28.01.2019 Eskişehir Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın konuk olduğu Türkiye Savunma Sanayi Meclisi Toplantısı’nda konuşan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin, dünyanın en etkili askeri gücüne sahip, 9. Ülkesi olduğuna işaret ederek, “Yakın gelecekte bu gücü korumanın yolu, güçlü ekonomi ve yüksek teknolojiye yatırımdır. Son dönemde bu doğrultuda hızlı adımlar attık” dedi.
Hisarcıklıoğlu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile
birlikte Eskişehir Hava Febrikası’nda düzenlenen Türkiye Savunma Sanayi Meclisi
toplantısına katıldı. TOBB Başkanı burada yaptığı konuşmada, 2002 yılında yüzde
80'leri bulan, savunma sanayi dışa bağımlılık oranının, yüzde 35'ler seviyesine
indiğini hatırlattı ve Türk Havacılık ve Savunma Sanayi cirosunun, 7 milyar
dolara çıktığını bildirdi.
4 Türk firmasının, dünyanın en büyük savunma şirketleri
listesine girdiğini dile getiren Hisarcıklıoğlu, “Aynı zamanda küresel
rekabette de ilerledik. Savunma sanayi sektörü ihracatı, 2018’de 2 milyar
doları geçti. F-35 ve A-400 gibi, uluslararası dev projelere katıldık. Antonov
gibi, dünyanın en büyük uçağını üreten Ukrayna’ya, İHA ihraç etme noktasına
geldik. Tüm bu başarının mimarları olan, Savunma Bakanlığımız, Savunma Sanayi
Başkanlığımız, Genelkurmayımız ve firmalarımızla iftihar ediyorum. Kamunun
desteği olmasaydı özel sektör; özel sektörün azmi ve çalışkanlığı olmasaydı da,
kamu, tek başına bu başarıyı gerçekleştiremezdi” dedi.
-“Bu başarılarla
yetinmeyeceğiz”
Türk savunma sanayinin; üretim, ihracat ve teknoloji
geliştirme alanlarında, şimdiye kadar yaptıklarından çok daha fazlasını
başaracak potansiyeli bulunduğunu söyleyen M. Rifat Hisarcıklıoğlu, bunun için
de, savunma sektörü şirketlerinin, üretim süreçlerine, KOBİ’leri azami ölçüde
dahil etmelerini gerektiğini anlattı. Hisarcıklıoğlu şöyle konuştu: “Sektörün
büyük oyuncuları ve onların etrafında konumlanan KOBİ’ler, birlikte hareket
etmeli. Sayın Cumhurbaşkanımızın söylemiş olduğu ‘Savunma sanayimizde hedeflerimize
özel sektörün dinamizmiyle ulaşacağız. Hazırcılık devri bitti. Hiçbir ürün yurt
dışından hazır alınmayacak’ sözleri, Türk firmalarımız için, yerli ve milli
üretimi artırmak için, yeni bir heyecan ve çalışma şevki yaratmıştır. Hedefimiz,
ileri teknolojiye sahip, tasarım ve üretimini kendi yapan, küresel bir oyuncu haline gelmiş Türkiye’dir.
İnanıyorum ki, bu hedeflere de ulaşacağız. Yeter ki bizler ele ele verelim,
ortak akıl ve istişare ederek birlikte çalışalım.”
-Yerli ve milli
üretim ivme kazandı
Hisarcıklıoğlu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın daha
önce de, Kırıkkale Mühimmat Fabrikası’nda sektör meclisi ile bir araya
geldiğini ifade eden Hisarcıklıoğlu, “Kırıkkale’de Sayın Bakanımıza sektörün
taleplerini iletmiştik. Sayın Bakan toplantıdan hemen sonra gerekli talimatları
verdi ve sorunlarımız çözüldü. STANAG’lar (standardizasyon anlaşmaları)
Bakanlığımız web sayfasında yayınlanmaya başlandı. Yerlileştirme ve
millileştirme konularında çalışmalar başlatıldı. Tesis güvenlik belgesi ve
üretim izin belgelerinin alımı kolaylaştırıldı. Üretim izin belgesine gerek
olmayan ürünler kontrole tabi listeden çıkarıldı. Sayın Bakanımıza,
sektörümüzün sorunlarını çözen icracı yönetim anlayışından dolayı şükranlarımızı
sunuyorum” diye konuştu.
