30.05.2023 ANKARA Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin seçim sürecini sükunetle tamamladığını belirterek, "Artık seçimleri geride bırakma, dengeleri yerine oturtma, daha huzurlu, daha mutlu ve daha müreffeh bir Türkiye için hep birlikte çok çalışma zamanıdır." dedi.
Hisarcıklıoğlu, Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğan ve Ticaret Bakanı Mehmet Muş'un katılımıyla TOBB 79.
Genel Kurulu kapsamında Birlik merkezinde düzenlenen Hizmet Şeref Belgesi
Takdim Töreni'nde konuştu.
Yılın başlarında çok büyük bir afet
yaşandığını anımsatan Hisarcıklıoğlu, 6 Şubat'ta meydana gelen depremlerde
vefat eden vatandaşlara Allah'tan rahmet diledi.
Hisarcıklıoğlu, bugün camiaya en uzun
süre hizmet etmiş çalışanlara hizmet şeref belgelerini takdim etmek üzere bir
araya geldiklerini söyledi.
Türkiye'nin seçim sürecini sükunetle ve
suhuletle tamamladığını dile getiren Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti: "Sayın
Cumhurbaşkanım milletimizin teveccühüyle bir seçimden daha başarıyla çıktınız.
Seçildikten sonra ilk olarak TOBB'a yaptığınız bu ziyareti, iş dünyasına
verdiğiniz önemi göstermesi açısından çok değerli görüyor ve camiamız adına
size teşekkür ediyoruz. Önceki 21 yılda olduğu gibi aynı azimle ve inançla
çalışmayı sürdüreceğinizi biliyoruz. Reformcu ve icracı vizyonunuzla ülkemize
yeni başarılar yaşatacağınıza inanıyoruz. Sizi bir kez daha yürekten tebrik
ediyoruz. Seçimlerde milli irade tecelli etti. Milletimiz, ferasetiyle
tercihini yaptı. Cumhurbaşkanı'mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı, ülkemizi,
Cumhuriyet'imizin yeni yüzyılına taşımak üzere görevlendirdi. Artık seçimleri
geride bırakma, dengeleri yerine oturtma, daha huzurlu, daha mutlu ve daha
müreffeh bir Türkiye için hep birlikte çok çalışma zamanıdır."
Hisarcıklıoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın
iş hayatından geldiğine, üretim ve ticaretin zorluklarına vakıf olduğuna vurgu
yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın reel sektörden gelmiş biri olarak hep özel
sektörün yanında yer aldığını ifade eden Hisarcıklıoğlu, Erdoğan'ın saatler
süren toplantılarda sektörün sorunlarını dinlediğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde iş
ve yatırım ortamını kolaylaştıran, iş insanlarının üzerindeki yükleri azaltan
pek çok düzenlemenin hayata geçirildiğini belirten Hisarcıklıoğlu, "Tarihi
bir başarı elde ettiğimiz yerli ve milli otomobil hayalimiz, yine sizin
vizyonunuz ve himayenizde gerçeğe dönüştü." dedi.
Ülkenin daha güçlü, daha zengin, daha
müreffeh olması için üreteceklerini ifade eden Hisarcıklıoğlu, devletin
kendilerine vereceği her görevde Türk özel sektörü adına çalışmaya devam
edeceklerini dile getirdi.
-
"TOBB Ekonomi Şurası'nın düzenlemesini takdirlerinize arz
ederiz"
Hisarcıklıoğlu, ülkeyi daha ileriye
taşımaya hazır olduklarını belirterek şunları kaydetti: "Bunu mümkün
kılmak için başta finansmana erişim olmak üzere karşımıza çıkan zorlukları
sizinle paylaşmak istiyoruz. Sizin çözüm odaklı yaklaşımınızın iş dünyamıza büyük
moral vereceğine inanıyoruz. Bunun için de yine sizin liderliğinizde ve uygun
göreceğiniz bir tarihte, yaşadığımız sıkıntıları
aktarabileceğimiz TOBB Ekonomi Şurası'nın düzenlemesini
takdirlerinize arz ederiz. Bizler, oda ve borsa başkanlarım, sadece günü
kurtarmak, mevcutla yetinmek gibi bir anlayışta asla olmadık. Hep daha fazla
üretim, yatırım, istihdam ve ihracat için çalıştık, çalışmaya devam ediyoruz.
Her alanda yeni ve çok daha büyük hedeflere ulaşmak için gayret gösteriyoruz.
Sorunlar ve tespitlerle birlikte çözüm önerilerini hazırlıyor, sizinle ve
bakanlarımızla istişare ediyoruz."
Hisarcıklıoğlu, Türkiye'yi yurt dışında
en üst düzeyde temsil eden özel sektörün dış temaslarının kolaylaştırılması
gerektiğini söyledi.
"Oda-borsa camiamızın da yeşil
pasaportu fazlasıyla hak ettiklerini düşünüyoruz." diyen Hisarcıklıoğlu,
bu konuda müjde geleceğine inandıklarını ifade etti.
