28.12.2017 Ankara TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, 2018'de küresel büyüme ve ticaretin, bu seneden daha iyi olmasının beklendiğini belirterek, "Son 7 senenin en yüksek küresel büyüme oranı yakalanabilir. Biz de bundan payımızı almalıyız. Küresel ticarette stratejik sektör konumundaki denizcilikte lider denizci ülkeler arasına girmeliyiz" dedi.
TOBB Deniz Ticaret Odaları Konsey
Toplantısı, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu ve Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan’ın katılımıyla TOBB İkiz Kuleler’de
gerçekleştirildi.
Toplantının açılışında konuşan TOBB
Başkanı Hisarcıklıoğlu, toplantıda hem sektörün geleceğini istişare edeceklerini
hem de önerilerini ileteceklerini söyledi.
Hükümet ile yaptıkları istişarelerden pek
çok olumlu netice aldıklarını belirten Hisarcıklıoğlu, “Finansman konusunda,
önce TOBB Nefes Kredisini çıkardık. Yıllık yüzde 9,90 faizle, yani piyasadaki
en düşük oranla, firmalarımızın kredi kullanmasını sağladık. Sonra KOSGEB,
sıfır faizli işletme kredisi verdi. Arkasından da Kredi Garanti Fonu’na tarihi
bir destek sağlandı. Bu 3 kanaldan tam 653 bin firmamız faydalandı, 232 milyar
lira kredi kullandılar. Yani her 2 üyemizden 1’ine, ucuz finansman temin etmiş
olduk” dedi.
Finansmandan sonra en büyük sıkıntının
istihdam maliyetleri olduğuna vurgu yapan TOBB Başkanı şöyle devam etti: “Cumhurbaşkanımızın
liderliğinde istihdam seferberliği başlattık. 81 ildeki odalarımız ve
borsalarımız aktif bir şekilde çalıştı ve tarihi bir başarı elde edildi. 1,5
milyona yakın ilave istihdam sağlandı. İstihdam maliyeti düşen firmalarımız
kazandı, iş sahibi olan vatandaş kazandı, artan alım gücüyle tüm ülke kazandı.
Üçüncü olarak, yine bu konseylerde ve
YOİKK platformunda dile getirdiğimiz, yatırım ortamıyla ilgili pek çok sıkıntı
çözüldü. Böylece özel sektörün yatırımları yeniden hız kazandı. Son 2 yılın en
güçlü yatırım artışı, geçtiğimiz 3 ayda yaşandı. Geçen seneye göre 55 milyar
lira daha fazla yatırım yapıldı”.
Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin büyümede ilk
9 ay itibariyle, yüzde 7,4’lük müthiş bir performansa ulaştıklarını, tüm bu
başarılılarda Bakan Arslan’ın da büyük payı olduğunu söyledi.
“Ulaşım olmadan, ne fabrika çalışır, ne
de ürünler pazara ulaşır” diyen Hisarcıklıoğlu, Bakan Arslan’a lojistik
maliyetlerini azaltmada gösterdiği kararlı çalışmalar nedeniyle teşekkür etti.
TOBB Başkanı, içerde ve dışarda karşılarına
çıkarılan her türlü sıkıntıya rağmen, Türkiye ekonomisi ve reel sektörünün sağlam
ve dinamik olduğunu, şimdiki hedeflerinin bu performansı artırmak olduğunu
söyledi.
2018’de küresel büyüme ve ticaretin, 2017’den
daha iyi olmasının beklendiğini anlatan Hisarcıklıoğlu, “Son 7 senenin en
yüksek küresel büyüme oranı yakalanabilir. Biz de bundan payımızı almalıyız. Bunun
için de, küresel ticarette en stratejik sektör konumundaki denizcilikte,
"lider denizci ülkeler" arasına girmeliyiz. Bu elbette kolay bir iş
değil. Zira küresel rekabetin ve hatta acımasız rekabetin, en üst seviyede
görüldüğü sektör, denizciliktir. Hem ayakta kalacaksın, hem de ülkemiz
bayrağını tüm denizlerde dalgalandıracaksın. Dolayısıyla, burada sektörümüzü
temsil eden, tüm konsey üyesi denizcilerimiz de, ayrı bir tebriği hak ediyor”
dedi.
