06.02.2018 Ankara TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, "Teknolojik Dönüşümde Kamu Alımlarının Rolü: Yerli ve Milli Üretim Konferansı"nda yaptığı konuşmada “Orta ve orta-yüksek teknolojili üretim yapan bir yapıdan, bir üst lige çıkmayı, yüksek teknolojiye geçmeyi hedefliyoruz” dedi.
Ankara Ticaret Odasınca (ATO) düzenlenen "Teknolojik
Dönüşümde Kamu Alımlarının Rolü: Yerli ve Milli Üretim Konferansı" Türkiye
Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Konferans Salonu'nda gerçekleştirildi.
Konferansın açılışında konuşan TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, kamu alımlarının doğru yönetilmesinin
milyarlarca liralık destek politikalarından çok daha etkili sonuçlar
verebileceğine dikkati çekerek, "Reel sektörümüze verilecek en büyük
teşvik de bu olacak." dedi.
Sanayinin üzerindeki emlak vergisi, damga vergisi ve
elektrikteki TRT payı gibi yıllardır şikayet edilen sorunların çözüldüğünü
belirten Hisarcıklıoğlu, sanayicilerin üzerinden kaldırılan yükün, yıllık
yaklaşık 1 miyar lira olduğunu söyledi.
Hisarcıklıoğlu, yıllardır yerli bir otomobil yapacak
babayiğit bulunamadığına işaret ederek, "Genel Kurulumuzda
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan bir çağrıda bulundu, 'Türkiye'nin
otomobilini yapacak babayiğit, TOBB'un içinden çıksın' dedi. Biz de 'Siz bizim
yanımızda olun, biz bunu yaparız' dedik. Bakanımızla birlikte yoğun bir mesai
harcadık ve 5 babayiğidi ortaya çıkardık." ifadelerini kullandı.
İthal bağımlılığın azaltılması için sanayide "yerli ve
milli üretim" hamlesinin başlatıldığını anımsatan Hisarcıklıoğlu,
"Türkiye, sanayide üretilen ürün çeşitliliği bakımından Avrupa'da 7.
sırada yer alıyor. Sanayi üretimimizin mali değerine baktığımızda, 2015'te 956
milyar liralık sınai üretim yapmışken, 2016'da yüzde 9 artarak 1 trilyon lirayı
geçmiş durumda. Teknolojik yapımızsa, henüz arzuladığımız noktada değil. Sanayi
üretimi içinde, yüksek teknoloji sınıfındaki ürünlerin payı yüzde 3,3 iken
orta-yüksek teknoloji grubunun payı yüzde 25,2." diye konuştu.
Türkiye'nin eskiden tarımsal ürün ağırlıklı bir ekonomisi
olduğunu vurgulayan Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti:
"Bu yapıyı başarılı bir şekilde değiştirdik. Orta ve
orta-yüksek teknolojili üretim yapan bir yapıya kavuştuk. Hedefimiz, bir üst
lige çıkmak, yüksek teknolojiye geçmek. Kamu alımları bu süreçte bizce en
etkili araçlardan biridir. Kamu, tüm ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de en
büyük müşteri konumunda. Kamu alımları yoluyla yerli sanayinin desteklenmesi
yöntemi, tüm gelişmiş ülkelerde görülen, çağdaş bir yaklaşımdır. Bu yaklaşım,
bazen doğrudan yerli malın alımının teşvik edilmesi, bazen de yine yerli
sanayinin dahil olması koşuluyla, Ar-Ge, inovasyon ve yeşil ürün destek
politikaları olarak karşımıza çıkıyor."
Hisarcıklıoğlu, sanayicilerin eskiden kamu idarelerinin
yaptığı ihalelerde milli şirketlere öncelik verilmediğinden şikayet ettiğini
hatırlatarak, gelişmiş ülkelerin, önce kendi üretimlerini desteklediğini,
böylece KOBİ'lerinin ve aynı zamanda da ülke ekonomilerinin büyümesini
sağladıklarını dile getirdi.
