07.11.2014 Ankara Irak Dışişleri Bakanı İbrahim Caferi, TOBB ETÜ'de bürokrasi, akademik çevreler, Türkiye'de görevli diplomatik misyon mensupları ve iş dünyasının temsilcilerine hitap etti. Caferi’ye TOBB Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Faik Yavuz ev sahipliği yaptı.
Faik
Yavuz konuşmasında Türkiye-Irak ilişkilerinin iş dünyasının daima öncelikleri
arasında yer aldığına işaret ederek, “Türkiye-Irak kardeşliğinin temeli
sağlamdır. Kapsamı geniştir. Ülkelerimiz halkları arasında, dostluk ve akrabalık
ilişkileri vardır. Komşuluk hukukumuz, daima kardeşliğe daha yakın olmuştur. Irak’ın
dünya ekonomisi ile bütünleşme çabaları Türkiye için daima memnuniyet verici
olmuştur. Irak’ın bu çabaları Türkiye tarafından daima desteklenmiştir. Güçlü
ve istikrarlı bir Irak Türkiye’nin kazanımıdır. Ortadoğu’nun zenginliği ve
sigortasıdır” diye konuştu.
Bölgede
istikrarsız ortamın giderek derinleştiğini söyleyen Yavuz, masum insanların
ülkelerini terk etmek zorunda kaldıklarına işaret etti. Faik Yavuz, huzur, ticaret ve zenginliğin birbirini
beslediğine değinerek, “Halklarımızın zenginliği için ticaret, ticaret için de
huzur ortamı gereklidir. Bu yönden, yeni Irak Hükümeti’nin atmakta olduğu
adımlar cesaret vericidir” dedi.
TOBB
Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Faik Yavuz şunları söyledi: “Irak Türkiye’nin en
önemli ticaret ortaklarından biridir. Irak, Türkiye’nin Ortadoğu’ya ve Körfez
Bölgesine açılan kapısıdır. Türkiye de Irak’ın Avrupa’ya açılan kapısıdır.
Son
dönemde bölgemizdeki karışıklıklar Türk-Irak iktisadi ilişkilerine ciddi zarar
verdi. Karşılıklı ticaretimiz % 40’a varan bir oranda azalma gösterdi.
Irak’taki yatırımcılarımız can güvenliği nedeniyle Türkiye’ye geri dönmek
zorunda kaldı. Irak’a nakliye adeta imkânsız hale geldi. Taşımaları çok daha
uzun ve maliyetli bir rota üzerinden yapılmak zorunda kaldık. Firmalarımız
üstlendikleri işleri tamamlayamadı.
Biz
bütün bu olumsuzlukların geçici olduğuna yürekten inanıyoruz. Türk iş dünyası
olarak her zaman Irak’ın yanında olduk ve bundan sonra da olacağız. Irak’ın
bütünlüğü giderek daha da sağlam hale gelecek, kardeş Irak halkı geleceğe daha
umutla bakacaktır.”
-Irak Dışişleri Bakanı Caferi
Irak
Dışişleri Bakanı İbrahim Caferi ise TOBB ETÜ'deki konuşmasında Irak'ın
terörün ilk kurbanı olan ülke olmadığını söyleyen İbrahim Caferi, başta
2002'deki İkiz Kule saldırıları olmak üzere dünyadaki terör saldırılarından
örnekler verdi. Terörün, Doğu Asya'ya ve Ortadoğu'ya geçtiğini söyleyen Caferi,
ardından IŞİD terörüne değindi.
IŞİD'in
Irak'a saldırdığını ve Musul dahil bazı yerleri ele geçirdiğini dile getiren
Caferi, terör örgütünün bir aldatmaca olarak "İslam adını
kullandığını" kaydetti. Ancak örgütün İslam'la ilgili olmadığını
vurgulayan Caferi, "İslam barıştan gelmektedir. Müslümanlar ilk söz olarak
birbirlerine 'selamün aleyküm' diyorlar." dedi.
Güvenliğin
ihlal edilmesini ve bunun İslam'a mâl edilmesinin doğru olmadığını kaydeden
Caferi, "İslam bundan beridir." diye belirtti. IŞİD'in Irak topraklarında
savaştığını ancak terör örgütüne üye olanların dünyanın dört bir yanından
geldiklerini belirten Caferi, Amerika ve Kanada gibi ülkelerin yanı sıra Avrupa
ve hatta Avustralya'dan gelenler olduğunu aktardı. Bu kişilerin tamamının
Irak'ta bir araya geldiğini, Irak vatandaşlarının güvenliğini sarstıklarını,
Musul'u işgal ettiklerini belirten Caferi, örgütün eylemlerinin bütün İslami
değerleri bir yana ittiğini belirtti.
IŞİD'in
ortaya çıkışı ve saldırıları ile birlikte dünyanın dört bir yanında tehlike
çanları çalmaya başladığını anlatan Caferi, Birleşmiş Milletler Güvenlik
Konseyi'nin toplandığını ve toplantıya katılanların tamamının "terörü ve
IŞİD'i kınadıklarını" söyledi.
İslam'ın
bu terörizmden ayrı tutulması gerektiğinin herkes tarafından dile getirildiğini
söyleyen Caferi, ayrıca Irak'ın IŞİD'le mücadelede yalnız bırakılmayacağının da
dile getirildiğini söyledi.
"İçinde
yaşadığımız bölgeye Allah çok nimet bahşetmiştir. Petrol dünya rezervinin 3'te
ikisi bu bölgededir" diye konuşan Caferi, 50'den fazla ülkenin bulunduğu
bölge konusunda dünya ülkeleri arasında ihtilaflar söz konusu olduğunu, söz
konusu bu ayrım kapısından da düşmanların girdiğini dile getirdi. Caferi, bölge
için ayrıca "Aynı zamanda Bulanık sularda balık yakalamak isteyenler bölgeyi
karıştırmak isteyenler ve bu gruplarla ticaret yapanlar var." dedi.
Caferi,a IŞİD ve El Kaide ne boyutta insani bir tehlike oluşturuyorsa, aynı
boyutta cevap verilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Türkiye-Irak
ilişkilerine dair değerlendirmelerde de bulunan Irak Dışişleri Bakanı,
yaşananlara rağmen iki ülke arasındaki ticaret hacminin yükseleceğini, yatırım
ufuklarının açık kalacağını söyledi. Caferi, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun bu
ayın sonunda veya önümüzdeki ayın başında Irak'ı ziyaret edeceğini kaydetti.
Caferi,
IŞİD'le mücadele konusunda yabancı ülkelerin müdahalesini istemediklerini
hatırlatarak, Irak'ın IŞİD'le tek başına nasıl mücadele edeceğinin sorulması
üzerine ise "IŞİD bir düzenli Ordu değildir; çetelerden, şuradan buradan
gelenlerden oluşmaktadır. Belli bazı bölgeleri mezhepsel yönden kışkırtmaya
çalışıyor. Irak'ın savaşçılara ihtiyacı yoktur, kendi kendini savunabilecek bir
ülkedir. Iraklılar kendilerini savunma sanatını çok iyi yapıyorlar. Ama bu
savaş dengesizdir. Destek sadece askerler yönünden değil, hava cihazları
lojistik destek ve eğitim yönünden önemlidir. Yurt dışından Irak'a gelen
askerleri istememekteyiz. Irak'ta yabancı üslerin bulunması Iraklıların beynini
meşgul etmektedir. Silah ve istihbarat sağlanması normal bir unsurdur. Irak
Silahlı Kuvvetlerine gönüllü katılım vardır." diye konuştu.