendi:
"Ülkemizde yaşanan gelişmelerin, uluslararası yatırımcıların
kafalarında çeşitli soru işaretlerine yol açtığını biliyorum. Ancak şu gerçeğin
görülmesini, değerlendirmelerin de buna göre yapılmasını istiyorum. Türkiye,
dünyanın en ciddi çatışma ve kriz bölgesinin tam ortasında yer almasına rağmen,
istikrar ve güven ortamının tehlikeye düşmesine asla izin vermemiş bir ülkedir.
Bu Türkiye'nin en büyük aslında gücüdür.
Bunun için Türkiye'yi lütfen çevresindeki ülkelerle kıyaslamayın,
onlarla karıştırmayın, onlara benzetmeyin. Türkiye, bu noktada çok farklı ve
güçlü bir ülke. Sahip olduğumuz binlerce yıllık devlet geleneği, yaşadığımız
coğrafyadaki bin yıllık varlığımız ve geleceği ilişkin iddialı hedeflerimizle
biz, farklı bir ülkeyiz."
-Ortak açıklama
Toplantı sonrasında TOBB ve YASED tarafından ortak yazılı açıklama
yapıldı. Açıklamada şöyle denildi:
“15 Temmuz’un yıldönümünde, Türkiye’nin istikrarına, ekonomisine ve
hukuk devletine yönelik hain darbe girişimini bir kez daha kınıyor ve benzeri
girişimlerin bir daha tekrarlanmamasını diliyoruz. Hukuk devletini ve anayasal
düzeni ortadan kaldırmaya yönelik her türlü müdahalenin karşısındayız.
Bugüne kadar Hükümetimizin, hızla aldığı tedbirler, uygulamaya koyduğu
yasal-yönetsel düzenlemeler ve teşvikler, darbe girişiminin yarattığı olumsuz
etkiyi sınırlayarak iş ve yatırım ortamının sağlıklı şekilde devamına önemli
katkı sağlamıştır.
Ülkemizin kalkınması, küresel rekabet ortamında hak ettiği konuma
gelmesi ve katma değerli sürdürülebilir yatırımların devamı hedefi
doğrultusunda; demokrasi, hukukun üstünlüğü, öngörülebilir yasal ve yönetsel
düzenlemeler ile şeffaf ve rekabetçi bir serbest piyasa ekonomisinin
mevcudiyeti zaruridir.
Sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde, Hükümetimizin kararlılığı ile bu
yönde kat edilecek mesafe, uluslararası doğrudan yatırımcıların Türkiye’ye olan
güvenini daha da artıracaktır.
Önümüzdeki dönemde hedefimiz ekonomik ve yapısal reform gündemimize
daha da odaklanarak, ülkemizin küresel rekabet gücünü artırmak ve bir yatırım
cazibe merkezi olarak konumlandırılmasını sağlamak olmalıdır. Bizler de, bu
doğrultuda üzerimize düşen her türlü görevi yerine getirmeye hazırız.
Uluslararası yatırımcılar olarak, Türkiye’nin geleceğine ve
potansiyeline inanıyor ve bu inancımızı uzun vadeli yatırım perspektifimizi
koruyarak göstermeyi sürdürüyoruz. Bizler, Türkiye’deki yatırım ortamının
yurtdışında tanıtımında ve algımızın güçlendirilmesinde “elçi” olarak
sorumluluk almaktayız.
Türkiye ekonomisine yönelik yatırımcı ilgisinin artması, mevcut
yatırımların verimliliğinin yükselmesi ve böylece ülkemizdeki refah artışının
desteklenmesi amacıyla, iş dünyası olarak, tüm taraflarla yakın işbirliği
içinde çalışmaya devam edeceğiz.
Bu süreçte temel beklentimiz; demokratik hukuk devletinin tüm
kurumlarıyla daha da güçlendirilmesi, ülkemizin bugüne kadar olduğu gibi
küresel değerlere bağlı şekilde gelişmiş dünyayla entegrasyonunu arttırarak
kalkınma sürecini devam ettirmesi ve yatırım ortamını iyileştirecek reformların
kesintiye uğramadan sürdürülmesidir.
Yatırım ortamının iyileştirilmesi süreklilik arz eden bir hedeftir.
Yapısal reformların devamı, yatırım ve iş yapma şartlarımızda sürdürülebilir
bir iyileştirme sağlanması uluslararası rekabette bir adım öne geçmemizde önemli
rol oynayacaktır.
Bu çerçevede öncelikle;
• Ülkemizin bölgesel
bir merkez olarak konumlandırılması,
• Tasarruf oranının
artırılması ile birlikte finansman imkânlarının genişletilmesi,
• KOBİ’lerin küresel
değer zincirine entegrasyonunun sağlanması,
• Türkiye’nin kalifiye
insan kaynağının artırılmasına yönelik eğitim çalışmalarına önem vermesi,
• Üretim odaklı bir
ekonomi politikasının gerektirdiği kapsamlı bir istihdam stratejisi
geliştirmesi,
• Sanayide dijital
dönüşümün hızlandırılması,
• İş yapış
süreçlerinin kolaylaştırılması ve bürokrasinin azaltılması,
• Vergi mevzuatının
uluslararası mevzuatla uyumlu hale getirilerek, verimlilikleri ve rekabet
gücünü olumsuz etkileyen yüksek vergi oranlarının düşürülmesi ve teşvik
sisteminin günün ihtiyaç doğrultusunda sürekli olarak güncellenmesi,
• Yüksek katma değerli
rekabetçi ürünleri ülkemizde üreten ve ihraç eden, bu doğrultuda küresel bir
pazarı hedefleyen bir üretim kapasitesinin oluşturulması,
• İthalat rejiminin ve
korunma önlemlerinin bu doğrultuda gözden geçirilmesi ve bu kapsamdaki
uygulamaların özellikle haksız rekabete yol açmayacak ve iş/yatırım ortamının
öngörülebilirliğine olumsuz etki etmeyecek şekilde yürütülmesi
uluslararası rekabette bizi bir adım öne geçirecektir.
Türkiye’nin AB’ye üyelik perspektifi doğrultusunda kısa vadede Gümrük
Birliği Anlaşması’nın günümüzün ihtiyaçları doğrultusunda güncellenmesi büyük
önem arz etmektedir. Gümrük Birliği’nin, Türkiye’nin AB dışındaki üçüncü
taraflarla serbest ticaret anlaşmaları imzalamasına imkan verecek şekilde
yeniden düzenlenmesi, ihracat pazarlarımızı genişletmemize katkı sağlayacaktır.
Yatırım ortamını iyileştirmeye yönelik olarak Türkiye’nin “Uluslararası
Yatırım Stratejik Planı” hazırlanmasının da faydalı olacağını düşünüyoruz. Bu
konuda da uluslararası doğrudan yatırımcılar olarak üzerimize düşecek görevi
yerine getirmeye hazırız.”