Bakan Akar’ın tensipleriyle, 12 firmanın, Stratejik İş
Birliği Anlaşması yaptığını belirten Hisarcıklıoğlu, böylece yerli ve milli
üretime yeni bir ivme daha kazandırıldığını ifade etti. TOBB Başkanı şunları
söyledi: “Atalarımız asırlar öncesinden şu tavsiyede bulunmuş. Hazır ol cenge,
eğer ister isen sulh-ü salâh (barış istiyorsan savaşa hazır ol) İşte
devletlerin kurtuluş başarısı, bu ibretlik sözde saklıdır. Bugün
coğrafyamızdaki şartlar, cenge hazır olmanın da ötesine ulaşmış, tehdidi
yerinde bertaraf etmeyi zorunlu kılmıştır. Ülkemizin yeni güvenlik manifestosu,
artık, bıçak kemiğe dayanana kadar sabretmekle kısıtlı değildir. Tehdidi yerinde yok etmek, bize
saldırmalarını beklemeden müdahale etmektir. Zira bu denli netameli coğrafyada,
ancak güçlü olanlar yaşayabilir. Türk ordusu, bu bölgedeki en caydırıcı güçtür.”
-Milli Savunma Bakanı Hulusi
Akar
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar da konuşmasında, "Önümüzdeki en
önemli karşılaşacağımız konu, F35'lerin mülkiyeti bize geçtiğinde, buraya
geldiğinde toplam 100'den fazla uçağımız olacak. Onların bakım ve onarımları da
1'inci Hava Bakım Fabrika Müdürlüğünde gerçekleşecek" ifadesini kullandı.
Akar, 1'inci Hava Bakım Fabrika Müdürlüğünde düzenlenen Savunma Sanayi
Meclisi Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin ve Türk milletinin
emniyetini ve bağımsızlığını sürdürmenin herkesin sorumluluğu ve görevi
olduğunu söyledi.
Türk savunma sanayisinin önemiyle ilgili değerlendirmelerde bulunan
Akar, şöyle devam etti:
"Şu anda gelecek vadeden bir tablo var. Biz de karınca kararınca
çalışmak suretiyle, elimizden gelen katkıları sağlamak suretiyle çok daha ileri
düzeylere götürüp rahat bir nefes alacağız. Önümüzdeki en önemli
karşılaşacağımız konu, F35'lerin mülkiyeti bize geçtiğinde, buraya geldiğinde
toplam 100'den fazla uçağımız olacak. Onların bakım ve onarımları da 1'inci
Hava Bakım Fabrika Müdürlüğünde gerçekleşecek. Bununla ilgili çalışmalarımız da
sürüyor. Bugüne kadar bütün fabrikalarımızda çok güzel işler yapıldı. Bunlardan
çok daha iyisi yapılacak. Eksiklerimizi gidereceğiz, yanlışlarımızı
düzelteceğiz, istişareye, tartışmaya, öneriye açık olacağız. Zaman kaybetmeden
orta ve uzun vadede stratejilerimizi, planlarımızı ayakları yere basacak
şekilde yapıp geleceğe emin adımlarla ilerlememiz lazım."
- "Mal ve hizmet üretiminde
ihracat düşünülmelidir"
Akar, savunma sanayisinde yüksek teknolojili işler yapılması gerektiğine
dikkati çekti. Savunma sanayisinde mevcut potansiyelin kullanılması gerektiğine
değinen Akar, "Özellikle savunma sanayi, sadece iç piyasaya dönük planları
organize eder şekilde çalışırsa belli bir süre sonra tıkanıklıklara ve
sıkıntılara sebep olacaktır. Savunma sanayisi, yüksek teknolojiye dayanmalıdır.
Mal ve hizmet üretiminde ihracat düşünülmelidir. Yurt dışında müthiş bir
ihtiyaç var. Bu ihtiyacı görüp dostumuz, müttefikimiz, kardeşlerimiz olan
ülkeler var. Bunların da ciddi beklentileri ve talepleri var. Bunları da
dikkate alarak bizim üretim organizasyonumuzu yapmamız gerekir."
ifadelerini kullandı.