Hisarcıklıoğlu, camia mensuplarının
türlü sıkıntılara rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın verdiği destekle daha çok iş
ve aş sağladığını belirtti.
-Cumhurbaşkanı
Erdoğan
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Milli iradeye
güvenen, ülkemiz için hayal kuran, kendini bu topraklara ait hisseden her bir
vatandaşım, bu seçimin tartışmasız kazananıdır." dedi.
TOBB'un 79'uncu Genel Kurulu münasebetiyle üyelerle bir
arada olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Erdoğan, Genel Kurulun, TOBB,
iş dünyası ve ülke için hayırlı olmasını diledi.
Erdoğan, kuruluşundan bugüne TOBB çatısı altında emek veren,
ebediyete irtihal edenleri de rahmetle yad etti.
Birliğin tüm mensuplarını, Türkiye'nin kalkınmasına,
büyümesine, güçlenmesine yaptıkları katkılar dolayısıyla tebrik eden Erdoğan,
TOBB'da delege olarak 10-20-30 yıl ve üzerinde süresini tamamlayanları da
kutladı.
81 vilayette faaliyet gösteren 365 oda ve borsanın tamamını,
1,8 milyona yaklaşan üyenin hepsini birer "Alperen" olarak
gördüklerini belirten Erdoğan, "Sizlerin şahsında, büyük ve güçlü Türkiye
idealine sahip çıkan TOBB üyelerine, ülkem ve milletim adına teşekkür
ediyorum." diye konuştu.
"Türkiye'ye hizmet mücadelemizde bugüne kadar hep
sizlerle yol yürüdük. Ne yaptıysak beraber yaptık, sırt sırta vererek beraberce
başardık." diyen Erdoğan, demokrasiye yönelik tehditlere de beraber göğüs
gerdiklerini dile getirdi.
-
"Ben sizlerin desteğine güveniyorum"
Ekonomiyi çökertmeyi amaçlayan saldırıları TOBB üyeleriyle
beraber püskürttüklerini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Türkiye'yi, tarihinin en büyük yatırım hamleleriyle
beraber tanıştırdık. Türk ekonomisini her yıl ortalama yüzde 5,5 oranında
beraber büyüttük. Milli gelirimizi 236 milyar dolardan 1 trilyon dolar sınırına
beraber getirdik. Kişi başı geliri 3 bin 600 dolardan alıp 10 bin 650 dolara
beraber yükselttik. İş gücü sayısındaki artışa rağmen istihdamı 32 milyona yine
beraber ulaştırdık. İhracatımızı 36 milyar dolardan 255 milyar dolara, turist
sayımızı 12,8 milyondan 51,5 milyonun üzerine beraber çıkardık. Milletimizin 60
yıllık hayali olan Türkiye'nin otomobili 'TOGG Projesi'ni, sizlerin de
sahiplenmesiyle beraber gerçeğe dönüştürdük.
Son 21 yıla damga vuran bu eşsiz başarı hikayesini,
kamu-özel sektör dayanışması içinde hareket ederek beraberce yazdık. İnşallah
bundan sonra da aynı çizgide yolumuza devam edeceğiz. Farklı hesaplarla hareket
edenleri asla aramıza sokmayacağız. Ülkemizin karşılaştığı sorunlara, ortak
akılla beraber çözüm arayacağız. İş dünyasıyla, sivil toplumuyla, siyaset
kurumuyla el birliği, gönül birliği içinde inşallah Türkiye Yüzyılı'nı hep
beraber inşa edeceğiz. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği üyelerimizin, bugüne
kadar olduğu gibi bundan sonra da hedeflerimize ulaşmamız noktasında üzerlerine
düşen görevleri en güzel şekilde yerine getireceklerine inanıyorum. Ben
sizlerin desteğine güveniyorum."
Tarihin en önemli seçim süreçlerinden birini, önceki gün
itibarıyla başarıyla tamamladıklarını ifade eden Erdoğan, 14 Mayıs'ta
seçimlerin Meclis boyutunun neticelendiğini, 28 Mayıs'ta da cumhurbaşkanı
aşamasının sonuçlandığını kaydetti.
Erdoğan, her iki seçimi de demokrasiye yakışır bir
ongunlukla gerçekleştirdiklerini vurgulayarak, "Hiçbir müessif hadisenin
yaşanmasına izin vermeden, rekor bir katılımla vatandaşlık görevimizi ifa
ettik. Adeta yüzde 90'lara dayanan bir katılım. Buradan bir kez daha seçim sonuçlarının,
ülkemize, milletimize, iş dünyamıza hayırlar getirmesini Rabb'imden niyaz
ediyorum. Tercihini demokratik yollarla sandığa yansıtan her bir vatandaşıma en
kalbi şükranlarımı sunuyorum. Bilhassa yurt dışında yaşayan kardeşlerimi,
hepimizi gururlandıran yüksek katılım oranları dolayısıyla ayrıca tebrik
ediyorum." diye konuştu.