Kamu İhale Kanunu'nda 2011'de yapılan değişiklikle yerli
malına fiyat avantajı sağlandığının altını çizen Hisarcıklıoğlu, şöyle konuştu:
"2014'te de Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız tarafından,
orta ve yüksek teknolojili sanayi ürünleri yer alan malların ihalelerinde yerli
malı teklif eden istekliler lehine yüzde 15 fiyat avantajı sağlanması zorunlu
hale getirildi. Bakanlığımızın uygun görüşü sayesinde TOBB'a bağlı odalar ve
borsalar tarafından Yerli Malı Belgesi düzenlenmeye başlandı. Bugüne kadar 21
bin 813 adet yerli malı belgesi verildi. Bu sayede eskiden kamu mal alım
ihalelerinde, yerli üretimin payı sadece yüzde 9 iken, şimdi bu oran yüzde 34'e
ulaştı. Yani milli üretime, yılda yaklaşık ilave 30 milyar lira ilave iş imkanı
sağlanmış oldu. Bu da esasında şunu gösteriyor. Kamu alımlarının doğru
yönetilmesi, milyarlarca liralık destek politikalarından çok daha etkili
sonuçlar verebilir. Reel sektörümüze verilecek en büyük teşvik de bu olacak.
Tüm kamu kurumlarımızın 'ithal iyidir' anlayışını bırakıp, milli üretime şans
vermesini bekliyoruz."
- Bilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanı Özlü
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü de konuşmasında,
"Nasıl ki Zeytin Dalı Harekatı'nda milli ve yerli imkanlarımızdan güç
alarak düşmanla mücadele ediyorsak, sanayi savaşında da yerli ve milli
üretimimizle galip geleceğiz" ifadesini kullandı.
Bakan Özlü, kamu alımlarının, ülkenin Ar-Ge ve yenilik
çalışmalarına katkı sağlayan, önemli bir politika aracı olduğunu söyledi.
Yerli ve milli üretimin, stratejik bir yaklaşım ve duruş
olduğunu belirten Özlü, özellikle orta ve yüksek teknolojili ürünlere
odaklanmayı hedeflediklerini bildirdi.
Özlü, şöyle devam etti:
"Bu hedefe ulaşmak için, kamu alım gücünü, sanayimizin
teknolojik dönüşümüne katkı sağlayacak biçimde kurgulamak, planlamak ve
yönlendirmek durumundayız. Kalkınma hedeflerimizin ve programlarımızın önemli
bir ayağını, kamu alımları yoluyla sanayinin desteklenmesi oluşturuyor. Bunun
adına ister pozitif ayrımcılık deyin, ister yerli ve milli destek deyin, kamu
alımlarını önemli bir kalkınma enstrümanı olarak görüyoruz."
Ülkenin teknoloji açığının kapanmasıyla cari açığın da
kapatılacağına işaret eden Özlü, Bakanlık olarak öncelikle teknoloji açığını
kapatmaya konsantre olduklarını dile getirdi.
Özlü, Türkiye'nin yüksek teknolojiye dayalı üretimde önemli
mesafe katettiğini vurgulayarak, Üretim Reform Paketi ile kamu alımlarında
yerli malı lehine yüzde 15 fiyat avantajı getirildiğini anımsattı.
- Sanayiciye yerli
malı uyarısı
Türkiye ve Türk milletinin, sınırlarında herhangi bir terör
devletine asla izin vermeyeceğini vurgulayan Özlü, "Milletimizin bu büyük,
haklı, meşru ve onurlu mücadeleye desteği tamdır. Bizim bu beka mücadelemizi
sulandırmaya çalışanlar, her zaman olduğu gibi hayal kırıklığına uğrayacaktır.
Zeytin Dalı Harekatı tam anlamıyla Türkiye'nin mili duruşudur, yerli
vuruşudur." ifadelerini kullandı.
