27.02.2019 Ankara Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve Adalet Bakanlığı’nın birlikte düzenlediği ‘Ticari Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Sempozyumu’ Ankara’da TOBB İkiz Kuleler Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, 81 İl’deki Odalarda Tahkim ve Arabuluculuk Merkezleri açmaya başladıklarına vurgu yaparak, “Hiçbir ön yargım olmadan, şunu ifade etmek isterim ki, öncelikle ticari uyuşmazlıklarda arabulucuların hukukçu olma şartı kaldırılmalıdır. İki tarafı tacir olan bir uyuşmazlıklarda tacir ve sanayicilerimiz ve iktisat-finans gibi alanlarda uzmanlaşmış profesyonellerimiz de arabulucu olabilmelidir. Böylece oda ve borsalarımız ticari arabuluculuk konusunda kurumsal olarak daha aktif bir rol üstlenebilecektir” dedi.
Hisarcıklıoğlu, yeni arabuluculuk
sistemi başarılı bir şekilde hayata geçirildikten sonra, burada çözülemeyen
uyuşmazlıkların ilk derece mahkemelere yönlendirilmesi yerine tahkime
götürülmesi şeklinde bir mekanizmanın da tasarlanabileceğini söyledi.
TOBB Başkanı, işçi-işveren
anlaşmazlıklarında uygulanan zorunlu arabuluculuk sayesinde tarafların yüzde 70
anlaştığını bildirdi. Adalet Bakanlığının çalışma ve destekleriyle tahkim ve
arabuluculuk gibi yargıdaki iş yükünü azaltacak yöntemlerin Türkiye'de de
devreye girmeye başladığını dile getiren Hisarcıklıoğlu, iş dünyasının da uzun
yıllardır beklediği bu adımların adaletin zamanında ve doğru tecelli etmesini
sağlayacak yöntemler olduğunu dile getirdi.
Hisarcıklıoğlu, ticari uyuşmazlıklarda
zorunlu hale getirilen arabuluculuk sisteminin ülke genelinde ve iş dünyasında
yaygınlaşması için gayret sarf ettiklerini vurgularken, arabuluculuk sayesinde
tarafların zaman kaybından ve maddi anlamda yıpratıcı süreçlerden kurtulduğunu anlattı.
Hisarcıklıoğlu, "Arabuluculuk bir kazan-kazan yöntemidir, toplumsal barışa
da katkı sağlar. Duruşmalarda ticari sırlar ortaya çıkabilir ama arabuluculuk
sisteminde bilgiler gizli kalır." diye konuştu.
- İşverenlere bu yönetimi kullanın çağrısı
Hisarcıklıoğlu, bütün işverenlere bu
yöntemleri kullanmaları tavsiyesinde bulunduklarını belirterek, iki tarafı da
tacir olan bir uyuşmazlığın TOBB çatısı altında oda ve borsalarla birlikte
kurulabilecek sistemle çözülebileceğini ifade etti.
Sistemin daha sağlıklı işleyebilmesi
için önerilerde bulunan Hisarcıklıoğlu, şöyle konuştu:
"Bu yöntemin daha da etkin
kullanılmasını sağlamak için ticari uyuşmazlıklarda arabulucuların hukukçu olma
şartı kaldırılmalıdır. İki tarafı tacir olan uyuşmazlıklarda tacir ve
sanayicilerimiz ile iktisat, finans gibi alanlarda uzmanlaşmış
profesyonellerimiz de arabulucu olabilmeli. Böylece oda ve borsalarımız ticari
arabuluculuk konusunda kurumsal olarak daha aktif bir rol üstlenebilir. Ahilik
geleneğimizde de uyuşmazlıkların ahiler tarafından çözülmesi vardır."
- "Adalet güçlüyse ekonomi de güçlü olur"
İstanbul Tahkim Merkezinin
kurulmasıyla kentin tüm coğrafyanın tahkim merkezi haline gelebileceğine işaret
eden Hisarcıklıoğlu, yakın zamanda TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi
bünyesinde bir "Arabuluculuk Merkezi"ni iş dünyasının hizmetine
sunacaklarını, kendilerine rol verilmesi halinde ticari uyuşmazlıklarda
alternatif uyuşmazlık yöntemlerinin geliştirilmesi için daha kapsamlı
altyapılar kurmaya hazır olduklarını bildirdi.