28 Mayıs gecesini Türkiye'yle birlikte Afrika'dan Asya'ya,
Rumeli'den Filistin'e, Türk Cumhuriyetlerine kadar her yerde adeta bayram
gecesine çevirenlere teşekkür eden Erdoğan, şöyle devam etti:
"Elbette seçim sürecini tüm yönleriyle enine boyuna
değerlendireceğiz. Aynı şekilde sokaklardaki o eşi benzeri görülmemiş coşkunun
arkasında yatan sebepleri de çok iyi analiz edeceğiz. Gerek anlamı gerekse
sonuçları itibarıyla ülke olarak bir 'kader seçimi' yaşadığımızın farkındayız.
Milletimiz, tıpkı 15 Temmuz gecesi olduğu gibi istiklal ve istikbaline yönelik
hayasız akınları görmüş, iradesine sahip çıkarak bunları durdurmuştur. Türk ile
Kürt'ün, Alevi ile Sünni'nin arasına serpilmek istenen fitne tohumlarını, aziz
şehitlerimizin kanlarıyla yoğrulmuş bu mübarek topraklar reddetmiştir. Anadolu
irfanı bir kez daha siyaset mühendisliklerine galip gelmiştir. Terör örgütleri
eliyle siyaseti yönlendirme çabaları hedefine ulaşmamıştır."
-
"Kendini bu topraklara ait hisseden her bir vatandaşım seçimin
kazananıdır"
"Seçim maratonunun kazananı, Türk demokrasisi ve Türk
milleti olmuştur." diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Milli iradeye güvenen, ülkemiz için hayal kuran,
kendini bu topraklara ait hisseden her bir vatandaşım, bu seçimin tartışmasız
kazananıdır. Kampanya sürecinde yapılan tüm kışkırtmalara rağmen, sandığa gölge
düşürmeyen her bir insanımız bu seçimin kazananıdır. Yabancı dergi kapakları
üzerinden yürütülen propagandalara aldırmadan, hiçbir baskı altında kalmadan
iradesini sandığa yansıtan her bir kardeşim, bu seçimin kazananıdır. Kendi öz
yurdunda yıllardır parya muamelesi gördüğü halde hukuk ve meşruiyetten ayrılmayan
sessiz çoğunluk, bu seçimin kazananıdır. Sırf farklı tercihlerde bulunduğu için
iğrenç hakaretlere uğrayan yüreği yaralı depremzedelerimiz, bu seçimin en büyük
kazananıdır.
Terör örgütü mensuplarının tehditlerine boyun eğmeyerek
sandıklara koşan yurt dışındaki tüm gurbetçilerimiz, bu seçimin kazananıdır.
Dünyanın dört bir yanında 'Türkiye' denilince gözleri parlayan, gözlerinden
damlalar akan, ülkemiz için dua eden, bizimle sevinip bizimle üzülen tüm mazlum
ve mağdurlar, bu seçiminin kazananıdır. Allah'a hamdolsun milli irade bir kez
daha en güzel, en hayırlı şekilde tecelli etmiştir. Türkiye Yüzyılı teklifimiz,
hem 14 Mayıs'ta hem de 28 Mayıs'ta milletimiz tarafından büyük bir teveccühle
kabul görmüştür."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, halkın, önce
Meclis'te çoğunluğu 323 milletvekiliyle Cumhur İttifakı'na, ardından
Cumhurbaşkanlığını yüzde 52,18 oy oranıyla şahsına vererek, 5 sene daha
"İstikrar sürsün, Türkiye büyüsün" dediğini söyledi.
Milletin, ilkeler ve değerler yerine,
bakanlık ve milletvekilliği pazarlığı üzerine kurulu kumar masasına tekmeyi
vurarak devirdiğini vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Hatta
'hesap uzmanıyım' diye övünenler, Dimyat'a pirince giderken evlerindeki
yaklaşık 40 milletvekilinden de olmuştur. İktidar hırsıyla yapılan yanlış
hesaplar, bu sefer çok enteresan, Bağdat'tan değil ama sandıktan dönmüştür.
Bakınız; ben hesap uzmanı değilim, ekonomistim. Burada, bu hesabı sizlerle de
paylaşayım. CHP'nin vekil sayısı 2018'de 146 idi. 2023'te vekil sayısı 169'a
çıktı. Fakat buradan tabii kiralık vekiller verdiler. Onlar da 40 tane. 40 tane
kiralık vekil gidince bu defa net olarak nereye düştü CHP'nin vekil sayısı?
129'a düştü. Şimdi hesap uzmanı bu işi böyle yapar mı? 17 vekil burada düşmüş
oldu. Bundan sonrasını herhalde, oraya gönül vermiş olan tüm CHP'li arkadaşlar
da düşünecektir. Eski Türkiye ittifakı, sandıkta milletten ikinci kez kırmızı
kart yemiştir."