Özlü, kamu alımlarından bahsedilirken, sanayicilerin de
kendi işleri için yaptığı alımlarda yerli malı alımına dikkat etmesi
gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Dolaşıyorum, lüks inşaatlar yapıyoruz. Soruyoruz;
'Duvar kağıdı Almanya'dan, kilitleri İtalya'dan geldi.' Bunları hep duyuyoruz
reklam aracı olarak. Sadece kamu değil, siz sanayiciler de yerli alıma,
birbirinizden alıma dikkat etmelisiniz. Yerli, milli tamam, doğru ama bir de
işin küresel tarafı var. Yerli ve milli üretim seferberliğimiz kesinlikle
Türkiye'nin küresel pazarlardan kopması, küresel pazarlara entegre olmaması
diye anlaşılmasın. Bunu yaparken küresel pazarlara entegre olacağız, dünyadan
kopmayacağız. Sadece yerli yapmak değil, bunu ihraç edeceğiz. Yerli yapmanın
bir sonraki aşaması ihraç etmektir."
- TBMM Sanayi,
Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı
Altunyaldız
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Sanayi, Ticaret, Enerji,
Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Ziya Altunyaldız ise,
yerli ve milli üretimle Türkiye'nin küresel anlamda arzu ettiği büyüklükte
Ar-Ge ve inovasyona dayalı üretime ulaşabileceğini belirterek, "Yerel
yönetimler dahil kamudaki herkese söylüyorum, kendi sanayicimize güveniyoruz ve
her şeyi kendi sanayicimizden alacağız." dedi.
Konferansta konuşan Altunyaldız, Ar-Ge ve inovasyon
olmaksızın kamu alımlarının yapılamayacağına ve rekabetçi ürün elde
edilemeyeceğine işaret ederek, küresel milli gelirin yaklaşık yüzde 15'ine denk
gelen 10 trilyon doların kamu alımları yoluyla harcandığını söyledi.
Avrupa Birliğinde (AB) ise kamu alımlarıyla 2,3 trilyon avro
harcandığını ifade eden Altunyaldız, "Kamu alımlarının önemli bir sanayi
politikası olduğu çok net." diye konuştu.
Altunyaldız, özellikle 2000'li yıllardan sonra Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan'ın önderliğinde yerli ve milli üretimi artırmak için her
türlü düzenlemeyi hayata geçirdiklerini vurguladı.
- ATO Başkanı Gürsel
Baran
ATO Başkanı Gürsel Baran da Türkiye'nin 2023 hedefleri
doğrultusunda hazırlanan Türk Sanayi Stratejisi Belgesi'nin temel hedeflerinden
birinin sanayide bilgi ve teknolojiye dayalı yüksek katma değerli yerli
üretimin geliştirilmesi olduğunu söyledi.
Türkiye'nin yerli ve milli üretimin önemini Kurtuluş Savaşı
ve İkinci Dünya Savaşı gibi kritik süreçlerde öğrendiğini anlatan Baran,
"Son 15 yılda yerli ve milli üretim konusunda gerçekleştirilen hamleler
sayesinde insanımızın kendine güveni tekrar yerine geldi. Cumhurbaşkanımız
Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın 'yerli otomobil' çağrısı üzerine TOBB'umuzun
öncülüğünde 5 babayiğidimiz çıktı ve 'Biz yaparız' dedi. Geçmiş yıllarda hayal
olan pek çok şey bugün gerçek oldu. Halihazırda silahlı insansız hava araçlarından
güdümlü füzelere, kritik silah ve mühimmata kadar pek çok ürünü üretebilir
durumdayız." dedi.
Baran, imalat sanayisinin teknoloji düzeylerine
bakıldığında, yüksek teknolojili sektörlerin üretim değerinin toplam içindeki
payının yüzde 3 seviyesinde olduğu belirterek, Türkiye'de imalat sanayisi
üretiminin ağırlıklı olarak düşük ve orta düşük teknoloji gruplarından
oluştuğunu dile getirdi.