Türk denizciliğinin son dönemde
uygulanan doğru politikalarla iyi bir ivme yakaladığını vurgulayan
Hisarcıklıoğlu şunları kaydetti: “Bu konseyde dile getirmiş olduğumuz, ÖTV'siz
yakıt uygulamasının, hükümetimizce başlatılması sayesinde, kabotaj taşımacılığı
canlandı. Son 10 senede (2006-2016), limanlardaki kabotaj yük elleçlemesi, 30
milyon tondan, 53 milyon tona yükseldi. Deniz ticaret filomuz da büyüdü. 10
sene evvel dünyada 19. sıradayken, geçen sene 15. sıraya yükseldik. Filomuzun
büyümesiyle ihracatımızdaki denizyolunun payı da son 15 yılda yüzde 47’den
yüzde 57’ye çıktı.
Denizyolu ile yaptığımız ihracat tutarı
17 milyar dolardan 80 milyar dolara ulaştı. 2002 yılında 37 olan faal tersane
sayısı, 79'a ulaştı. 49 yıllığına kiralanmış tersanelerin kira süresinin
bitmesine 18 yıl kalmıştı. Bu süre, talebimiz üzerine, tekrardan 49 yıla çıkarıldı.
Böylece tersanelerimizin geleceği daha iyi görmesi, daha iyi plan yapması,
kredi derecelerinin de artması sağlandı.
Bununla birlikte, Karadeniz’de faaliyet
gösteren 15 civarındaki tersane için de, bu uygulamanın yapılmasını bekliyoruz.
Gemi inşa sektörünün 5. bölge teşviklerine alınmasıyla da sektör nefes aldı. Bunun
yanı sıra, Denizcilik Sanayi Strateji Belgesi hazırlamalıyız. Böylece Türkiye
Sanayi Stratejisi içinde, gemi inşa ve yan sanayilerimiz de, stratejik
sektörler arasına dahil olabilecek.
Türk Uluslararası Gemi Sicili'ne
kaydedilecek gemilere ve yatlara ilişkin tüm belgeler üzerindeki damga vergisi
ve BSMV de kaldırıldı. Böylece Türk bayrağı taşımak teşvik edildi. Yarım kalan
gemi yatırımları için, Kredi Garanti Fonu'ndan kefalet desteği sağlandı. Gemi
inşa sanayiinde, sadece kendimize yeterli olmanın ötesinde, bütün dünyaya her
tür gemi ihraç edebilir hale geldik”.
Hisarcıklıoğlu, Bakan Arslan’ın liderliğinde,
devletin denizcilik sektörüne katkıları ve destekleri ile Türk denizciliğinin
dünyada ilk 15 ülke içine girdiğini ve denizci ülke unvanına kavuştuğunu
söyledi.
Bunun önemli bir başarı olduğunu
belirten Hisarcıklıoğlu, “Daha alacağımız çok mesafe de var. Zira denizcilik
aynı zamanda milli varlığımız ve milli servetimiz. Denizcilik sektörümüzün
canlılığını ve işlerliğini korumalıyız. Yoksa artan ticaret hacmi, yabancı
taşıma şirketlerine yarayacak. Son 1 senede navlun için ödediğimiz para, 10
milyar dolara yakın. Bu kadar büyük tutar, niye her sene yurtdışına gitsin? Niye
ülkemizde, mili şirketlerimizde kalıp, ülkemiz ekonomisine kazandırılmasın? Türkiye'nin
gemi ekipman ihracatı 50 milyon dolar. Avrupa'daki 22 bin gemi ekipmanı
firması, 241 bin kişiye istihdam sağlıyor ve 12 milyar avro ihracat yapıyor. Sadece
ticari gemi inşa eden 300 Avrupalı işletmenin ulaştığı toplam üretim değeriyse
35 milyar avro. 500 milyar dolar ihracat hedefine uygun şekilde, gemi inşa
sanayimizi, deniz taşımacılığını, limanlarımızı, daha da fazla büyütmeli,
desteklemeliyiz”.
Hisarcıklıoğlu, denizcilik sektörü, Türkiye’nin
yıldız sektörlerinden biri haline geldiğini, gemi inşa sanayinde, dünyada
tanınan marka haline geldiğini söyledi.