Türkiye'nin, 16 Nisan 2017
referandumuyla zaten terk ettiği eski sisteme dönüş önerilerini, bir kez daha
elinin tersiyle itmesinin, son derece manidar olduğuna dikkati çeken Erdoğan,
şöyle devam etti: "Bu kirli ittifaklar, bu kirli bir araya gelişler, 6
tane cumhurbaşkanı yardımcılığı, bu tür yanlış bir araya gelişler ne
demokrasiye sığar, ne bu milletin ruh köküne, kültürel değerlerine yakışır.
Bunun dersini milletim sandıkta verdi. Ne dediler? Önce 'güçlendirilmiş
parlamenter sistem' dediler. Tuttu mu? Tutmadı. Önce öyle başladılar ama
kampanya sonuna doğru artık bunu kullanmaktan vazgeçtiler. Bu noktada,
özellikle dünyada gelişmiş ülkelerin ve dolayısıyla bizim de ortaya koyduğumuz
sistem kabul gördü. Siyaset kurumunun sandıktan çıkan bu iradeyi doğru bir
şekilde okuması gerektiğine inanıyorum. Milletin zaten kararını verdiği
konularda yeni dayatmalarda bulunmaktan artık vazgeçilmelidir. Akıntıya kürek
çekmenin, tarihi geriye sardırmanın hiçbir faydası yoktur. Eski sistem
tartışmalarını tamamen rafa kaldırmalı, bugünden itibaren sivil siyasetin en
büyük kazanımı olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni tekemmül ettirmeye
odaklanmalıyız."
Mevlana'nın, "Her gün bir yerden
göçmek ne iyi? Her gün bir yere konmak ne güzel. Bulanmadan, donmadan akmak ne
hoş. Dünle beraber gitti cancağızım ne kadar söz varsa düne ait. Şimdi yeni
şeyler söylemek lazım" sözlerini anımsatan Erdoğan, siyaset müessesesinin
asli görevinin yeni şeyler söylemek olduğunu dile getirdi.
-
"Muhalefet noksanlığı var"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, vazifelerinin
düne saplanıp kalmak yerine yeni şeyler söylemek ve ülkenin önüne yeni hedefler
koymak olduğunu ifade etti.
Bu seçimde kimin ne yaptığını, ne
söylediğini, nerede, nasıl bir pozisyon aldığını hafızalarına kaydedeceklerini
belirten Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: "Ama bunu yaparken,
geçmişin geleceği gölgelemesine de kesinlikle göz yummayacağız. Muhalefet
partilerinden, bizim de milletimizin de beklentisi bu yöndedir. Muhalefet ve
destekçilerinin halkımızı aşağılayan, kutuplaştırıcı, gerilimi körükleyen, eski
provokatif söylemlerini bir an önce terk etmesi gerekiyor. Sandıkta tecelli
eden iradeyle kavga edilmeyeceği gerçeğini ülkemizdeki tüm muhalefet
partilerinin artık anladıklarını ümit ediyorum. Çünkü, Türkiye'nin önemli bir
noksanı da gerçekten demokrasideki o muhalefeti göremeyişidir. Muhalefet
noksanlığı var. Bunu, Türkiye giderdiği anda inanıyorum ki demokrasi mücadelesi
ülkemizde çok daha güçlü bir şekilde devam edecektir. Samimi bir öz eleştiri
yaptıktan sonra muhalefetin de sandıktan yükselen bu çağrıya kulak vereceğini
düşünüyorum. Biz her iki seçimde oluşan tabloyu büyük ve güçlü Türkiye
idealimiz adına çok kıymetli buluyoruz. İnşallah önümüzdeki dönemde, devlet
organları arasındaki işbirliği ruhunu güçlendirerek ülkemize hizmet etmeyi
sürdüreceğiz. Bunu da iş dünyamızın siz değerli temsilcileriyle birlikte
yapacağız."
Seçim belirsizliğinin ortadan
kalkmasıyla gündemlerindeki esas konulara yoğunlaşabileceklerini aktaran Erdoğan,
milletten bir kez daha güvenoyu almış, güven tazelemiş bir yönetim olarak
dünden itibaren çalışmaya başladıklarını sözlerine ekledi.
Asrın
felaketi olarak nitelenen 6 Şubat depremlerinin yaralarının sarılmasının en
öncelikli meseleleri olduğunu belirten Erdoğan, depremzedeleri kampanya
döneminde de ihmal etmediklerini, her bir şehre farklı tarihlerde 3-4 kez
giderek, afetzedelerin yanında olduklarını gösterdiklerini söyledi.
Erdoğan,
şimdiye kadar 910 binden fazla çadırın, 117 binden fazla konteynerin kurulumunu
tamamladıklarını, 180 bine yakın afet konutunun inşa sürecinin başladığını
aktararak, deprem bölgesinde 319 bini ilk bir yıl içinde olmak üzere toplam 650
bin konutun inşa edileceğini kaydetti.