- Ankara Sanayi Odası
(ASO) Başkanı Nurettin Özdebir
Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir ise
Türkiye'nin ekonomik performansıyla dünyada parmakla gösterilen bir ülke
konumunda olduğunu belirterek, "Sürdürülebilir olmadığı sürece her başarı
unutulmaya mahkumdur. Sürdürülebilirlik, Türkiye ekonomisinin en temel
ihtiyacıdır." dedi.
Türkiye'nin büyüme sürecinin devam etmesi ve sürdürülebilir
olması açısından teknolojinin önemli olduğunun altını çizen Özdebir, ekonomik
hedeflere ulaşılması için Türkiye'nin orta teknoloji segmentinden yüksek
teknolojiye sıçraması gerektiğini vurguladı.
Özdebir, kamu alımlarına da değinerek şunları söyledi:
"Kamu alımları büyüklük itibarıyla ciddi rakamlara
ulaşmış durumda. 2016'da 173 milyar liralık kamu alımı söz konusudur. 2017'de
ilk altı ayında kamu alımlarının büyüklüğü 110 milyar liraya ulaşmış. 2012'de
milli gelirin yüzde 6,6'sı olan bu rakam 2016'da yüzde 8'e yükselmiştir. Kamu
her yıl yaklaşık 35 bin ihale ile mal alımı yapmaktadır. 2016'da toplamda 26,4
milyar liralık mal alımı gerçekleşmiştir. Bu ciddi kamusal tüketimin doğru
kullanılması durumunda, Türkiye ekonomisine ve imalat sanayisine ciddi etki
yaratma imkânı vardır."
- Özel İhtisas
Komisyonu Başkanı Musa Pireci
ATO Kamu Alımlarında Yerli Katkı ve Ticari İşbirliği Özel
İhtisas Komisyonu Başkanı Musa Pireci ise görevlerinin kamu alımlarında yerli
katkı ve ticari iş birliğini yaygınlaştırarak ülke ekonomisine ve kalkınmasına
katkı sağlamak olduğunu söyledi.
Etkinliğin iş dünyasında yeni fırsatlar sağlayacağını
belirten Pireci, "İstikrarlı kalkınması gereken ülkemizin, içinde
bulunduğumuz küresel ve bölgesel konjonktür düşünüldüğünde, her zamankinden çok
daha fazla yerli ve milli projeler üretmesi ve süratle hayata geçirmesi
gerekmektedir." dedi.
Pireci, ülke ekonomisinin sürdürülebilir kalkınmayı
gerçekleştirebilmesinin anahtarlarından birinin cari açığın azaltılması
olduğuna dikkati çekerek, ithalatın dış ticaretteki payının makul seviyelere
çekilmesi ve cari açığın istenilen seviyeye getirilebilmesi için yerli ve milli
üretimin desteklenmesi ve kamu alımlarında öncelik verilmesi gerektiğini
vurguladı.
-Hisarcıklıoğlu
moderatörlük yaptı
TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu ATO tarafından
düzenlenen, “Teknolojik Dönüşümde Kamu Alımlarının Rolü: Yerli ve Milli Üretim
Konferansı"nda “Yerli ve Milli Üretim Hamlesi” başlıklı oturumunda moderatörlük
yaptı. Oturuma; Kalkınma Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Yılmaz Tuna, Bilim Sanayi ve
Teknoloji Bakanlığı Müsteşarı Dr. Veysel Yayan, Ekonomi Bakanlığı Müsteşarı
İbrahim Şenel, Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Eyüp Gümüş ile Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Fatih Dönmez konuk oldu. Müsteşarlar, yerli
ve milli üretime ilişkin görüşlerini dile getirip kendilerine yöneltilen soruları
yanıtladılar.
##1298##