28.09.2019 Mersin Mersin Ticaret ve Sanayi Odası tarafından düzenlenen Türkiye Tarım Politikaları ve Geleceği Konferansı, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun katılımıyla gerçekleştirildi.
TOBB
Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu konferansta yaptığı konuşmada, Akdeniz’in incisi,
dünya güzeli şehri Mersin’de, olmaktan duyduğu mutluluğu ifade ederek, “Çünkü Mersin’de dinamizm var, hareket var, bereket var. Akdeniz’in
güzelliği, Torosların yüceliği, toprakların bereketi, hep burada bir araya
gelmiş. Mersin; tarım, turizm, sanayi, lojistik ve eğitim kenti. Mersin, dış
ticaret fazlası vermeyi başarmış bir şehir. Mersin limanı Türkiye’nin 2. en
büyük limanı. Mersin, aynı zamanda çok önemli bir tarım merkezi. Türkiye’nin en
bereketli coğrafyası burası” dedi.
Mersin’de her şeyin yetiştiğini
anlatan Hisarcıklıoğlu, “Narenciyenin başkentisiniz. Meyve üretiminde
birincisiniz. Sebze üretiminde üçüncü sıradasınız. Muz, mandalina, limon,
portakal, çilek ve diğer pek çok üründe de lidersiniz. İşte bu yüzden Mersin,
Türkiye’de tarımın hem merkezi hem de yıldızıdır. Çünkü Mersin, tarımsal
üretimi, tarımdan nasıl para kazanılacağını Türkiye’ye öğreten şehirdir”
şeklinde konuştu.
-“Dünyayı doyuran kimse, dünyanın lider ülkesi de olur”
Tarımın asla ihmal edilmemesi gereken bir alan olduğunu vurgulayan
Hisarcıklıoğlu şöyle devam etti: “Peki niye? Birincisi dünya nüfusu her yıl
artıyor. Her yıl bir Türkiye kadar nüfus dünyaya dahil oluyor. İkincisi dünyada
orta sınıf devamlı büyüyor. Orta sınıf, daha çok tüketiyor, daha çok harcıyor.
Her yıl orta sınıfa 2 Türkiye ekleniyor. Üçüncüsü yanı başımızda, çevre
coğrafyamızda 2 milyar kişi yaşıyor. 500 milyar dolar gıda, tarım ve
hayvancılık ürünü ithal ediyor. Sonuçta, elimizde müthiş bir imkan var. Tüm bu
coğrafyayı biz doyurabiliriz. Böylece hem para, hem de stratejik güç kazanırız”.
“Dünyayı doyuran kimse, dünyanın lider ülkesi de olur” diyen Hisarcıklıoğlu, tarımı
olmayan ülkeleri balkonsuz eve benzeterek, bu nedenlerle tarımı ihmal edemeyeceklerini
söyledi.
Dünyada yaşanan teknolojik devrimin tarıma da ulaştığına dikkat çeken
Hisarcıklıoğlu, “Bitkisel proteinlerden, bildiğimiz eti ikame edebilecek
ürünler geliştiriyorlar. Hem tavuk, hem koyun, hem dana. Ne isterseniz onun
yerine geçecek ürünler var. Bunlardan biri, Beyond Meat diye yeni bir şirket,
ABD’de kurulmuş henüz 10 yıllık bir start-up. Geçenlerde halka arz edildi. Öyle
talep gördü ki, şu an değeri 9 milyar dolara ulaştı. Bizde bırakın tarım veya
gıda şirketini, en büyük şirketimizin piyasa değeri nedir, bilen var mı? O da 9
milyar dolar. Bu sadece bu alanda ortaya çıkan yeni şirketlerden biri. Sadece
ABD’mi, bakın Hindistan geçen aylarda, temiz et teknolojisi geliştirecek bir
araştırma enstitüsü kurdu. Laboratuvarda, bitki bazlı değil, hayvansal
hücrelerden temiz et üretimini amaçlıyorlar. İşte yapısal bir soruna, yapısal
çözüm böyle geliyor. Peki, Hindistan, neden temiz et işine yöneliyor? Çünkü,
tüketim ve beslenme alışkanlıkları süratle değişen ve büyüyen, 1,3 milyar
Hintli var. Et ve süt fiyatlarının Hintliler için erişilebilir olması ve artan
tüketimin karşılanması gerekiyor. Bu yeni teknolojiler sayesinde, et
tüketiminde toprak ihtiyacı yüzde 90, su ihtiyacı yüzde 70 azalıyor. Teknolojiyle,
etin yerini alacak et benzerleri üretince, et için beslenen hayvan sayısının
artırmasına gerek kalmıyor” dedi.