Bunu,
İzmir'de depremden hemen sonra gerçekleştirdiklerini, depremzedelerin de samimi
gayretleri takdir ettiğine şahit olduklarını ifade eden Erdoğan, gerek 14
Mayıs'ta gerekse 28 Mayıs'ta kendisine çok güçlü destek veren deprem
şehirlerine teşekkür etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
"Depremzedelerimiz
geride bıraktığımız haftalarda sadece kayıplarının acısıyla mücadele etmedi, aynı
zamanda sırf oy tercihlerinden dolayı insanlık tarihinin en aşağılık
hakaretlerinin de hedefi oldular. Sığındıkları otel ve misafirhanelerden
atılmaktan, yapılan yardımların başa kakılmasına kadar pek çok vicdansızlığa
maruz kaldılar. Buna rağmen, onlar dik durmaya, metanetli davranmaya devam
ettiler. Depremzede kardeşlerimize yönelik bu rezillikleri, bu linç
kampanyalarını unutmayacak, unutturmayacağız. Ne sebeple olursa olsun
afetzedelerimizin gönül yaralarının daha fazla kanatılmasına izin vermeyeceğiz.
Afetin yıktığı tüm şehirlerimizi eskisinden daha görkemli, daha güvenli bir
şekilde en kısa sürede yeniden ayağa kaldırıyoruz, ayağa kaldıracağız."
Depremin
Türk ekonomisine maliyetinin 104 milyar dolar olduğuna dikkati çeken Erdoğan,
Hatay, Kahramanmaraş ve Adıyaman başta olmak üzere depremde en çok yıkıma
uğrayan illerde her şey gibi ticari hayatın da olumsuz etkilendiğine işaret
etti. Erdoğan, faaliyete geçen 13 bine yakın iş yeriyle buralardaki ticareti
yeniden canlandıracaklarını vurguladı.
Enflasyonun
yol açtığı fiyat artışlarından kaynaklanan sıkıntılara değinen Cumhurbaşkanı
Erdoğan, "Toplumumuzun farklı kesimlerinde yaşanan refah kayıplarını
telafi edecek adımları atmakta kararlıyız. Vatandaşımızı enflasyona ezdirmeme
politikamıza sıkı sıkıya bağlıyız. 21 yıllık iktidarlarımız döneminde bundan
taviz vermedik. Türk ekonomisinin yıllarca başını ağrıtan yüksek enflasyon
meselesini tek haneli rakamlara indirerek halkımızı rahatlatan bizdik, yine biz
olacağız." dedi.
Küresel
ekonomideki dalgalanmalar duruldukça, bunun olumlu sonuçlarının görüleceğine
işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Yakın
çevremizdeki krizlerin çözümünde daha fazla inisiyatif alarak, barış ve
istikrarın bölgemizde tekrar hakim olması için çalışacağız. Diplomatik
münasebetlerimizle, bölge ülkeleri ile ekonomik ve ticari işbirliğimizi de
güçlendireceğiz. Dün akşam itibarıyla 110'a yakın, gerek telefon
diplomasisiyle, gerekse mesajlarıyla ülke lideriyle görüşmeler yaptık. Hepsiyle
mutabakatımız şu; 'siyasi, askeri, ekonomik, ticari, kültürel her alanda
birliğimizi bundan sonra çok daha güçlü bir şekilde devam ettireceğimize
inanıyoruz.' Söz bu. Şu anda Kabinemizin oluşmasından sonra, Parlamento'daki
yapı zaten belli oldu, süratle bizler ziyaretlerimize başlayacağız. Aynı
şekilde bize de ziyarete gelecek olan dünya liderleri var. Hedefimiz,
Avrupa'dan Karadeniz'e, Kafkasya ve Orta Doğu'dan Kuzey Afrika'ya kadar
çevremizde bir güvenlik ve barış kuşağı tesis etmektir. Bu amaç doğrultusunda
son yıllarda pek çok önemli adım attık. Dost ve kardeş ülkelerle aramızdaki
pürüzleri giderdik."
Erdoğan,
Türk dünyası ile bağları tahkim ettiklerini, İslam alemi ile ilişkileri
ilerlettiklerini, Yeniden Asya Girişimi ile Asya kıtasına yeni bir pencere
açtıklarını, Afrika halklarıyla "kazan kazan" temelinde sağlam
işbirlikleri kurduklarını anlattı.
- "Türkiye'yi bölgesinin yükselen yıldızı haline
getireceğiz"
Cumhurbaşkanı
Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptıkları son görüşmede, Karadeniz
Tahıl Koridoru'ndan gönderilecek tahılın una çevrilip fakir Afrika ülkelerine
gönderilmesi konusundaki mutabakatı teyit ettiklerini hatırlattı. Erdoğan,
Türkiye'nin Latin Amerika'daki mevcudiyetini perçinlediklerini, Balkanlar'da
tüm taraflarla yakın ilişkiler geliştirdiklerini, Batı ülkeleriyle ortak
çıkarlar ekseninde diyaloğu artırdıklarını söyledi.