Hisarcıklıoğlu sözlerini şöyle
tamamladı: “Her türlü gemiyi anahtar teslim yapacak durumdayız. Bizim gemi ve
yat ihracatımız, bu sene yaklaşık yüzde 60 artışla, 1 milyar 350 milyon dolar
seviyesine ulaşacak görünüyor. Gemi inşa sektöründe, tek bir askeri geminin
yerli olarak inşa edilmesinden devletin sağladığı tasarruf 300 milyon Euro. O
halde Deniz filomuzu, tersanelerimizi, gemi sanayimizi güçlendirmeliyiz. Gemi
filosunu geliştirmenin yolu da, önce tersanelerimizi güçlendirmekten geçiyor. Deniz
filomuzu yenilemek için, yeni imkânlar, destekler gerekiyor. Rusya ile artan
ticaretimizi dikkate alarak, koster filomuzu yenileme projesi öncelikle devreye
alınmalı. Sektörümüzün büyümesi önünde en büyük sıkıntı, hala finansman
temininde. Kolay bayraklı gemiler finansa daha rahat ulaşıyor. Bu konuda
mevzuat ve uygulamalarla ilgili yapılabilecekler var. Deniz turizmi konusunda
alacağımız çok yol var. Özellikle kurvaziyer turizminde hak ettiğimiz payı
alamıyoruz”.
-Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Arslan
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan da sektörün temsilcileriyle her yıl gerçekleştirilen bu toplantının, sektörün muhasebesini yapma imkanı verdiğini söyledi.
Hükümetin denizciliğe katkısının yadsınamayacağının altını çizen Arslan, "Üzerinde yaşadığımız coğrafyanın denizci olmayan devletleri ve sırtını denize dönen milletleri affetmediği tarihi bir gerçek. Denizciler olarak bunu en iyi bilenler bizleriz. Her alanda denize ve denizciliğe verilecek önem ölçüsünde üzerinde yaşadığımız bu ülke güçlenmektedir." ifadesini kullandı.
Arslan, Türkiye'nin son 15 yılda denizcilikte yerini sağlamlaştırdığını, artık dünya yat üretiminde marka haline gelmiş, marinalarıyla yeşil limanlarıyla önemli ve verimli hizmetleri başarmış bir Türkiye'nin olduğunu kaydetti.
Türkiye'nin denizcilikte Avrupa Birliği standartlarını yakaladığını vurgulayan Arslan, denizciliğe 2004-2016 döneminde yaklaşık 5 milyar 607 milyon lira destek sağlandığını aktardı.
Arslan, Türkiye'nin dünya deniz ticaret filosunun yaklaşık yüzde 94’ünü kontrol eden 30 ülke arasında, 29 milyon detveyt ton kapasiteyle 15. sırada olduğu bilgisini vererek, şunları kaydetti: "15 yıl önce 8,7 milyon detveyt ton ile 17. sıradaydı. Limanlarımızda elleçlenen yük miktarı 2003'te 190 milyon ton iken, 2016 yılında 2 katın üzerinde artarak 430 milyon tonun üzerine çıktı. Dış ticaret taşımaları 149 milyon iken 310 milyon tonu yakaladı. Ülkemizin toplam dış ticareti içerisindeki deniz yolunun parasal değer olarak payı da 2016 yılında 2003 yılına göre yüzde 250 civarında arttı. 57 milyar dolardan 198 milyar dolara yükseldi. Limanlarımızda elleçlenen konteyner miktarı 2,5 milyon TEU'dan yaklaşık 9 milyon TEU'ya çıktı. 2003 yılında 9 tane uluslararası düzenli Ro-Ro hattı mevcutken 2016 sonunda bu sayı 19'a yükseldi. Bu Ro-Ro hatlarında taşınan araç sayısı da 220 binden 450 bin araca çıkmış oldu. Kabotajda elleçlenen yük miktarı 28 milyon ton iken, 53 milyon 300 bin tonu geçti."
Faal tersane sayısının ise 37'den 79'a çıktığını vurgulayan Arslan, "Bu tersanelerin kurulu kapasitesi yaklaşık 600 bin tondan 4,5 milyon detveyt tona yükselmiş oldu. 2004 yılında tersanelerde yaklaşık 15 bin kişi istihdam edilirken 2016 sonunda bu rakam 30 bin kişiye ulaştı. İlgili iş kollarını düşünürseniz 90 bin kişinin de böyle istihdam edildiğini varsayarsak 120 bin kişiye direkt istihdam sağlıyoruz." diye konuştu.
Denizcilik sektörünün hak ettiği yere gelmesi için daha çok çalışılması gerektiğinin altını çizen Arslan, sektörün önünün açılması için 15 yılda yapılan ulusal ve uluslararası mevzuat sayısının 351'e ulaştığını sözlerine ekledi.
##1283##