Hisarcıklıoğlu, insanoğlunun önce beslenmek için avlanmayı bıraktığını, şimdi gelecekte,
belki hayvan kesmeye gerek kalmayacağını söyledi.
Türkiye’nin tarım ve hayvancılığının
asıl sınavının bu olduğuna değinen Hisarcıklıoğlu, “Geleneksel sektörlerimizi
nasıl dönüştüreceğimiz, önümüzdeki 10 yılın temel tarım ve sanayi politikası
problemidir. Bir an önce buna odaklanmamız lazım. Peki şu an ne durumdayız? Ülkemiz
tarımsal hasılada Avrupa’da 1., dünyada 7. sırada. 384 milyar dolarlık bitkisel
ve hayvansal üretimimiz var. Tarım ve hayvancılık sektörümüz, 18 milyar dolarlık
ihracat, 13 milyar dolar ithalat yapıyor. Yani dış ticaret fazlası verdiğimiz
ender sektörlerden biri. Ayrıca, hammadde ithal edip işleyerek, katma değeri
ülkemizde kalacak şekilde, ihracat yapabiliyoruz. Mesela buğdayda, 2002-2018
yılları arasında, 15 milyar dolar değerinde, 54 milyon ton ithalat yaptık. Ama
buna karşılık, 27 milyar dolar değerinde 68 milyon ton mamul ihracatı
gerçekleştirdik. Küçükbaş hayvan varlığında Avrupa'da birinci sıradayız. Büyükbaş
hayvan varlığında ise Fransa'dan sonra ikinciyiz. Bunlar iyi olduğumuz alanlar”
dedi.
-Tarım ve Orman Şurası öncesi sorunları Bakanımıza ilettik
Tarım ve hayvancılıkta potansiyelin
oldukça gerisinde kaldıklarının farkında olduklarını belirten Hisarcıklıoğlu, “Evvelsi
akşam Ankara’da Tarım, Orman Bakanımız Sayın Bekir Pakdemirli’yle bir araya
geldik. 3. Tarım ve Orman Şurası öncesi sizlerden gelen sorunları ilettik ve
önerilerimizi paylaştık. Bunlardan ilki, ürettiğini satma modelinden,
satacağını üretme modeline geçmemiz gerektiğiydi. İkincisi, tarımda ve
hayvancılıkta girdi maliyetlerimizi düşürmek için mutlaka birlikte üretim
modeline geçmeliyiz. Sözleşmeli üretim modeli yaygınlaştırmalı. Atıl durumda
bulunan hazine ve şahıs arazileri, arazi bankacılığıyla kiralanarak üretime
kazandırılmalı. Ölçek ekonomisine geçilmeli. Artık bu devirde ayakta kalmak
istiyorsan, çok üreteceksin, çok alacaksın, çok satacaksın. Bunu başarmanın bir
yolu da kooperatifçilik. Bu alanda zaten güze örnekler de var. Üçüncü olarak,
ürünün ekimden nakde dönüşeceği sürece uygun şekilde, üreticiler için yeni
finansman modeli lazım. Tarımsal destekler, ekim zamanından önce belirlenip,
vaktinde ödenmeli. Dördüncü olarak, sektördeki işgücü ihtiyacını karşılamak
için, yeni bir sosyal güvenlik sistemine ihtiyaç var. Beşincisi, Hayvancılığı
ülkemizin şartlarına ve özelliklerine göre yeniden tasarlamalıyız. Doğu
Anadolu’da “ham materyal üretimi”, Ege ve Akdeniz’de “Süt Hayvancılığı” ve İç
Anadolu’da “Besicilik” amacıyla, Organize Hayvancılık Bölgeleri kurmalıyız”
ifadelerini kullandı.