Rusya-Ukrayna
krizinin çözümü için ellerini taşın altına koyduklarını ifade eden Erdoğan,
şunları kaydetti: "Tahıl Anlaşması ve bunun yanında çok önemli olan bir
şey de esir takasıyla diplomatik çözümün mümkün olduğunu gösterdik. Hepsinden
önemlisi Türkiye'yi sonu felaketle bitecek bir çatışmanın tarafı haline
gelmekten koruduk. Yani pergelin bir ucunu ülkemize sabitleyip, diğeri ile 360
derece manevra yaparak, herkesle, tüm ülkelerle işbirliğimizi geliştirmeye
gayret ettik. İçinde bulunduğumuz dönemde girişimci dış politikamızı ticaretle,
enerjiyle, turizmle, kültürle, savunmayla destekleyerek devam ettireceğiz.
Türkiye'yi bölgesinin yükselen yıldızı haline getireceğiz, bunda kararlıyız.
İnşallah bunu da son 21 yıldır olduğu gibi yine hep beraber yapacağız."
Milletin
tüm kesimleri gibi iş dünyasının da beklentilerinin farkında olduklarını dile
getiren Erdoğan, şimdiye kadar iş dünyasının taleplerine kulak tıkamadıklarını,
sorunları görmezden gelmediklerini vurguladı.
Erdoğan,
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin Genel Kurullarında iş adamlarıyla bir
araya gelmeye çaba gösterdiklerini, her yıl bakanlarla Türkiye ekonomi
şuralarında her şehrin, her sektörün meselelerini uzun uzun iş adamlarıyla
istişare ettiklerini anlattı. Bu istişarelerin süreceğinin altını çizen
Erdoğan, şunları ifade etti:
"Bu
istişarelerimizin meyvelerini her alanda beraber topladık. Sorunların çözümü
noktasındaki pek çok müjdeyi de yine bu toplantılar vasıtasıyla kamuoyuyla
paylaştık. İnşallah bundan sonra sizlerle yine bir araya gelecek ve bu adımları
da birlikte atacağız. Son dönemde adeta bir siyasi şantaj olarak kullanılan bu
vize sorununu en kısa sürede hal yoluna koyacağız. Sizlerin her alanda önünüzü
açmak, yolunuza çıkan engelleri ortadan kaldırmak için canla başla çalışmayı
sürdüreceğiz. Buradan tüm iş dünyamıza seslenmek istiyorum, dünyanın ve
bölgemizin içinde bulunduğu konjonktür belki de bizlere tarihimizin en büyük
fırsatlarını sunuyor. Bu fırsatları, enerjimizi tüketecek iç tartışmalarla,
sahte gündemlerle heba edemeyiz. Boşa harcayacak tek bir anımız dahi
olmadığının altını çizmek istiyorum."
Türkiye'nin
14 ve 28 Mayıs seçimleriyle altın değerinde bir 5 sene daha kazandığını
belirten Erdoğan, havalimanından Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne gelene kadar
caddelerde oluşan görüntünün unutulacak bir tablo olmadığını söyledi.
"Milletimin
böyle bir tabloyu hazırlaması, böyle bir tabloyu ortaya koyması, burada duadan
başka bize düşen bir şey yok. Ya Rab, beni bu milletin bir evladı olarak
yarattığın için sana sonsuz hamdüsenalar olsun" diyen Erdoğan, yüklerinin
ağırlığının farkında olduklarını, gelecek 5 yılı da dolu dolu
değerlendireceklerini dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Sizler
de gördünüz. Seçim dönemi boyunca söylemedikleri yalan, atmadıkları iftira
kalmadı. Bugüne kadar yapmadıkları, yapamadıkları ne tür yalanlar varsa
bunların hepsini söylediler. Sizler zaten iş adamları olarak neyin
yapılabileceğini, neyin yapılamayacağını gayet iyi bilenlersiniz. Ama öyle
yalanlar, öyle yalanlar ortaya konuldu ki hakikaten, tabii ki insanoğlu bu tür
şeyler karşısında 'Ya yapar mı? Acaba böyle bir şeyi gerçekleştirir mi?'
sorusunu kendine soruyor. Ama karşısındakinin sırtında yumurta küfesi yok.
Rahat rahat atabiliyor. Rahat rahat söyleyebiliyor. Önemli olan ne? 'Ha şu
seçimi bir atlatalım hele'. Ya bugüne kadar yaptıklarınız ortada. Ne yaptınız?
10'u aşkın büyükşehir belediye başkanınız var. Bu belediye başkanlarınız
İstanbul'da ne yaptı? Ankara'da ne yaptı? İzmir'de ne yaptı? Şunları bir
ispatlayın ya. 'Şunu da yaptık' deyin. Yani yaptıklarını söylemiyorlar
maalesef. Ama ben İstanbul'da yaşıyorum, Ankara'da yaşıyorum. İzmir'i devamlı
takip ediyorum, görüyorum."
29
Mayıs itibarıyla milletin bankadan para çekemeyeceğini iddia edenlerin, döviz
kuru ve sebze fiyatlarının uçacağı hezeyanına kadar "tüm tuşlara
bastığını" vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ne
oldu? İşte dün 29 Mayıs'tı. Ne oldu, bankalar filan falan hepsi kapandı mı?
