14.10.2014 Berlin Almanya Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odası Olağan Genel Kurul Toplantısı ve 10. Kuruluş Yıldönümü Yemeği, AB Bakanı Volkan Bozkır, TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Çetin Osman Budak, Türkiye’den gelen Oda ve Borsa Başkanları ile Türk ve Alman Hükümet temsilcileri ve işadamlarının katılımıyla, Almanya’nın başkenti Berlin’de mukim Türkiye Büyükelçiliği’nde gerçekleştirildi.
TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Çetin Osman Budak burada yaptığı
konuşmada, Türkiye ile Almanya arasındaki beşeri bağların tarihi bir geçmişi
olduğunu ve Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odasının 10 yıldır her iki ülke
arasında bir köprü görevi yürüttüğünü vurguladı. Budak konuşmasında ayrıca
Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyeliğinin önemine ve Türk işadamlarının
karşılaştığı haksız vize uygulamalarına da değindi.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği olarak, Türkiye ve Almanya arasındaki
ekonomik işbirliğinin, yüzyıllardır barış içinde süregelmiş sosyal, kültürel ve
siyasi bağlara uygun olarak geliştirilmesi gayretinde olduklarından söz eden Budak,
“Almanya’yı Türkiye açısından dünyadaki tüm diğer ülkelerden farklı konuma
getiren kuvvetli beşeri bağlarımıza da büyük önem veriyoruz. Bu noktadan
hareketle, ülkemizin en önemli ticari partneri ve milyonlarca Türk’e ev
sahipliği yapan Almanya, TOBB’un dış ekonomik ilişkilerinde özel bir yere
sahiptir” dedi.
-“Sağlam ortaklığın
destekçisiyiz”
Alman Sanayi ve Ticaret Odaları Birliği DIHK ile birlikte Berlin ve
İstanbul’da ilişkileri kurumsallaştırmak adına kurulan iki Odayı da kendilerinden
sonraki nesillere gururla bırakabileceklerini ifade eden Çetin Osman Budak
şöyle konuştu:
“Almanya’da, gurur duyduğumuz 70 bini aşkın Türk girişimci, Alman
ekonomisinin yapı taşları oldu. Alman meslektaşları ile ortaklıklar kurdular, çok önemli başarıların altına imza attılar. Bizler, TOBB ve Alman Ticaret ve Sanayi Odaları
birliği olarak bu sağlam ortaklığın destekçileri ve teminatıyız. Bu sebeple de,
kuruluşundan bu yana Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odası bizim için ayrıcalıklı
bir konumdadır. Kuruluşundan on yıl sonra, bugün geldiği nokta ise bizleri
gururlandırmaktadır.
On yılda Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odası, Almanya’da tanınan, üye
portföyünde yerleşik girişimcilerimizin yanı sıra birçok önemli Alman firmasını
bulunduran, ikili platformlarda ve toplantılarda rol alan ve her yıl
gerçekleştirdiği birçok etkinlik ile hem Almanya’da yaşayan Türklerin ekonomiye
entegrasyonunu arttıran, hem de her iki ülke özel sektörü arasında bir köprü
görevi yürüten güçlü ve kurumsal bir yapı haline gelmiştir.
Bildiğiniz gibi Türkiye’nin Avrupa Birliği üyelik süreci halen devam
etmektedir. Bugün Türk özel sektörü olarak tam desteğimizle süren bu
yolculukta, Türkiye’yi AB’ye yaklaştıran her kararda, Almanya stratejik bir
yaklaşımla liderlik göstermiştir. Bu liderliğin devam ettirilmesine, hem
Avrupa’nın hem de Türkiye’nin ihtiyacı vardır.”
-“En büyük engellerden birisi
vize uygulamaları”
AB’nin küresel sistemdeki ağırlığını arttırabilmesinin yolunun
genişleme politikasından geçtiğini ifade eden TOBB Yönetim Kurulu Başkan
Yardımcısı Çetin Osman Budak, genişleme sürecinin, AB ekonomisi için yeni bir
enerji olacağını savundu. Budak, AB
ekonomisinin böyle bir enerjiye, tazelenmeye ihtiyacı bulunduğuna işaret
ederek, bu nedenle, Türkiye ve Balkanlara dönük genişleme stratejisinin korunması
ve ileri götürülmesi gerektiğinin altını çizdi. Kriterleri tümüyle yerine
getirebilen her Avrupa ülkesi için, AB üyeliğinin açık olmasını isteyen Budak, “AB,
tüm Avrupa ülkeleri için, tam üyeliğe imkan sağlayacak pozitif gündem
geliştirmelidir” dedi.