-Lisanslı depoculuk ve Ürün İhtisas Borsası
Tarım-hayvancılık piyasası için TOBB’un
neler yaptığından da bahseden Hisarcıklıoğlu şunları kaydetti: “Tarım-hayvancılık
piyasasını ticaret borsalarımız düzenliyor. Ürünlerin analizleri,
borsalarımızdaki akredite laboratuvarlarda yapılıyor. Ürünlerin fiyatları;
alıcı ve satıcının katılımıyla borsalarımızdaki elektronik satış salonlarında
belirleniyor. Akredite laboratuvarlarımızla, elektronik satış salonlarımızla,
lisanslı depolarımızla, modern borsacılık hizmeti sunuyoruz. Bugün ticaret
borsalarımız dünyaya örnek hale geldi. 57 İslam ülkesine ve Türk
Cumhuriyetlerine, Ticaret Borsacılığındaki tecrübelerimizi aktarıyoruz.
Son dönemde tarım ve hayvancılık
piyasasını daha da geliştirecek önemli adımlar attık. Lisanslı depoların
çıkmasını sağladık. Üretici, ürettiği ürününü artık lisanslı depoya getiriyor. Önce
laboratuvarda ürünün analizleri yapılıyor, sonra ürün depoya konuyor. Karşılığında
aldığı elektronik ürünü senedini (ELÜS’ü) finansmana erişimde kullanıyor,
teminat olarak veriyor. Lisanslı depoculuğun daha da gelişmesi için, devletten,
yatırım, kira, lojistik ve analiz destekleri temin ettik. Ayrıca ELÜS’lerden
doğan kazancın vergi istisnasının 2023’e kadar uzatılmasını sağladık. Faaliyete
geçen lisanlı depo hacmi 4,2 milyon tonu aştı.
Türk tarımının 50 yıllık rüyasıydı.
Ürün İhtisas Borsası’nın kuruluşunu gerçekleştirdik. Ürün İhtisas Borsasıyla
birlikte artık tarım ve hayvancılık ürünlerinin fiyatları ülkemizde
belirlenecek. Ürün İhtisas Borsası’nın temeli de lisanslı depolarımız. Lisanslı
depodan aldığınız ürün senetlerini, Ürün İhtisas Borsası’nda alıp,
satabileceksiniz. Tıpkı Borsa İstanbul gibi. Bu da emtia borsası”.
Son 25 senede, iç ve dış kaynaklı,
onlarca kriz ve çalkantı yaşadıklarını belirten Hisarcıklıoğlu, “Hepsinin
üstesinden geldik ve yola devam ettik. Birlik ve beraberlik içinde hareket
ederek, yine pek çok engeli aşarız. Şunu özellikle hep akılda tutalım. Kavga
ile sıkıntı çözülmez. Ortak akılla diyalogla çözülür. Bir ve beraber olunca,
Allah rahmeti ve bereketi de verir. Yeter ki birbirimizi ötekileştirmeyelim.
Farklılıklarımızı zenginliğe dönüştürmemiz lazım. Hep birlikte el ele
verdiğimizde, kimse bileğimizi bükemez. Devletten tek isteğimiz, rakiplerle
eşit şartlar olsun. Gerisini biz hallederiz” dedi.