13.10.2019 Ankara Barış Pınarı Harekatı'nın uluslararası kurallara uygun ve meşru bir operasyon olduğunu dünyaya anlatmak üzere Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu'nun imzasıyla hazırlanan mektup, 190 ülkedeki muadil iş kurumlarına, 5 kıtadaki en büyük 7 iş örgütüne; Avrupa’da Eurochambers, Asya’da Asya-Pasifik Ticaret ve Sanayi Odaları Konfederasyonu, İslam Ticaret Sanayi Odası, Arap Odalar Birliği, Afrika’da Afrika Odalar Birliği, Amerika’da US Chambers ve Latin Amerikan Odalar Birliğine gönderilmeye başlandı.
Mektupta, harekatın amacının hem ülke sınırlarının güvenliğini sağlamak
hem de bölge ülkeleri için tehdit oluşturan terör koridorunu ortadan kaldırmak
olduğu, Türkiye’nin evrensel hukuk ve uluslararası kurallardan doğan hakkını
kullandığı belirtildi.
Bölgenin terör örgütlerinden temizlenerek, Suriye halkının
teröristlerin baskı ve zulmünden kurtarılacağı ifade edilen mektupta, böylece
bölgede huzur, güven ve barış ortamının yeniden tesis edileceği vurgulandı.
Türkiye'nin terör örgütlerine karşı mücadele etme kararlılığının tam
olduğu belirtilerek, uluslararası alanda bu çerçevede ortaya konulan çabalara
başından itibaren tam destek verildiğinin altı çizildi.
Daha önce Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatları ile DEAŞ ve PYD/YPG
terörü ile başarılı bir şekilde mücadele edildiği ifade edilerek, Türkiye
sınırlarına yönelik Suriye kaynaklı terör tehdidinin sona ermediği, özellikle
Fırat’ın doğusunda sınırın ötesinde konuşlu PYD/YPG terör örgütü unsurlarınca
taciz ve hasmane eylemlerin sürdüğü kaydedildi.
Bölgedeki PYD/YPG'nin terör faaliyetleri ile söz konusu örgütün DEAŞ’lı
militanlarla karşılıklı menfaat ilişkilerine de yer verilerek bölgedeki
oluşumlar ayrıntılı anlatıldı.
- Türkiye meşru müdafaa hakkını
kullanıyor
Mektupta ayrıca, Türkiye’nin evrensel hukuk ve uluslararası kurallardan
doğan hakkını kullandığı, harekatın, Birleşmiş Milletler Güvelik Konseyi
terörle mücadele kararları ile BM Sözleşmesi’nde yer alan meşru müdafaa hakkı
çerçevesinde başlatıldığına yer verildi.
Harekatın Suriye’nin toprak bütünlüğü ve birliğine saygı temelinde
yürütüldüğüne dikkat çekilen mektupta, "Daha önceki harekatlarda olduğu
gibi, bu harekatın planlama ve icrasında da sadece bahse konu terör unsurları
ile bu unsurlara ait barınak, sığınak, mevzi, silah, araç ve gereç hedef
alınmakta olup sivil halkın zarar görmemesi için gereken her türlü tedbir
alınmaktadır. Müttefiklerimize ait üs ve gözlem noktaları hedef değildir.
Askeri ayrıştırma kanalları açık ve işler haldedir" ifadeleri kullanıldı.
Türkiye’nin terörle mücadeleye dönük çabalarının Suriye’nin toprak
bütünlüğü ve birliğinin korunmasına da katkıda bulunacağının altı çizilerek
şunlar kaydedildi:
"Suriye'de DEAŞ'a karşı sahada göğüs göğüse mücadele veren tek
ülke olan Türkiye için DEAŞ tutuklularının durumu büyük önem arz etmektedir.
Tüm yabancı terörist savaşçıların menşe ülkelerince geri alınmasının
sürdürülebilir tek çözüm olduğuna inanmaktayız. Yabancı terörist savaşçılar
sorunu ancak uluslararası toplumun ortak çabalarıyla çözülebilir."