Çetin Osman Budak şunları söyledi: “Bu kapsamda, sürecin hızlanması
için, Türk ve Alman iş dünyasının da etkin desteği gerekiyor. Söz konusu atılımı başaracak olan bizleriz,
hükümetlerimiz kadar biz de bu gidişten sorumluyuz. Çünkü yeni nesillere bu
ortaklığı sağlamlaştırarak bırakmak bizim borcumuzdur.
İkili ticaretimizin önündeki en büyük engellerden biri de vize
uygulamalarıdır. Türk vatandaşlarına uygulanan vize, Türkiye-AB Ortaklık
ilişkisine aykırı olduğu gibi, Türkiye ile AB arasındaki Gümrük Birliği'nin
aksayan yönüdür. Vize konusu Türkiye ekonomisinin gelişmişlik düzeyiyle
bağdaşmıyor. Türkiye’nin AB’ye bakışı ve AB değerleri ile de bağdaşmıyor. Vizelerin kaldırılması, yeni reformlara
kamuoyu desteği için çok önemli bir teşvik unsurudur. Biz bu konunun somut
şekilde ele alınmasını bekliyoruz.
- Avrupa Birliği Bakanı ve
Başmüzakereci Volkan Bozkır
Almanya’nın AB İşlerinden Sorumlu Bakanı Michael Roth'un daveti üzerine
Berlin’de bulunan Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır da,
Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odası’nın (TD-IHK) 10. yıldönümü vesilesiyle
Türkiye’nin Berlin Büyükelçiliği’nde düzenlenen etkinliğe katıldı. Gecede bir
konuşma yapan Bozkır AB Bakanlığını üstlendiği zaman herkesin çok zor bir görev
üstlendiğini söylediğini ifade ederek, “Özellikle de Brüksel’e gittiğimde
Genişleme Komiseri Stefan Füle dedi ki ‘Normal olarak biz siyasilere 100 gün
tanırız ama sana 10 gün bile tanıyamayız.’ Onun için beklenti çok fazla” dedi.
Almanya'da Türklere karşı oluşan yanlış kanaati de değerlendiren Volkan
Bozkır, “Maalesef Almanya’da yanlış bir kanaat oluşmuş vaziyette. Bu yanlış
kanaati gidermenin yolu da burada kendisini Almanya’da geçici olarak
hissetmeyen, yıllardır burada çalışmış ailelerin çocuklarının nasıl Almanya’ya
entegre olduğunu ve entegre olma sayesinde de bu dostluğa ne kadar çok hizmet
ettiklerini ve aynı zamanda da kültürlerini koruduklarını görmek çok mutlu etti
hepimizi” şeklinde konuştu.
-“Türkiye AB sürecinden mahrum
bırakılmamalı”
Avrupa Birliği sürecinin Türkiye için oldukça önem taşıdığını
vurgulayan Bozkır, Türkiye’nin AB sürecinde mahrum bırakılması durumunda
zararının sadece Türkiye'ye değil tüm dünyaya olacağını sözlerine ekleyerek
konuşmasına şu şekilde devam etti, “Türkiye, birçok kişinin beklemediği çok
büyük bir ekonomik hamleyi gerçekleştirmiştir. Bir seviye atlamıştır. Ve
etrafında bütün yangınların olduğu bir Türkiye yaklaşık 10 küsur yıldır siyasi
istikrarını, ekonomik istikrarını muhafaza etmiş, demokrasisindeki gelişmesini
sürdürmüş, Avrupa Birliği sürecini bütün sıkıntılara rağmen bırakmamış
görüşmeye devam ettirmiş bir ülke olarak gerçekten Almanya'yla en önemli
ortaklığı, en önemli ilişkiyi sürdürebilecek konumdadır.”