Hisarcıklıoğlu, hukuk sisteminin
sağlıklı hale getirilmesinin ekonomi için de önemli olduğunu belirterek,
şunları kaydetti: "Adalet ve güven duygusu güçlüyse o ülkenin ekonomisi de
güçlü olur. Türk özel sektörü olarak, yargı sistemini güçlendirecek,
kapasitesini ve etkinliğini artıracak her düzenlemeyi destekledik ve
destekliyoruz."
-Adalet Bakanı Abdulhamit Gül
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül de konuşmasında, "Arabuluculuk, daha
az masraf demektir. Arabuluculuk, barışçıl çözüm demektir. Arabuluculuk,
adaleti en kısa sürede tesis etmektir. Toplumun sorun çözme kapasitesini
geliştiren bu tür alternatif yöntemler, giderek artan bir ilgi görmektedir"
ifadesini kullandı.
Arabuluculuğun, uyuşmazlığı derinleştirmeden çözmenin bir yolu olduğunu
belirten Gül, işçi ve işveren arasındaki uyuşmazlıklarda getirilen arabuluculuk
uygulamasının, 1 Ocak itibarıyla ticari uyuşmazlıklarda da geçerli olduğunu
anımsattı.
Bir tarafın kazandığı, diğer tarafın kaybettiği klasik dava yolunun
aksine, arabuluculuğun her iki tarafın da kazandığı bir sistem olduğunu
vurgulayan Gül, "Arabuluculuk, daha az masraf demektir. Arabuluculuk,
barışçıl çözüm demektir. Arabuluculuk, adaleti en kısa sürede tesis etmektir.
Toplumun sorun çözme kapasitesini geliştiren bu tür alternatif yöntemler,
giderek artan bir ilgi görmektedir." diye konuştu.
Çağdaş hukuk sistemlerinin tamamının, alternatif uyuşmazlık çözüm
yollarının üzerinde dikkatle durduğuna dikkati çeken Gül, şunları kaydetti:
"Burada 'alternatif' sözü sizi yanıltmasın. Adaletin alternatifi
yoktur. Adında alternatif sıfatı yer alsa bile, bütün bu usuller, mevcut
kurumsal mekanizmaları tamamlayan yöntemlerdir. İhtilafların çözümünde
mahkemeler olmazsa olmazdır. Bir ihtilaf çıktığında yine son sözü söyleyecek
olan mahkemelerdir. Klasik dava ve hak arama yolları gereklidir ama asla
yeterli değildir. Sosyal ve ekonomik gelişmelere bağlı olarak ihtilafların
çeşitlendiği, sayısal olarak arttığı bir çağda, çözümü de çeşitlendirmek,
adalete giden yolları artırıp genişletmek büyük önemdedir. Üstelik, bir
ihtilafın mahkemeye taşınmadan, hızlı ve adil çözümündeki sosyal yarar,
mahkemelerimizin iş yükünü hafifletmekten çok daha büyük, çok daha
değerlidir."
- "Tercihimizi
kolaylaştırmaktan yana koyuyoruz"
Bir kahvenin kırk yıl hatırını gözeten kültüre sahip olarak,
ihtilafları dostane bir zeminde hal yoluna koymayı önemsediklerini ifade eden
Gül, "Bu yaklaşım, pratik düşünen, hızlı ve çözüm odaklı hareket eden iş
dünyası için daha da anlamlıdır. Ekonominin belirsizliğe tahammülü yoktur.
İhtilafları derinleştirme, çözümsüz biçimde sürdürme lüksü de yoktur. Hukuki
belirsizlik, ekonomik belirsizliği doğurur. Bir ülkede hukuk ne kadar güçlüyse
ekonomi o kadar güçlüdür. Hukuk ve ekonomi birbirini tamamlayan ve birbirine
destek olan çok değerli unsurlardır. Hukukun güvence fonksiyonu işte bu noktada
anlam kazanır." dedi.