Hepsi artık kasaları masaları filan falan boşalttılar mı? Ne oldu? Hepsi yalan.
Ama işte biliyorsunuz, yalancının mumu yatsıya kadar yanar. Artık yatsıyı filan
geride bıraktık. Millete ve iş dünyasına korku salmak adına piyasa spekülasyonu
dahil her türlü çirkefliği sergilediler. Sırf üç beş oy daha fazla alabilmek
için siyasi tarihimizin en rezil kampanyasını yürüttüler. Ne yaparlarsa
yapsınlar muvaffak olamadılar. Bu ülkenin ekonomisini, bunlar Londra
tefecilerine teslim edeceklerdi, edemediler. İş dünyamızı ürkütmeyi,
panikletmeyi başaramadılar. İnşallah bundan sonra da bu hedeflerine
ulaşamayacaklar. Sizlerden, ağızlarını her açtıklarında Türk ekonomisiyle
ilgili sürekli kötü tablolar çizen felaket tellallarına prim vermemenizi
istiyorum. Bu işleri en iyi sizler biliyorsunuz. Bunlar kendi hezimetlerine
milleti de ortak etmek isteyen zavallılardır."
Cumhurbaşkanı
Erdoğan, bunlara aldırmadan, 21 yıldır olduğu gibi yine işlerine bakarak kendi
gündemlerine odaklanacaklarını ve ellerindeki imkanları en güzel şekilde
kullanmaya çalışacaklarını belirtti.
Yeni
pazarlar, yeni müşteriler bulmanın peşinde koşacaklarını dile getiren Erdoğan,
"Gerek ülkemize yatırımlar çekecek gerekse o ülkelerde bizler yatırımlara
gireceğiz. Daha fazla üretecek, daha fazla ihracat yapacağız. Ve bu konuda 5
ilkemiz var. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyüme.
Bunu ülkemiz başarır mı? Başarır ve başaracağız. İnşallah daha çok sayıda
insanımıza istihdam oluşturacağız. Türkiye'nin yumuşak gücünü, Türkiye'nin
artan itibarını ekonomik olarak da fırsata dönüştürmeye gayret edeceğiz."
ifadesini kullandı.
Erdoğan,
devletine ve hükümetine güvenen hiç kimsenin 21 yıldır mağdur olmadığını,
ülkenin potansiyeline inanan hiç kimsenin pişmanlık yaşamadığını, bundan sonra
da Türkiye Cumhuriyeti'nin, iş insanıyla, işçisiyle, çiftçisiyle, üreticisiyle,
depremzedesiyle, mazlum ve mağduruyla kendine güveneni asla yarı yolda
bırakmayacağını vurguladı.
İş
insanlarından yatırımlarını daha da arttırmalarını, Türkiye vizyonunun inşasına
omuz vermelerini isteyen Erdoğan, Hizmet Şeref Belgesi almaya hak kazanan
delegeleri tebrik etti.
-Ticaret Bakanı Muş
Ticaret Bakanı Mehmet Muş da mayıs
ayında ihracattaki artış seyrinin devam ettiğini belirterek, "İki gün
sonra rakamlar tamamen netleşecektir ama ilk veriler bize yüzde 10'un üzerinde
artış ve en yüksek mayıs ayı ihracatına ulaşılacağını göstermektedir."
dedi.
Bugüne kadar tüm iş dünyasıyla bir
çarkın dişlileri gibi uyum içinde çalıştıklarına işaret eden Muş, bundan sonra
da iş insanlarının azmi ve heyecanının kendileri için en büyük güç ve
motivasyon kaynağı olacağını söyledi. Muş, 21 yıldır olduğu gibi bundan sonra
da iş dünyasının önünü açacak, güç birliği ve istişare içinde ekonomide büyük
başarılar elde etmek için çalışmaya devam edeceklerini bildirdi.
Muş, bu yılın ilk yarısı biterken,
küresel ekonomiye ilişkin beklentilerin giderek kötüleştiğine şahit olduklarına
dikkati çekerek, birçok ülkedeki parasal sıkılaştırma politikalarına rağmen
enflasyonun yüksek seyretmesi, bankacılık sektöründeki çalkantılar ve
Rusya-Ukrayna Savaşı'nın, küresel ekonomiye ilişkin belirsizlikleri artırdığını
anlattı.
Küresel ekonomide yaşanan
istikrarsızlıklara ve bozulmalara rağmen Türkiye'ye ilişkin verilerin,
ekonominin temellerinin sağlam olduğuna işaret ettiğini belirten Muş, sözlerini
şöyle sürdürdü: "Türkiye ekonomisi son yıllardaki ivmesini devam
ettirmektedir. Ülkemiz, 2022 yılında yakaladığı yaklaşık yüzde 5,6 büyümeyle,
G20 ülkeleri arasında en yüksek 3. büyüme oranını yakalamıştır. İhracatçı firma
sayımız 110 binin üzerine çıkarken, ihracatımız ilk kez 250 milyar dolar
sınırını geçmiştir. Küresel ekonomideki yavaşlamaya ve 11 ilimizi etkileyen
deprem felaketine rağmen ekonomimiz 2023 yılında da güçlü performansına devam
etmektedir. İstihdamdan tüketici endeksine kadar deprem sonrası ortaya
koyduğumuz seferberlikle ekonomimizin güçlü büyüme politikasına katkılar
verilmektedir. Mayıs ayında ihracatımızdaki artış seyrinin devam ettiğini
buradan belirtmek isterim. İki gün sonra rakamlar tamamen netleşecektir ama ilk
veriler bize yüzde 10'un üzerinde artış ve en yüksek mayıs ayı ihracatına
ulaşılacağını göstermektedir."
Muş, Bakanlık olarak iş insanları için
yeni strateji ve destekler ortaya koyduklarını ve ihracatın her aşamasında
yanlarında olmaya devam ettiklerini bildirirken, ihracata yönelik destekleri
daha yalın ve esnek hale getirdiklerini ve e-ihracat gibi yeni desteklerle
sürdürülebilir ihracat artışı için önemli adımlar attıklarını anlattı.
İhracatçıların finansmana erişimini
kolaylaştırmak için faaliyete geçirilen İhracatı Geliştirme Anonim Şirketinin
(İGE AŞ) bugüne kadar 35,4 milyar liralık krediye kefalet sağladığına işaret
eden Muş, "İGE AŞ, kararlı şekilde yoluna devam etmektedir. Türk Eximbank
ve İGE AŞ ile hayata geçirdiğimiz prefinansman modeli ile firmalar ihracat
desteklerinden yararlanmak için zamandan kaynaklı finansman yükünden
kurtulmuştur." diye konuştu.
Muş, Türkiye'nin ilk milli sermayeli
özel bankası unvanını taşıyan Türk Ticaret Bankasının yüzde 98,5 hissesinin İGE
AŞ tarafından satın alındığını aktarırken, bu bankanın 1913 yılında
Adapazarı'nda girişimci ve tüccarlar tarafından kurulduğunu söyledi. Türk
Ticaret Bankasının yeniden ayağa kalkacağını belirten Muş, "Banka tekrar
faaliyete geçirilecek, bu mili markamız yeniden ihya edilecek ve iş dünyası
temsilcilerine hizmet vermeye başlayacak." ifadesini kullandı.
İhracatın yakın pazarlarda elde ettiği
başarıyı genişletmek için Uzak Ülkeler Stratejisi'ni hazırladıklarını,
ihracatın menzilini önce dünya ortalamasına, daha sonra da dünya ortalamasının
üzerine çıkarmak istediklerini anlatan Muş, hizmet ihracatının da geçen yıl
yüzde 50 büyüdüğünü söyledi. Son 10 yılda hizmet ihracatçılarına sağlanan 3,1
milyar dolarlık desteğin 1,1 milyar liralık kısmının 2022'de verildiğini
belirten Muş, "Yeni destek paketleriyle hizmet ihracatımız 100 milyar
dolar seviyesinin üzerine çıkacak. Dolayısıyla 250 milyar dolar mal ihracatı,
100 milyar dolar da hizmet olunca 350 milyar doların üzerine çıkmış
oluyor." dedi.
Muş, 19 bölgede 2 bin firmanın faaliyet
gösterdiği serbest bölgeleri de hızla yaygınlaştırdıklarını bildirirken, Samsun
ve Ordu'da iki yeni serbest bölgeyi ülkeye kazandırdıklarını söyledi.
İş dünyasına tüm dünyada avantaj
sağlamak için ticari diplomasi faaliyetlerini sürdürdüklerini de aktaran Muş,
şunları kaydetti: "İş insanlarımızın hangi ülkede sorunu varsa bunu çözmek
için girişimlerde bulunduk. Mesela, Birleşik Arap Emirlikleri ile mart ayında
imzaladığımız Kapsamlı Ekonomik Ortaklık Anlaşması'yla ihracatçılarımızın önünü
Orta Doğu pazarında daha da açmış bulunuyoruz. Milletimizden aldığımız güçlü
destek ve güven, siz değerli iş insanlarının gayreti ve ülkemizin yüksek
ekonomik potansiyeli neticesinde önümüzdeki 5 yılın ülkemiz için üretim,
yatırım, istihdam ve ihracat açısından önemli başarılara imza atılacak bir
dönem olacağına inancım tamdır."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının ardından, 35 yıl Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği üyeliği yapan Polatlı Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Yahya Toplu ile 38 yıl genel sekreterlik yapan Kilis Ticaret ve Sanayi Odası Genel Sekreteri Murat Sakar'a hizmet şeref belgesi verildi.
Ticaret Bakanı Mehmet Muş ve TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, günün anısına Cumhurbaşkanı Erdoğan'a tablo hediye etti.
(A.A.)